BÖLÜM:III

53 36 0
                                    

^^Herkese merhaba yeni bölüm geldi hepimize iyi okumak diliyorum yukarıdaki müziği açarak okuyabilir yada daha sonra müziği dinleyebilirsiniz ama kesin dinlerim derim. Bence çok güzel hahahasjssh*^^

 Bence çok güzel hahahasjssh*^^

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BÖLÜM-III

20.09.2002

(Yazar'ın anlatımı)

"Ne ölmek nefessiz kalmaktır; ne de yaşamak nefes almaktır. Yaşamak; sevilmeyi hak eden birine yaşamını harcamaktır." OĞUZ ATAY

Esra Hanım'ın doğumuna son 3 gün kalmıştı. Ama olduğundan daha yavaş bir şekilde hareket ediyordu. Çünkü yaptığı her hareketinde nefesi kesiliyor kalbine ağrı giriyordu, vücudu karnındaki ağırlığı taşıyamayacak hale geliyordu. Esra Hanım doğumunun sonunda belki yaşayabilme ihtimali ile kendini asla yıkmamıştı. Kızını bir kerecik görmek, bütün dünyaları kucağına serilmiş gibi mutlu olmasıydı...

Kızının adını çiçeklerden ibaret olmasını çok istiyordu Esra Hanım. Çünkü Esra Hanım'ın bu dünyada çok sevdiği ve değer verdiği şeylerden birisiydi çiçekler, ama çiçeklerden hangisinin adını vereceğine karar verememiş elinde olan telefonu ile çiçeklere bakıyor ve anlamlarını araştırıyordu. Esra Hanım araştırdığı hiçbir çiçeği beğenmemişti. Ama yine de kızının adını çiçek koymaktan vazgeçmeyecekti.

Kapının çalan zilini duyan Esra Hanım oturduğu koltuğundan kalktı ve kapıya doğru ilerledi. Kapıyı açtığında ise annesine anında sarılan Can oldu. "Kardeşim nasılsın beni özledin mi?" diye Esra Hanım'ın karnına kafasını koyup küçük kardeşi ile konuşuyordu Can. Fatih Bey eğilip canı kucakladı "Hadi bakalım aslan anne hasta olmasın diye eller yıkanmalı" dedi ve kucağında oğlu ile banyoya geçti.

Esra Hanım ise masayı hazırlamak için mutfağa geçti. Masa her zamanki gibi mükemmel bir şekilde hazırlanmıştı. Tabi ki Esra Hanım tek başına hazırlamamıştı. Sevdiği iki adam da ona yardım etmişti. Hiçbir şeyin eksik olmadığı, kurulu olan o masaya oturuldu ve yemekler yendi.

Can annesi Esra Hanıma seslendi. "Annecim benim küçük kardeşimin ismi ne olacak?" diye sordu can annesine. Esra Hanımda ağzındaki lokmayı bitirip konuşmaya başladı. "bende bu konuyu sizinle konuşacaktım. Karar verdim ki çiçeklerden bir tanesinin adını koyalım ama böyle bilindik değil güzel ve anlamlı birde güzel kokulu olan çiçeklerden ama bulamadım."

Dediğinde Fatih Bey karısına hayranlıkla bakıyordu. Göz göze geldiklerinde gülümsedi ve yemeğine devam etti. "Eğer bana bir şey olursa kızımın adını çiçeklerden bir tanesinin adını koy." Dedi Esra Hanım yemek yemekte olan eşi Fatih Bey'e. Fatih Bey başını Esra Hanım'a çevirdiğinde onu anlamamışçasına baktı gözlerine.

" Neden böyle dedin sen koyacaksın kızımızın adını" dediğinde Esra Hanım konuşmaya girdi ve "Senden son isteğimmiş gibi kabul et" dedi. Fatih Bey karısına şaşkınlıkla bakıyor hiç bir şey demiyordu. Başı ile onayladı ve hiç bir şey söylemeden odasına gitti. Esra Hanım ise sadece arakasından baktı çünkü hiçbir kelime yaşanılacak olayları geri getirmeyecekti...

LAVİNİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin