"Wukhızdek'ona?"
Benimle evlenir misin?
Genç kız, yerinde hareketsiz kalmıştı. Kalp atışlarını hissederken elindeki kağıtları sıkıyordu. Ne yaptığının farkında bile değildi. Gözlerini genç adamdan ayıramazken, karşısındaki adamın da ondan farkı yoktu. Gözleri birbirlerine kilitlenmişti. Ortam sessiz olsa da gözleriyle ne çok şey anlatıyorlardı birbirlerine...
Genç kız endişelerine rağmen içi huzursuz değildi. İnanıyordu. Emir'in sevgi ve saygısına inanıyordu. En çok istediği saygısı vardı. Saygı...
Emir, içindekini söyleme rahatlığı içini okşarken aklına gelen kötü düşünceleri savmaya çalışıyordu. Karşısında nur yüzlüsü vardı ve bu kötü düşüncelere aldırış etmesini yok sayıyordu sanki. Bilmiyordu. Kendini hiç bu kadar değişik hissetmemişti. Şu an sanki ayak üstü görüşme yapıyorlardı. Ona uzun bakmasındaki amaç da oydu sanki. Ona bakmasındaki. Sahi neden çekmiyordu gözlerini?
İlk gözlerini çeken Sinefin olmuştu. İçindeki emin olunmuşlukla kendine gelebilmişti. Genç kız, gözlerini elindeki kağıtlara çevirdiğinde Emir'in sesini duydu. Utanıyordu fakat kaçmayacaktı. Onunla konuşacaktı.
"Sinefin..."
Zorlukla başını kaldırdı genç kız. Mahçup hâlini görebiliyordu. Yüzünde ister istemez oluşan gülümseme ile konuştu.
"Emir..."
Durdu. Pembeleşen yanaklarıyla gözlerini onda oyalamayarak devam etti sözlerine. Emir dikkatle onu dinliyordu. Ağrıyan kalbi okşanıyordu sanki.
"Ben Çerkesim-"
Telefon sesiyle sözünü tamamlayamamıştı genç kız. Emir'in telefonu çalıyordu. Telefonun çaldığının farkında olmayan genç adam, nur yüzlüsünün durması ile fark edebilmişti. Başını masanın üzerindeki telefonuna çevirdiğinde Caner'in ismini gördü. Şu anki durumunu bilse arar mıydı hiç?
Telefonunu hızla alıp reddetti aramayı. Telaşlanmasın diye iş yerinden biraz sonra çıkacağına dair mesaj göndermişti Caner'e. Sinefin, kapanan aramayla yanakları gitgide yanarken gözlerini sıkıca kapatıp açtı. Konuşma yapar diye düşünüyordu. Yani bir ihtimal...
Beklemediği bir anda Emir, kendisine döndüğünde ne diyeceğini bilemez hâlde kalakaldı. Emir yüzüne bir müddet baktıktan sonra başını çevirip eşyalarını toparlarken konuşmaya başladı. Nur yüzlüsünü zor durumda bırakmak istemiyordu.
"Dışarıda konuşsak daha uygun olur..."
Sinefin, gitgide büyüyen gülümsemesi ile başını eğdi. Gözleri eline gittiğinde eliyle buruşturduğu kağıtları gördü. Eliyle düzeltmeye çalışırken Emir'in sesiyle kağıtları tekrar buruşturmuştu. Normal gibi de davranamazdı ki. Yavaşça başını kaldırdı.
"Çıkalım mı?"
Sinefin rahatlamış hâlde başını hafifçe salladı. Dikkat çekmemiş miydi?
İş yerinden çıktıklarında açık alanda bir banka oturdular. İş yerine yakın mesafede bulunuyorlardı. Hafif esen rüzgarla gökyüzünde uçurtma uçurmak için çabalayan bir kız önlerinden geçti. Elinde sıkı sıkıya tuttuğu şekerle yürürken uçurmasının kuyruğu yeri süpürüyordu. Uçurtmasını uçuramayınca şekerini yemeye başlamıştı. Şekerini yedikten sonra devam ederdi. Yorulmuştu çünkü. Sinefin, gözlerini küçük kızdan çekip yanına döndü. Kendisine döndüğünü fark eden genç adam, gözlerini küçük kızdan çekip toparlanmaya çalıştı. Bu hâli Sinefin'i gülümsetmişti. Birbirlerine döndüklerinde Emir konuşmaya başladı. Duygularını açma zamanı gelmişti.
"Sinefin... İki yıldır aynı ortamda çalışıyoruz. Biliyorum, sen Çerkessin. Senin için bu konunun hassas olduğunu biliyorum. Türkiye'de yaşamış olsan da diline olan saygın ve bağlılığını biliyorum ve Çerkesliğinden kopmamak isteyişini anlayabiliyorum. Geçmişte yaşanan Çerkeslere yapılan soykırım ve sürgün..."
