17

142 15 17
                                    

+ Senin burada ne işin var?

JS: Toparlan gidiyoruz, işimiz var.

+ Benim seninle hiçbir işim yok, seni tanımıyorum bile.

K: Ne demek tanımıyorum, bu yabancı şuan salanomda ne arıyor?

JS: Onun abisiyim, sadece bana biraz kızgın ama bu konuları aştık sanıyordum.

+ Tanrım, senden nefret ediyorum.

Sinir bozucu gülümsemesi yüzünde yayılırken orayı terkedip odaya çıktım ve kıyafetlerimi elime alıp odanın kapısının önünde durdum. Rose endişeli gözüküyor tırnaklarını yiyordu. Elini alıp avuş içini öptüm.

+ Beni merak etme, dediği gibi biraz kızgınım ona.

RS: Bir abin olduğunu bilmiyordum.

Gülümseyip başımı eğdim, oysaki hayatım hakkında billmediği tek şey değildi. Beni gerçekten tanısaydı bırak benimle tanışmayı o gün onu kurtarmaya geldiğimde adamdan değil benden korkardı. Tabii herkesten olduğu gibi ondan da gizli kimliğimi korumak zorundaydım.

Aşağı hızlı adımlarla inip Kai'nin önünde durdum. Rose odasına kapanmıştı , o yüzden rahatça konuşabilirdim.

+ Bana rahatça sırlarını açtığın için teşekkür ederim ama güvenebileceğin biri gibi durmuyorum. Ayrıca... Kardeşini bundan sonra mutlu edemem. Yani demek istediğim beni tanıdığı gibi biri değilim. Ama ona bunu anlatamam, benden nefret etsin istemiyorum. Onu benden uzak tutabilecek tek kişi sensin. Ona iyi bak...

Yüzünde kızgın bir o kadar da duygusal bir ifade vardı. Kafası karışmış gibiydi. Daha fazla rahatsızlık vermek istemedim ve beni kapıda bekleyen Jackson'un önüne geçip aşağı inmeye başladım.

JS: Nereye, kaçıncı katta olduğumuzun farkında mısın? Bu kadar basamağı inecek misin gerçekten?

Ona cevap vermeyip yoluma devam ettiğimden arkamdan söylenerek inmeye başladı. Sonunda dış kapıya vardığımızda kapının önünde bekledim, kapımı açıp memnuniyetsiz bakışlarını gönderdi. Gözlerimi devirip sitenin dışına parkedilmiş Porsche'nin kilidinin açılmasıyla şoför koltuğuna binip güç düğmesine bastım. Arabanın motorlarının çalışmasıyla Jackson'ın arabaya koşması bir oldu. Kapıyı açtıp yan tarafa oturdu.

JS: Sen delirdin mi? Neden şoför koltuğuna geçtin, bu benim arabam!

Sinirlerim gerilirken sıktığım çenemi aklımdan geçenleri saydırmak için açacakken deymiyeceğine kanaat getirip vazgeçtim. Birden bastığım gazla sürat çizgisi 90'ı buldu, otobana girmek için yaptığım dönüş henüz kemerini takmamış olan Jackson'ı koltuğundaki yerinden etmişti. Bana bağırıp her ne kadar yavaşlamamı söylesede onu dinlemeyip gaza yüklendim. Sonunda yerleşip kemerini takabildiğinde tutunacak yer arıyordu. Gittiğimiz süratten dolayı eve varmamız çok sürmemişti.

Evin önünde durduğumda Jackson park etmiş olmamın verdiği rahatlıkla nefes dışarıya saldı ve dağılan saçlarını parmaklarıyla taradı. Bense kemerimi çıkartıp arka koltuğa bıraktığım kıyafetlerimi aldım ve kapıyı sertçe vurup arabadan çıktım. Arkamdan kendi arabasına nazik davranmam gerektiğini söylesede onu duymamazlıktan gelip içeri girdim.

Babamın evine gelmeyeli uzun zaman olmuştu. Ufak değişiklikler vardı tabii, koltuk takımlarını değiştirmiş ve birkaç ayda bir gittiği ihalelerden aldığı yeni tabloları yeni yerlerine asmıştı. Hizmetli kadın babamın evi birkaç dakika önce terkettiğini söyleyip elimdekileri aldı. Yukarı , odama çıktığım sırada eve girip yüksek sesle yakınan Jackson yüzünden ne olduğunu kontrol etmek için odasından çıkan kırmızı pijamalı şişmiş suratı ve dağınık saçlarıyla Jennie , beni görür görmez gözlerini büyüttü.

Angel 𝐦𝐞𝐞𝐭 𝐰𝐢𝐭𝐡 𝐭𝐡𝐞 Devil • 𝕄𝕒𝕗𝕚𝕒 𝙅𝙅𝙆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin