!lk 0lüm

284 67 80
                                    

"Sizi gördüğüme sevinsem mi üzülsem mi?"

Wheein'in şakayla karışık sorusuna cevap verdi Solar, arkadaşının omzuna yumruk geçirmeyi de unutmadı. "Bizi gördüğüne sevin ama evi gördüğüne sevinme., maalesef lanet eve geri döndük"

Biraz gülüştükten sonra çok konuşmadılar ve odalarına çıkıp eşyalarını yerleştirdiler. Her şey normaldi gayet. Yaklaşık 2 saat sonra salona oturdular ve neler yaptıklarını anlattılar.

Herkes kendi başına geleni anlatıyordu. En son Hwasa anlatmıştı, anlatırken çok duraksamıştı sürekli dediği bir şey vardı: Ya bende ölürsem?

"Hepimiz bir gün öleceği-" Moonbyul'un sözünü kesen Wheein'in omuz atmasıydı. Hepsi gerçekten korkuyordu. Hwasa'nın kuzenlerinin hayalini gördükten sonra ölmeleri hiç ama hiç iyi değildi. Olaylar böyle başlamıştı zaten, Solar Hwasa'nın hayalini görmüştü. Ama Hwasa hala neden ölmemişti? Tamam ölmelerini istemiyorlardı zaten ama bu onları daha çok korkutuyordu. "Çıkarken aileme hiç sarılmadığım kadar sarıldım hiç öpmediğim kadar öptüm onları"

Hwasa oflayarak parmaklarını saçlarına geçirdi. Kendine yavaşça tokat attı. "Dağılmamalıyım" yerinden kalktı ve pencerelere yöneldi. Pencereyi açtığı gibi yüzüne çarpmıştı rüzgar. Temiz havayı içine çekti derin bir şekilde.

Kimse birden uçmasını beklemiyordu. Hayır gerçekten, saçı havalandı, birisi tutuyor gibiydi. Duvardan duvara çalınmaya başladı Hwasa. Her seferinde bir yerine zarar geliyordu. Burnu ve başı kanıyordu, çarpıp kırdığı tablolar yüzünden. Diğerleri ise hiçbir şey yapamadan izliyordu sadece. Çığlık atıyor ve aynı anda ağlıyorlardı. Aniden.

"Durdur şunu Hwasa!" Solar'ın dediği akıl almazdı. Hwasa'nın isteği dışında gerçekleşiyordu bu. En sonunda çarpma şiddeti arttı, Hwasa artık daha hızlı çarpıyordu duvarlara, artık sesi de çıkmıyordu. Çarptığı her yerde kan izi kalıyordu.

En sonunda düştü birden. Diğerleri 1-2 dakika boyunca bakakaldılar ama transtan çıkmaya çalışıp arkadaşlarının yanına gittiler. Hala şoktalardı. Hwasa'yı kontrol ettiler, vurdular, sarstılar, nefesini kalbini nabzını her şeyini. Ama hiçbiri yaşam belirtisi vermiyordu. Burnundan akan kanlar simsiyah oldu. Ve aniden kurudu. 

Polisi aramak istiyorlardı ama elleri ayakları birbirine bağlanmış gibiydi. Hiçbir şeyi umursamadan arkadaşlarının adını bağırarak ağlıyorlardı sadece. Bütü yaşadıklarını unuttular resmen. Hepsi hafızalarında silinse de bu asla silinmeyecekti. Bariz.

Geç bile kaldım.

.,.

k1s4 0ldu b!r4z 4m4 0lsun 3h3h3

goblin | mamamoo ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin