2. Bölüm • Uçuş Anatomisi ve Sürprizler

444 34 8
                                    

Selam!

Nasılsınız??

Oldukça uzun bir ara oldu ama sonunda arayı kapatabildik.

Umarım bölümden benim yazdığım kadar zevk alırsınız.

Şuraya İdil için hazırladığım spotify çalma listesinin linkini bırakıyorum. Daha çok İdil'in hazırladığı bir playlist diyebiliriz sksmxkkds

https://open.spotify.com/playlist/3tJWdQssvmPnK2yprnaGAg?si=tsBMVBFcQMurD2LofEcJOQ&dl_branch=1

Eğer linki açamazsanız spotify'da "idil" yazarak bulabilirsiniz. Öyle de çıkmazsa Gül ve Hançer playlistinden profilime tıklayıp bulabilirsiniz.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Hepinizi çok seviyorum, öpüyorum...<3

Bölüm Şarkısı:

Taylor Swift- Cruel Summer

2. Bölüm • Uçuş Anatomisi ve Sürprizler

Hayatımın hiç öncesi ve sonrası olmamıştı. Yani bir olay hayatımı hiç kökünden etkilememiş ve ben hiç hayatımı öncesi ve sonrası olarak adlandırmamıştım ama şimdi Onur'un Aston Martin'inin içinde hızla İstanbul'un sokaklarında yol alırken bunun değişip değişmeyeceğini düşünüyordum.

Ya onu kaybetmişsem? Ya farkında olmadan onunla son konuşmalarımı yapmışsam?

Titreyen elimde oturduğum deri koltuğu sıktım. Onur kornaya basıyor, gecenin ilerleyen trafiğinde yol almaya çalışıyordu ama altımızda hızla atılmak için kükreyen araba trafiğin arasında zar zor ilerliyordu. Gözlerim arabaların yanan kırmızı ışıklarının üzerinden ayrılmıyordu. Haberi alır almaz Onur elimden telefonu almış ve hastanenin yerini öğrenmişti. İyi ki yanımdaydı çünkü o anda bu panik halimle hiçbir şey yapamaz her şeyi elime yüzüme bulaştırırdım. O öyle yapmadı. Beni kolumdan tuttuğu gibi Barış'ın bir saat önce çıktığı arka kapıya yönlendirip arabaya bindirdi. Kimseye haber vermemiştik. Eğer haber verseydik herkes telaşa kapılır ortalık mahşer yerine dönerdi. Üstelik daha ne olduğunu bile bilmiyorduk.

Deri koltuklara bastırdığım parmaklarım öylesine güçlüydü ki bir an için kırmızıya boyalı tırnaklarım geriye kıvrılacak zannettim. Hayatımda bu derece önemli birisini kaybetmeye hiç yaklaşmamıştım. Elbette aile büyüklerimi kaybetmiştim ama daha çok küçüktüm ve hiçbir şeyin farkında değildim.

Onur'un bana baktığını hissettim. Sonra elimi bacağıma koydu ve hafifçe sıktı. Bunu dikkatini bana çekmek için yapmıştı ama irkildim. Sertçe yutkunarak ona döndüm. Yola bakarken sertçe kornaya bastı ve bu çıkan yüksek ses beni rahatsız etti. Gözleri bir saniyeliğine bana döndü sonra tekrar yola baktı. "İyi misin?" dedi kısık gözlerle yola bakarken.

Kafamı salladım ama yola o kadar odaklanmıştı ki beni görmedi. "İyiyim," dedim yalan söyleyerek.

"O zaman neden ağlıyorsun?"

Ne? Ağlıyor muydum? Elimi yanağımda gezdirdiğimde gelen ıslaklıkla daha garip hissettim. İçimden o kadar çok şey düşünüyordum ki tepki vermeyi unutmuştum. Hızla yanaklarımı sildim ve kendime ağlamayacağıma dair söz verdim.

Onur bir kez daha bana baktı ama bir şey demedi. Elini bacağımdan çekti ve yine sinirli bir şekilde yolu açmaya çalıştı. Onur arabayı hastanenin acil girişine yanaştırdığı an arabanın durmasını beklemeden hemen aşağı indim. Acilin sürgülü kapıları açıldı. Ayaklarıma dolanan eteklerime küfrederek hemen danışmaya vardım. İnsanların gözleri benim üzerimdeydi ve beni tanırlarsa bu bir sorun teşkil edebilirdi ama umurumda değildi.

Sahtekâr ve OyunbozanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin