Terra'ya güneşin tende bıraktığı sıcaklığı yavaşça silen hafif bir esinti hakimdi. Luana gölün üzerinde dans eden yansımaları izlerken ayaklarına değen su içini ürpertti. Derin bir nefes aldı ve ayak parmaklarıyla ıslak kumları sıkıştırdı. Kollarını göle doğru kaldırırken nefesini dışarı verdi. Gölün üzerinde oluşan dalgalara bakarak hafifçe sırıttı.
"Anne! Anne bak! Bence bu dalgaları ben yarattım!"
Suyun soğukluğuna aldırmadan göle doğru iki yavaş adım attı. Gölün etrafına sarmalanmış ağaçları izlerken yeşilliğin güzel kokusunu ciğerlerine doldurdu.
Romilda hızlıca doğruldu ve ağaçtan destek alarak ayağa kalktı.
"Luana Loyce! Çabuk su birikintisinden çık!" dedi telaşla. Hızlı adımlarla kızının yanına doğru ilerledi.
"Sana su hakkında ne demiştim?" dedi ses tonunu ayarlamaya çalışarak. Kızının elinden tutup gölden çıkmasına yardım etti. "Etrafın bizim için tehlikeli olduğunu biliyorsun. Ayrıca maalesef bebeğim dalgaları çok sevdiğin rüzgar yarattı. Ama üzerinde çalışacağız söz veriyorum."
Luana dudaklarını büzerek gözlerini ıslanmış paçalarına çevirdi. Biraz mahçup hissediyordu. Esen rüzgar paçalarına vurdukça onu üşütmüştü. Ürpertiyle titredi.
"Özür dilerim. Sadece denemek istemiştim."
Romilda ellerini kızının saçlarında gezdirdi ardından iki eliyle yüzünü kavradı.
"Geç olmadan eve gitmeliyiz." Ellerini Luana'nın yüzünden ayırıp hafifçe eğildi ve ellerini paçalarına yerleştirdi. "Doğadan aldığımızı daima ona geri veririz." Dedi gülümseyerek. Elleriyle kumaşı sıktı. Bütün su yavaşça toprağa doğru akarken Luana gıdıklandığı için kıkırdadı. Görüşü bulanıklaştı ve yerini farklı bir anıya bıraktı.
...
12 YIL ÖNCE
Meydanda dizlerinin üstüne çökmüştü. Beyaz elbisesinin üzerinde olan lekelere bakıyordu. Uğultular hiç susmuyor ve insan sesleri birbirine karışıyordu. Tek bir sese odaklanmak için çaba gösteriyor fakat başarılı olamıyordu.
Dudaklarını birbirine bastırıyor, gözyaşlarının akmasını engellemeye çalışıyordu. "Nerede?" dedi kendi kendine ve titreyen ellerini kulaklarına götürdü. Kulaklarına o kadar güçlü bastırıyordu ki bir an kafasını patlatacağını düşündü. Uğultuların azalmasını beklerken gözlerini sıkıca kapattı. "Onu almış olamazlar." Diyordu "Annem olmaz!"
Uğultular hafiflediği zaman derin bir nefes alıp ellerini kulaklarından çekti. Gözlerini yavaşça açarak etrafa bakındı. İnsanlar şaşkınlıkla ona bakıyordu. Terranın huzurlu halkı telaşlı bir topluluğa dönüşmüştü. Kızıl saçlı bir kadın acıyarak ona bakarken yanında ki ak saçlı adama döndü. "Şifacının kızıymış. Şifacıyı almışlar."
Luana'nın duran titremesi birden geri döndü. Parmak uçlarına kadar yayılan sıcaklık tüm derisini yakarcasına can acıtıyordu. Ellerini toprağa koyup tırnaklarını geçirdi. Derin nefesler alıyor ve kalbinin kulaklarında atmasına engel olmaya çalışıyordu. Gözlerini topraktan çekip tekrar kızıl saçlı kadına doğru dikti. Yardım dilenircesine ona bakıyordu. Kızıl saçlı kadının gözleri büyümüştü. Parmağıyla Luanayı işaret etti. "Uzaklaşın buradan!" diye bağırdı. "Uzaklaşın kız yanıyor!"
Luana kadının tepkisiyle şaşkına dönmüştü. Başını yere eğdiğinde gördüğü manzaraya inanamadı. Kolları kızılın en sert tonuyla parlıyordu. Korkarak ayağa kalktı ve iki adım geriledi. Elinde hasır sepet tutan bir adam "Yaklaşma!" diye bağırdı. Geriye doğru birkaç büyük adım atarken elindeki sepetini fırlattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELEMENTUM TERRA
FantasyTerra, bir doğa harikası! Uçsuz bucaksız dağlarda yaşayan ve Terra taşlarının enerjisiyle farklı yeteneklerle doğan insanlara yuva oluyor. Terra'da halkı ihtiyaçlarını karşılamak için vadilerinden uzaklaştıkça ve demirden duvarlara yaklaştıkça timor...