Eve girdim jimin gitmişti sanırım, kendimi koltuğa atınca onun kokusunu aldım. Bu koltuğu bir daha asla yıkamayacaktım. Yattığı yastığı elime alarak ona sarıldım.
Bazen yokluğu o kadar acıtıyor ki varlığı bile bu acıyı kapatmıyor. Ayağa kalkarak odama girdim dolabımdan o kutuyu çıkarıp uzun uzun baktım. Tam açacakken durdum.
Bugün çok yorulmuştum o yüzden ağlayıp kendimi daha da yoramam. Kutuyu kenara koyarak yatağa uzandım ve gözlerimi kapattım günün yorgunluğuyla da uykuya daldım.
Çalan alarmla zar zor yataktan kalkarak telefonu kapattım.
"Günaydın Hankie!"
Dedim, Hank ayaklarımın dibinde dolaşıyorsa kesin acıktı. Elime mamayı almamla Hank atlamaya başladı."Otur"
Dedim hank oturdu mamasını tasa koyup odama geri girdim dolabı açtım.Siyah topuklularımı giyince hızla evden çıktım. Otobüs durağına doğru koşmaya başladım. Otobüs birazdan kalkacaktı
Arkadan korna sesi geldi yavaşça o tarafa döndüm. Bu Lisa olmalıyd-
"Jaehyun"
"Bırakayım mı ?"
"Ş-şey gerek yok otobüsle giderim"
"Şu giden otobüsle mi ?"
Elini uzattığı tarafa baktım. Lanet olsun otobüsü kaçırmıştım!Jaehyun arabadan inip kapımı açtı.
"Hadi, müdür yarsımcısı oldun diye geç kalamazsın değil mi ? İnsanlar ne der sonra ?"
Diyerek güldü. Arabaya binince kapımı kapattı kendi de binince sürmeye başladı."Sen 'İnsanlar ne der sonra' derken neyi kastettin ?"
"İnsanların dediklerine çok kafayı takmış durumdasın onu kastediyorum. Bu kötü birşey, hayatında uzun süresi olmayan bir insanın dediklerini kafana takarsan hayatın gidiş akışını kaçırırsın""Biliyor musun ?....çok haklısın"
"Zamanında bende çok yapardım bu hatayı"
Dedi, şiretin önüne gelince jaehyun'a döndüm.
"Bıraktığın için teşekkürler"
Dedim"Her zaman"
Diyip güldü. Arabadan inerek birlikte şirkete girince kimseyi umursamadan yürümeye başladım. Jaehyun'un dediği gibi yapacaktım insanları umursamayıp hayatı akışına bırakacaktım.Masama gelince şaşkınca etrafa baktım.
"Eşyalarım nerde ?"
Dedim, Lisa heyecanla elimden tutup çekiştirmeye başladı beni"Burası senin odanmış!"
Gülerek kapının kenarda yazan şeyi okudum. Müdür yardımcısı Park ChaeyoungKoşarak odaya girdim herşey yerleştirilmişti.
"Rose çok güzel"
"Evet çok güzel"
Dedim
"Aynı senin gibi"
İkimizde arkaya döndük. Jaehyun elleri cebinde gülerek bize bakıyordu."Rose konuşabilir miyiz ? Özel"
Diyerek Lisa'ya baktı. Lisa güldü
"Tabii"
Dedi giderken kulağıma yaklaştı
"Sanırım bir itiraf geliyor!"
Dedi sessizce, sinirle ona baktım o da koşarak gitti."Evet dinliyorum"
Dedim elindeki kağıdı bana uzattı. Kağıdı elime alarak ne olduğuna baktım.
"B-bu Bae Joo Hyun'un imzalı fotoğrafı!"
Jaehyun kafasını salladı. Hızla ona sarıldım"Teşekkür ederim!"
Yaptığımın farkına varınca hızla ondan uzaklaştım.
"Üzgünüm çok heyecanlandım tekrar teşekkürler"
Jaehyun bana bir adım yaklaştı.Geri gidince bir adım daha yaklaştı. Kalçam masaya değince gidecek yerim olmadığını anladım. Jaehyun ellerini cebinden çıkartıp iki yanıma koyarak bana yaklaştı. Kaçabilecek hiçbir yerim yoktu.
"Çok güzel olduğunu söylemiş miydim ?"
"Ben teşekkür ederim ama fazla yakınız sanki"
"Hâlâ anlamamış olamazsın...seni seviyorum"
Şaşkınca gözlerine baktım.Böyle birşey beklemiyordum...desem yalan olur ama bunu dediğinde ne diyeceğimi hiç düşünmemiştim.
"Peki sen ?"
"B-bende seni seviyorum"
Jaehyun gülümsedi"Ama seni hiç arkadaşlık sınırları dışında sevmedim. Çok özür dilerim ama sevdiğim biri var"
Jaehyun bozulmuş bir şekilde boğazını temizledi ve ellerini cebine sokarak geri çekildi."Ş-şey b-bu hiç olmamış gibi yapalım"
Diyerek odadan çıktı. Oflayarak koltuğa oturdum. Ah tanrım! Lisa hızla içeri girdi."Hayatım boyunca gördüğüm en sağlam salaklardan birisin! O-o yakışıklı, parası var, yetenekli, ablası da senin en sevdiğin aşçı ama jimin...sana cidden inanamıyorum talih kuşunu kendi ellerinle serbest bıraktın ahmak!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~STİLL WANT YOU~
Fanfic"Aşk rüzgâr gibidir, onu göremezsin ama hissedebilirsin..." -Jirose