Bölüm 2-Karanlığa Geçiş Gecesi

131 5 0
                                    

Ağır aksak adımlarla barınaktan çıkmaya çalışıyordu Adriana. Burada durduğu her saniye biraz daha boğuluyordu. Gözyaşları da akmıyordu artık. Birkaç saat önce evden neşeyle çıkan masum kız değildi artık. Peri masalları da yalandı gözünde. Bacaklarının arasından akan kanı silecek bir mendil bile yoktu. Bu halde nasıl eve gidebilirim ki diye düşündüğü an da başı döndü, zemin ayağının altından kaydı ve yere sere serpe uzandı. 

Bittiğini düşündüğü göz yaşları durmaksızın akmaya başlamıştı yine. O an da kalkmaya mecali de yoktu ve sadece yeter yeter diye sızlınıyordu. Gözleri acıyla kapanmaya başlamıştı. Bu gece kendi kan gölünde uyumak hatta burada ölmek istiyordu.

Saatler Öncesi...

Hadwin'in öpüşünü engellemek isteyen Adriana sertçe onu itti. Ne olduğunu anlayamayan Hadwin şaşkın ve aç gözlerle Adriana'yı süzüyordu.

''Hadi ama güzelim nazlanmadan güzelce halledelim şu işi. Bak bugünden sonra iş için yurtdışına gideceğim bebeğim. Ne zaman döneceğim belli olmaz ve unutma sen benimsin değil mi? Gitmeden halledelim hadi şu işi'' der demez pantolununu çıkarmaya başladı Hadwin.

Şaşkınlıktan ağzı açık halde kalan Adriana konuşmayı hatırlayınca net olarak sadece HAYIR diyebildi.

''Hayır Hadwin. Hem neden gideceğini şimdi söylüyorsun ki ? Sonuçta dönmeyecek misin buraya? Benimle evlenmeyi düşünmüyüyor musun? Ben peri masallarına inanırım biliyorsun. Ve sana da inanıyorum. O yüzden seni bekleyeceğim Hadwin. Sana kendimi burada bu pis barınakta bir fahişe gibi sunmayacağım. O yüzden lütfen çabuk şu pantolonunu giyin ve beni eve bırak Hadwin.''

Hadwin tahmininden de uzun süre sabırla beklemişti. Adriana susar susmaz aç gözlerini iyice ona dikmiş halde yanına gitti. Ve bir anda yeniden kollarının arasına aldı genç ve güzel Adriana'yı. Hadwin'in güçlü kolları arasında çırpınıyordu ama boşuna bir çabaydı bu. Hadwin'in gözü dönmüştü bir kere. İstediğini alana kadar buradan çıkış yoktu. Ve istediği şey de tam kollarının arasında Adriana'nın güzel bedeniydi.

Kızı sertçe öperken ellerini yeniden geziye çıkarmıştı kızın bedeninde. Sonra bir anda kızı köşedeki yatağa doğru itti ve yerdeki bir ip parçası ile kızın ellerini yatağın başındaki demirden bağladı. Ağlayan ve haykıran Adriana çaresizce kıvranıyordu. Ama insanlardan uzak bu barınağın etrafında onları duyacak kimse yoktu.

Kızın ağlamasına sinir olan Hadwin sertçe bir tokat attı ve eliyle kızın ağzını kapatıp köpürerek bağırmaya başladı.

''Bana bak güzel orospu buralarda seni duyacak ne bir insan ne de bir hayvan var. Anca ağaçlara duyurursun sesini ve benimde kulaklarımın içine ettin. İşte bu yüzden şimdi o çeneni kapa ve kendini bana bırak yoksa burda seni becere becere öldürürüm anladın mı?!''

Korkudan buz kesilen Adriana ıslak gözleriyle evet anlamında göz kırptı. Artık bitmişti masumiyet. Hadwin her yerini öpüyordu. Sonra kızında elbisesini yukarı kaldırdı ve kızın içine daldı. Acıdan çığlık atmaya başlamıştı Adriana. Daha sertçe içine giren Hadwin kızı umursamadan zevkle inliyordu. İçinden bu kız için bu kadar beklediğine pişman olmuştu. Kesinlikle ilk gece bu işi bitirmeliydi ama olsun kızın bu hali de müthişti. Küçüklüğünün anılarını saklayan barınakta yatağın üstünde elleri bağlı güzel Adriana ve ona sahip oluyordu derken birden durdu.

''Siktir! Sen bakire miydin orospu?! İnanamıyorum bu bana neden daha önce söylemedin ha!'' 

Hadwin bu duruma çok sinirlenmişti. Aldığı tüm zevk hem yerle bir olmuşken hem de bu kıza ilk sahip olan kişi olmanın mutluluğu vardı içinde.

Oysa Adriana yoktu sanki orada. Korkudan sessizce ağlıyordu. Bütün bedeni tir tir titrerken bacaklarının arasında yavaşça akan kanı hissedince çığlık attı o da. Hadwin içinde onu mahvederken bile böyle çığlık atmamıştı. 

Kızın çığlğı ile tedirgin olan Hadwin işini bitirdiğine karar verdi. Kıza tekrardan bir tokat attı, dudaklarını sertçe öptü ve ellerini çözüp hızlıca barınaktan çıkıp kaçtı oradan.

Adriana ise sadece ağlıyordu giden masumiyetinin ardından...

KEFARETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin