Ａｎｇｅｌ 𝐦𝐞𝐞𝐭 𝐰𝐢𝐭𝐡 𝐭𝐡𝐞 Ｄｅｖｉｌ • 𝕄𝕒𝕗𝕚𝕒 𝙅𝙅𝙆

18

Bu bölüm biyaz piskopatlığımı göstermiş olabilirim, lütfen hemen terk etmeyin kitabı.

CP: Selam güzellik!

Ayağa kalkmaya çalışmamla beni karnımdan tutup omuzuna attı. Kolayca yaptığı bu hareket dengemi sarsmıştı, ellerimi beline koyup dönen başımın düzelmesini bekledim. Erkeksi kokan ağır parfümü düzelmemi zorlaştırmıştı.

CP: Arkadan manzara güzel gözüküyor mu?

+ Lanet kalçana iltifate etmemi beklemiyorsundur umarım.

CP: O lanet sexy kalçayı görmek için ne kadar ödediklerini bilseydin tuttuğun yer belim değil kıçım olurdu.

Beline geçirdiğim dirseğimi hissetmemiş gibi merdivenlerden inmeye devam etti. Omuzundan tutunup doğrulmaya çalıştığım sırada koluma batırdığı iğne ağzımdan küçük bir inilti çıkmasına sebep olmuştu. Enjekte ettiği uyuşturucuyu çıkartırken kolum da hissizleşmeye başlamıştı. Enseme uzattığı eli beni bebek gibi tutmasında yardımcı olmuştu. Gözlerim kapanırken aklımı kurcalayan tek bir soru vardı:"Maskenin arkasında gizlenen kimlik kimdi?"

•

Yüzümün çukurlarına dolan büyük yağmur damlaları kaşımı çatmama ve kısık gözlerle etrafı incelememe sebep olmuştu. Şiddetli yağan yağmurun beraberinde birkaç saniyeliğine akşam karanlığını aydınlanmış ve gökgürültüsünün habercisi olmuştu.

Kazılmış uzun geniş çukurun içinde oturur vaziyete geldim. Neler olup bittiğini anlamaya çalışıyordum. Toprak kokusu burnuma doldu, yakınlarda olduğunu belli eden kurt uğulamaları tüylerimi ürpertmiş ve korkmama yetmişti. Vücudum ve çenem, ıslak kıyafetler ve esen şiddetli rüzgarla tir tir titremeye başlamıştı. Umutsuzca yukarı doğru bağırdım.

+ YARDIM EDİN, KİMSE YOK MU? BİRİ BENİ BURADAN ÇIKARTSIN.

Yardım çığlıklarım sonrası duyduğum ağlama ve boğuk haykırış sesi bana hiç yabancı gelmemişti, tekrarlanan bir senaryo gibi...

+ Rose..! ROSE SEN MİSİN?

Cevap veremeyeceğini anladığımda onu göremediğim için endişelendim ve bu göz yaşlarımın yağmuru takip etmesine neden oldu. Etrafı tekmeleyip vuruyordum, burası çıkamayacağım kadar derindi. Bunu yapana fena ödetecektim.

+ AMACIN NE SENİ PİSLİK HERİF!

Ardımdan yükselen kahkaha sesi ve yukarıda beliren büyük beden... Ona nefret dolu bakışlarımı gönderirken eli belindeki silaha gitti. Saçları sırılsıklam ve normalden daha kıvırcık duruyordu. Üzerine giydiği ince t-shirt bedenine tamamen yapışmış ve yapılı vücudunu tüm ayrıntılarıyla sergilemişti. Açıkta olan tek gözünün önüne gelen saçlarını elindeki silah yardımıyla yana doğru iterken kırmızı lensleri parıldadı. Büyük bir nefesi dışarı verdi; soğuk hava, sıcak nefesiyle buluşunca her nefesinden haberdar olmamı sağlayacak bulutları oluşturuyordu. Saçları arasındaki silahı bana uzatınca bağıran kız, bu hareketi sonucu silahlı korkağı sinirlendirmiş ve silahın kendine doğrultulmasını sağlamıştı. Bu hiç adil bir savaş değildi.

+ HAYIR, ONA DOKUNMA. ONU SERBEST BIRAK. ONUN YAPTIĞIM İŞLERLE HİÇBİR ALAKASI YOK. O ZARARSIZ, BENİMLE BİR ALAKASI YOK.

Corpse inanmadığını belli ederek kafasını yana düşürüp kaşını kaldırmıştı. Gülmeye başladı, bunu sadece kısılan gözünden anlayabiliyordum. Kafasını olumsuzca sallayıp üzerinde durduğu ayağını değiştirdi. Boştaki eliyle yağmur damlalarının uçlarından düştüğü kıvırcık tutamları arkaya attı. Yeni farkettiğim kaş piercing'inin üzerinde bulunan doğum lekesi fazla yabancı gelmiyordu gözlerime.