Mucize Doktor & Hekimoğlu

7. Bölüm

7. Bölüm

"Ferman,"

Ferman kendisine seslenen İpek'e dönerken Ali'yi huzursuz etmemek için yavaş hareket etti.

"İpek,?" İpek öne doğru eğilip fısıldadı.

"Ay affedersin. Uyandırdım mı?"

"Ferman başını iki yana salladı.

"Yok uyumuyordum."

"Ya ne diyeceğim. Hava alanı ile otel arasındaki mesafe ne kadar biliyor musun?"

"Geçen gelişimizde de orada kalmıştık. Bir saat falandı her halde aşağı yukarı."

"Ha vaktimiz var yani."

"Var var rahat rahat yetişiriz."

Ferman bir an susup göz ucuyla Ateş'e baktı.

"Bebeğini uyutmuşsun?"

İpek sırıtıp parmağını dudaklarına götürdü.

"Şşşt. Hakkında konuşunca uyanıyor."

Ateş bir anda gözlerini açınca ikisi de irkildi.

"Uyumuyorum ben. Gözlerimi dinlendiriyorum."

"Ateş yani bir bizi gizli gizli dinlemediğin kalmıştı. Tebrik ediyorum seni."

"Dinlememek mümkün mü İpek hocam. Yine grup terapisine döndü ortalık."

"Allah sana kolaylık versin İpek'çiğim. Fakültede beterdi şimdi bin beter olmuş."

Ferman sessizce konuşmuştu. İpek kahkahasını bastırarak kıs kıs güldü.

"Geçen ay bizim fakültedeki konferansta Nihal ile karşılaştılar. Şenlik alanına döndü ortalık."

Ferman gözlerini kocaman açıp sordu.

"Bizim sınıftaki Nihal mi?"

İpek elini ağzına bastırmış gülüyordu.

"Evet. Bizimki Nihal'i ilk sırada oturmuş görünce mikrofonu bırakıp sahneden kaçtı."

"Erhan'a evlenme teklif etmişti. Sınıfın ortasında."

"Ferman lafına devam edemeden önüne döndü. İki büklüm olmuş sessiz kahkahalarla kırılıyordu.

Ateş boşluğu fırsat bilip İpek'i dürtükledi.

"Buradayız her halde. Doktor bitti şimdi de Derman hocayla mı yapıyorsun dedikodumu."

İpek dudaklarını birbirine bastırıp sırıtışını engellemeye çalıştı.

"Sahi. Sen neden evlenme teklif ettin Erhan'a?"

"Aşıktım Erhan'a. Platonik aşıktım. Oldu mu?"

Ateş koltuğa tutunarak ayaklandı.

"Nereye gidiyorsun? Ateş lütfen."

"Lavaboya gidiyorum. Çiş yapacağım."

"Gelebilirim."

Ateş bir adım atıp arkasına baktı. Yüzüne yayılan hain sırıtışıyla konuştu.

"Ben halledebilirim. Ama yardım ederim dersen?"

İpek ellerini iki yana açtı.

"Buradan lavabo, uçağın öbür ucuna kadar yürümek demek."

Ateş bir saniye koridora baktıktan sonra bir anda başını salladı.

"E iyi."

İpek ayaklanıp Ateş'in sol koluna girdi. Sessiz kabinde ilerlerken Ateş'in yüzünden eksilmeyen sırıtışa bakıp bir anlam vermeye çalıştı.