Genç adam sustu. Sinefin'in gözleri kızarmıştı. Ağlamak istemiyordu. Büyüklerinin yaşadığı o zor durumları anlamak, içinde hep diri tutmak istemişti hep. Türkiye'de doğmuştu. Çoğunluğu kendini müslüman olarak tanımlayan Çerkeslerin İslam'ı gerekliliklerini yaşayanların sayısı azdı. Örf ve adetlerini biliyordu Sinefin. Fakat dinine öncelik vererek örf ve adetlerine sarılırdı. Çerkeslerin tarihte yaşadığı dramının şuuru ile dilinden vazgeçmemişti hiç. Zorunda kalmadıkça Türkçe konuşmuyordu. Şu an Türkçe konuşması Emir içindi. Emir'in Çerkesçe kelimeler söylediğini duymuştu fakat ona saygı duymuştu. Evlilik nasip olursa Türkçe de konuşması gerekmez miydi?
Aklına gelen düşüncelerle yanakları yanmaya başladı. Böyle konularda soğukkanlı olamıyordu. Kendini hemencecik belli ederdi. Emir'in konuşmaları ile birisinin onu kendisini anlatmadan anlayabilmesi ile çok mutlu olmuştu. Peki Emir onun düşüncelerini kabul eder miydi? Yaşantısına ayak uydurabilir miydi?
"Emir, ben zorunda kalmadıkça Türkçe konuşmuyorum. Türkiye'de yaşamış olsam da Çerkesliğimden kopmak istemiyorum ve büyüklerimin bana aktardıklarını geleceğime de aktarmak istiyorum. Türkiye'de olmamın, Çerkesliğimi unutturmasını istemiyorum. Türkiye'de Çerkes ailelerden doğup da kendi dillerini bilmeyen o kadar çocuk var ki. Öğrenmek istemiyorlar dillerini. Bir millet için dil, çok önemli. Türklerin Türkçe konuşması ne kadar önemliyse, Çerkeslerin Çerkesçe konuşması o kadar önemli. Her millet için öyle. Bir millet için dil önemli. Soykırımla dillerimiz unutturulmaya çalışıldı. Ben kendime soykırım yaşatmak istemiyorum. Ben Çerkesim, Emir..."
Genç adam dikkatle dinlemişti genç kızı. Gülümsedi. Ona beslediği duygu, saygı ile harmanlanmıştı sanki. Ona saygı duymuştu hep. Bir sebep de değil miydi Çerkesçe öğrenmesi? Seven sevdiğine yük olmazdı. Omuz olurdu. Emir'in sevgisi ise Sinefin'in değerlerine saygı duyacak kadar manidar, nur yüzlüsünü zor durumda bırakmamak için kendi hayatını onun hayatına hazırlaması kadar naifti. Öbür yandan Sinefin için de saygı önemliydi. Onun için de kendini Çerkes biriyle evlenmek ile sınırlandırmayıp Çerkesleri anlayabilecek biriyle evlenmek istememiş miydi? Sevginin temeli saygı değil miydi?
Sinefin, derin nefes alıp verdikten sonra yüzünden atamadığı gülümsemesi ile dudağını araladı.
"Ben Çerkesim, Emir. Benimle yaşamayı kabul eder misin?"
🌷
Selamün Aleyküm Kardeşlerim
Size uzun bir bölümle gelecektim fakat düşündüğüm gibi olmadı. Umarım sevmişsinizdir bölümü. Bölüm nasıldı?
Dil konusuna çok değindim. Bu çalışmayı izlediğim bir belegeselden etkilenerek yazma kararı almıştım. Orda dilin gerekliliğinden bahsediyorlardı Çerkes büyüklerimiz. Naçizane yaptığım araştırmalar sonucunda bilgiler vermeye çalıştım sizlere bu bölümde. Eksik elbette. Eksiklerim, hatalarım oldu, olmuştur affola. Tarihin detaylarını vermek yerine yaşadıkları zorlukların duygularını anlamaya, hissetmeye çalışarak size aktarıp onların dertleriyle dertlenmemizdi isteğim. Amacım Çerkeslerin yaşadığı soykırım ve sürgünü hatırlatmaktı. Sinefin ile Emir karakterleri ile hatırlatmak istedim. Yeni bölüm final olacak inşallah arkadaşlar. Final yapma kararım, amacımı az da olsa gerçekleştirmiş olmamdı. Uzatmak istemedim. İsterseniz özel bölüm yazabilirim nasip olursa. Final bölümünü 21 Mayıs'ta yayımlayacağım inşallah. Görüşmek dileğiyle. Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz♡♡
![](https://img.wattpad.com/cover/252410252-288-k949329.jpg)