-28-

477 28 0
                                    

Keyifli okumalar...

Tolga, nezarethanenin beton zeminine çökmüş, başını ellerinin arasına almış duruyordu. Evet evet, öylece duruyordu. Bir şey düşünmeden, hareket etmeden sadece zemine odaklanmış halde duruyordu. Bu duruma nasıl geldiği hakkında bir fikri yoktu. Bir anda şirkete gelip alıp götürmüşlerdi onu. Ailesine, Burçin'e hiçbir şekilde haber verememişti.

Annesi nasıl perişandı Allah bilir. Kelepçelendiğini duysa durmaksızın ağlardı. Babasının ise onun arkasında olduğunu biliyordu. Böyle bir şey yapmayacağını da biliyordu bu yüzden içi rahattı ama sevdiği? Evet ona inandığını biliyordu ve görmüştü, gözlerinde. Fakat onu bu kadar üzmek çok kötü hissettiriyordu. Bahar kokulu sevdiği onun yüzünden ağlamış, gözyaşı dökmüştü. Aslında onun yüzünden oluşmuş bir durum değildi ama yine de içerliyordu işte.

Muhasebeden sorumlu Yaşar'ın başının altından çıkmıştı hepsi. Adı kadar emindi onun olduğuna. Sonuçta bütün muhasebe kayıtlarını, vergiler ondan sorumluydu. Tolga düzenli olarak kontrol ediyordu ama o şerefsiz bir şekilde gizlemişti her şeyi.

Oturmaktan yorulup ayağa kalktı ve küçücük odayı andıran yerde bir sağa bir sola gidip gelmeye başladı.

"Nasıl dikkat etmem?" dedi kendi kendine fısıldar gibi. "Nasıl bu duruma düşerim?" diye de devam etti. Gözünü her kapattığında gözünün önüne Burçin'in ağlamaktan kızarmış gözleri ve burnu geliyordu. Onu düşünürken aklına yine Yaşar düşünce sinirle yan tarafında bulunan demir parmaklıklara tekme attı. "Kodumun puştu!"

Şuradan çıktıktan sonra yapacağını yapacaktı Yaşar'a. Onu bu duruma soktuğu için karşılığını ağır ödeyecekti. Takmıştı bunu kafasına, yapacaktı.

Birkaç adım sesi duymasıyla sinirden kapattığı gözlerini açıp etrafa bakındı. Ferhat ve avukatı gelmişti. Demir parmaklığın izin verdiği kadarıyla Ferhat'la erkekçe selamlaştılar. "Nasılsın kardeşim?"

Gayriihtiyari kafasını salladı. "İyiyim de Burçin nerede? Nasıl oldu? En son bıraktığımda kötüydü."

"İyi iyi. Bir ara dışarı çıktı birisine bağırdı çağırdı sonra geldi. Şimdi de başında yakın arkadaşıyla Cem var," dedi. "Her neyse Ceren senin konuşmaya geldi."

Ferhat tam gidecekken elini kaldırdı Tolga. "Sen de kal," bakışları avukata döndü. Ceren, Ferhat'ın nişanlısıydı. "Lütfen iyi bir haber söyle Ceren."

Bitkin oluşu sesine de yansımıştı. "Ferhat muhasebe ile ilgilenen adamı bulmuş ama adam konuşmamış," Tolga'nın parmakları aralarındaki demirleri kavradı.

"Adama konuşması karşılığında her şeyi vaat ettim ama yok, konuşmadı," Yaşar'ın ailesi yoktu. Evli değildi ama kendini düşünüyordu işte. "Korumaya çalıştığı kimse, gözünü fena korkutmuş."

Ceren'in dediği onayladı ikisi de. "Tolga, senin buradan çıkman lazım kardeşim. Yoksa dışarı çıkmak yerine mahkemeye çıkacaksın."

"En fazla üç güne en erken de yarın sabaha mahkemeye çıkabilirsin."

"Ne demek mahkemeye çıkmak?!" alaylı bakışları çiftin üzerinde gezindi. "Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz?!"

"Tolga bir sakin ol!" Ferhat'ın uyarı dolu sesiyle sustu. "Dediklerine göre yarın öğlene yani öğlen 3 gibi mahkemeye çıkıyorsun."

Kısa bir anlığına gözlerini açıp kapadı, parmaklarını daha da sıktı. Sakin olmaya çalışıyordu ama nafile!

Dişlerinin arasından konuştu. "Kim ihbar etmiş?" Ferhat dikkatle arkadaşının gözlerinin içine baktı. "Seyhan Holding."

KAMELYA ÇİÇEĞİM - TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin