d4y4nm4k z0rund4yd1n

237 58 39
                                    

"Bence özür dile, bencilce davrandın güzelim." 

Sonunda eve gelebilmişler, ayrı ayrı odalarda oturuyordu iki arkadaş. Böyle bu durumda birbirini asla bırakmazlardı ama Wheein'in davranışları gerçekten hoş değildi. Şimdi ise Hwasa ile olan odasında Hwasa ile konuşuyor, ondan tavsiye alıyordu. "Ama Hwasa, görmedin mi nasıl tokat attı!" 

"Haklı değil miydi sence de, o anları göz önünden geçir." Wheein Hwasa'nın dediğini yaptı ve ayin anlarını tekrar yaşadı beyninde. Haklıydı aslında. "Tamam ama lütfen ben Byul ile konuşurken gelme, kafam karışabilir." 

"Hata yaparsan gelirim." dedi ve rüzgar gibi kayboldu Hwasa. Wheein derin nefes aldı ve titrek adımlarla odasından çıktı. Her saniye yanında olduğu arkadaşının yanına giderken ilk defa böyle heyecanlanıyordu. 

Hemen yanda olan odanın kapısına geçti ve iki kere tıkladı, "girebilir miyim?" İçeriden ses gelmedi bu yüzden direk daldı Wheein. Moonbyul yatağına oturmuş ellerini dizlerine sarmış bir şekilde yeri izliyordu. Sesi hiç çıkmıyordu ama usulca gözlerinden akıyordu.

Wheein yavaşça yanına oturdu. "Özür dilerim Byul. Çok bencillik ettim, ama ne yapabilirim? Çok normal bir durumun içinde değiliz... Anlatamıyorum ama-" Moonbyul'un ona sıkıca sarılmasıyla sustu Wheein. "Lütfen Hwasa'ya onu çok sevdiğimi ve özlediğimi söyle." Artık sesli bir şekilde hıçkırarak ağlıyordu Moonbyul, her burnunu çekişinde daha sıkı sarılıyordu arkadaşına. Wheein daha fazla konuşmadı ve bebek gibi sırtını pış pışladı kendisine neredeyse yapışmış olan bedenin.

İkisi de ağlıyordu şimdi.

-

"Dayanmak zorundaydın!"

Solar Hwasa'nın önünde eğilmiş onu azarlamasını bitirmesini bekliyordu. "Dayanamadım işte Hwasa, sen neden beni seçtin ki zaten?" Hwasa gözlerini devirdi ve Solar'ın yüzüne bakabilecek şekilde eğildi. Elleriyle çenesini kavradı hiç arkadaşça olmayan bir şekilde. "Sen daha safsın benim için Solar," çenesini bıraktı ve devam etti "eğer benim dünyaya dönmeme yardım etmeye devam edersen bende sana ederim. İkimizde ölü değiliz sonuçta"

Solar kafasını kaldırdı ve kendine kibirle bakan gözlerle temas kurdu. "Wheein mi sıradaki hedefin! Onunla iletişime geçip aklıyla oynuyorsun." Güldü Hwasa, "Hayır hayır asla, benim ona kıyamayacağımı biliyorsun." 

"O değilde," diye devam etti "sen kabul ediyor musun?" Solar gözlerini devirdi "neyi?" Hwasa dişlerini sıkarak elini havaya kaldırdı "bana yardım edecek misin dedim aptal!" Derin nefes aldı Solar. "Mecburen."

-

Wheein arkadaşıyla arasını düzelttikten sonra odasına geldi. Mutluydu, kimseyle -özellikle son kalan arkadaşıyla- arasının bozulmasını istemezdi. "Hwasa!"

"Efendim?" Wheein yerinde zıplamış Hwasa'ya dönmüştü. "Geldin sonunda. Neyse, Moonbyul'la barıştık." Hwasa'nın da yüzü gülmüştü. "Bu çok iyi." Wheein tebessümünü biraz daha acı hale getirdi. "Birde, seni çok sevdiğini ve çok özlediğini söylememi istedi." 

"Bende onu." Wheein başını yere eğdi, o da özlemişti Hwasa'yı. Sadece konuşabiliyordu. Ama o, sarılmak, öpmek, eski günlerdeki gibi yan yana uyumak, beraber uzanıp yıldızları izlemek istiyordu. "Haklısın, keşke sana sarılabilsem Wheein."  Wheein ona şaşkın şaşkın bakarken artık uyumasını söyleyip yok oldu Hwasa.

Az kaldı, beni tanımanıza. 

.,.

clown

bu aralar şu aradaki metinlerde kafanız karışacak, merak etmeyin anlamasanızda kitap bitince açıklama bölümü yayımlayıp her şeyi açıklayacağım :*

goblin | mamamoo ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin