^^İşte o çok beklenilen 1.bölüm geldi. Lütfen bolca yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayınız yukarıdaki müziği açarak bölümü okuyabilirsiniz. Her birinize iyi okumalar dilerim sevgilerle kalın...^^
BÖLÜM-I
(Yazar'ın anlatımı)
10.09.2001
İstanbul'un en nezih semtlerinden birinde oturan Esra Hanım o gün yattığı sıcacık yatağından mide bulantısı ile uyanmıştı. Mide bulantısı o kadar çok bastırıyordu ki lavaboya gidip kusmaya başlamıştı.
O sırada işe gitmek için hazırlanan Fatih Bey karısının bu durumda olduğunu görünce onu yalnız bırakmak istemedi. "İyi misin? Neyin var hayatım? Diyerek Esra Hanım'a sorusunu sordu. Esra Hanım ise elini ve yüzünü yıkadıktan sonra konuşmaya başladı.
"Biraz mide bulantım var geçer birazdan" dediği sırada Esra Hanım'ın tekrar midesi bulanmış ve tekrar kusmaya başlamıştı. Fatih Bey bu durumdan oldukça rahatsız olmuştu. Esra Hanım'a yaklaşıp onun sarı saçlarını tutmuştu. Esra Hanım'ın rahat bir şekilde nefes alabilmesi için...
Esra Hanım tekrar ellerini ve yüzünü yıkadı ardından konuşmaya başladı "Ben bir hastaneye gitsem iyi olacak" dedi. Fatih Bey karısı Esra Hanım'ı başı ile onayladıktan sonra Esra Hanım'ın solgunlaşmış ve çatlamaya başlamış dudaklarına ufak bir öpücük kondurdu.
O sırada aralarına Can girdi. Can daha 5 yaşındaydı. Can annesine çok düşkün bir çocuktu onu ağlarken görse dayanamaz oda hemen ağlamaya başlardı. Onun gülücükleri evin içinde adeta bir neşe bahçesi oluşturuyordu.
"Karnım acıktı" dedi Can o minik elleri ile karnını göstererek. Esra Hanım ve Fatih Bey birbirlerine bakarak gülüştüler ardından ise banyodan çıkıp mutfağa doğru ilerlediler.
Mutfağa geçtiklerinde kahvaltıyı hazırlamak için gömleğinin kollarını sıyırmıştı Fatih Bey, Esra Hanım çok şanslı bir kadındı aşık olduğu adam o kadar ince düşünceliydi ki...
Fatih Bey kahvaltıyı hazırlamış Esra Hanım ve oğlu Can ile neşeli ve bir o kadar da güzel kahvaltı yapmışlardı. Kahvaltıları bittikten sonra Fatih Bey, oğlu Can'ı yanına aldı. Can'ı gittiği kreşine bırakacak ardından da işe gidecekti.
Esra Hanım ise kahvaltı sırasında telefondan randevu aldığı dahiliye bölümünün doktoruyla görüşmeye hastaneye gidecekti. Fatih Bey evden çıkmadan Esra Hanım'ın yanağından öptü ve çantasını alıp kapıya ilerledi.
Esra Hanım Fatih Bey'den aldığı öpücüğü iç ısıtan gülüşüyle karşılamış ardından ise yan tarafında oturan oğlu Canı öpmüş ve yerinden kalkmıştı. Can hemen annesinin yanına geldi ona minnacık elleriyle sarıldı ve çantasını takıp babasının elini tuttu.
Canın elleri babasının ellerinin arasında kayboluyordu. Bu şahane görüntü Esra Hanım'ı her seferinde kahkahaya boyuyordu...
Esra Hanım masada duran kahvaltı tabaklarını kaldırıp makinaya dizmiş. Evden çıkmadan önce evi genel bir toplamış, temizlemişti. Temizliğin ardından odasına giden Esra Hanım hastaneye gitmek için hazırlanmaya başlamıştı bile dolabından özenle çıkardığı kıyafetlerini giymiş hafif makyaj yapmış ve yarı dolu çantasını alıp evden çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVİNİA
Teen FictionBen Lavinia'ydım. Nâm-ı diğer Ölüm çiçeği... Tek bir nota ile insanları kendine aşık ederdi güzel kokulu Lavinia; ama bilmiyorlardı ona aşık olanlar aslında ölümü kokladıklarını... Acıyı her bir zerrende hissettiğinde anlarsın gerçeğin ne olduğunu...