Oy vermeyi unutmayın!❤️
Jiwon Hocanın sınıfa girmesini bekliyorduk.
Gelince göz gezdirdi sınıfa, şaşırmış gibiydi.- Aferin... Büyük gelişme kaydettiniz. Şimdi sadece müzik açacağım sizde test çözün ya da kitap okuyun, ingilizceyse tabii. Hadi bakalıım başlayın.
Onda'nın ödevlerini yapmaya devam ettim. 40 dakika içerisinde yapabileceğim kadar yapmalıydım.
***
Zil çalınca çıkmayı planlıyordum. Ancak 420'ye tamamlamak için 3 kelime kalmıştı onları yazıp direk su almaya gidecektim.
İşim bittiğinde Jiwon Hoca ile aynı anda kalktık. Kapıyı açacakken kolumu tutup geriye çekti. Yaptığı hareketle afalladım. Bileğime bakıp ona geri soru sorarcasına baktım.
Sırıttı:-Kendini çok mu akıllı sanıyorsun?
-Anlamadım, kendimi kekelememek için zor tutuyordum. Nefes kesiciydi. Ve ben büyük ihtimalle sıçmıştım.
Gözlerini gözlerime dikti. Nefes alamıyorum amk!-Her şeyi duyduğunu biliyorum, herkesten saklanabilir ya da kaçabilirsin ama benden asla. Her şeye burnunu sokmayı kes!
Dediği şeyle ağzım şokla açılmıştı. Dinlediysem ne olmuştu ki? Hem ben bir öğrenciydim onun düşmanı değil. Bunu bana yapamazdı. Kolumu sinirle çektim.
-Sizene? Diyelimki yaptım, çok mu önemliydi? Önemli olsa bile...
Biraz daha yaklaştım. Topukluları yüzünden aynı boydaydık.
-... Ben bir öğrenciyim. Senin bunu yapmaya hakkın yok.-Kendini ne sanıyorsun seni küçü-
-CL'in kızı olmadığım kesin, öğretmenim, dedim öğretmen kelimesini bastırarak.
-Hem... Neden böyle davranıyorsunuz? Dün nasıl davrandıysanız, bu gün de öyle davranmanız çok mu zor?
Ben konuşurken şaşkınlıktan ağzı açık kalmıştı. Dediklerimi sindirmeye çalışıyor gibiydi. Konuşmasına izin vermeden bir hışımla çıktım. Amk sevgilisi miydim ? Çocuğu mu ? Öğrencisi mi?
Hızla kantine çıktım susuzluk beni iyice bunaltmıştı. Özellikle Jiwon karısıyla muhattap olmak beni iyice kasıp, susatıyordu. Kızlara söylemeli miydim... bilmiyorum. Şimdilik bende kalmalıydı. Hemen suyumu alıp bahçeye çıktım. Derin bir nefes aldım. Aç değildim. Yemek için illa yiyeceksem iç açıcı bir şeyler lazımdı. Tadımı kaçırmıştı pis kadın.Banklardan birine oturdum. Etraf sessizdi. Yüksek ihtimal yemekteydiler. Telefonum çalınca arayana bakmadan açtım.
-Alo?
-Alo, Sihyeon nerdesin?
Onda'ydı arayan. Onlara haber falan vermemiştim.
-Ben aç değilim, siz yiyin.
-Nerdesin dedim gerizekalı! Aç mısın diye sormadım.
-ön bahçede banklardan birinde oturuyorum.
-Tamam bekle orda bizim iznimiz var dışarı çıkıp bir şeyler alalım.
-Ben sizi bekleri-
-Hayır birlikte gidiyoruz! Aksini kabul etmiyorum.
Oflayıp onayladım.***
Kimchi aromalı ramenini yerken aşırı mutlu olan Mia'yı ızliyordum. Aç olmadığım için bir şey almak istememiştim. Ama bunu anlamayan halay perileri bana zorla yemek aldırtmıştı.
-Sihyeon yesene şunu, bir şey mi oldu?
Onda'nın sorusuyla gözümü Mia'dan ayırıp ona baktım.
![](https://img.wattpad.com/cover/264546882-288-k75501.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐍𝐨 𝐦𝐨𝐫𝐞 𝐛𝐨𝐲𝐳𝐳 | Sihwon
ФанфикEski ingilizce hocası sayesinde ingilizceye aşık olan Okulunun en iyilerinden olan Sihyeon, eski okuluna dönünce, eski öğretmeninin gittiğini yerine kök söktüren Park Jiwon'un geldiğini öğrenir. Kitabımda hiç bir idol kötüleme amaçlı kullanılmamıştı...