04

344 17 14
                                    

Çocuklar evde akşama kadar zamanlarını beraber geçirirken ben odamda tek başıma telefona bakmıştım, evde bulunan bi kaç kitabın resimlerini incelemiştim ve evin manzarasına karşılık müzik falan dinlemiştim. Onlarla takılmıyordum çünkü beni eğlendirmiyorlardı. Aslında onlarla eğlenmesini bilirdim ama iş arkadaşlarıydık sonuçta.

Sıkıntıdan patlamaya yakınken odamın kapısı tıklandı. O sırada telefonumla ilgileniyordum ve gel komutunu verdikten sonra Jungkook'un içeri girdiğini gördüm.

JK: Yemek hazır.

+Yemek mi? Siz yemek mi pişirdiniz?

Hemen yataktan kalkıp kapının eşiğindeki Jungkook'u yolumdan çekilmesi için ittim ve merdivenlerden aşağı indim. Jungkook yaptığım bu harekete karşı sadece gözlerini kapatıp öfkesini kontrol etmeye çalışmıştı. Aslında onu sinirli görmeyi sevmeye başlamıştım. Biraz eğlendirmişti beni.

Mutfağa girdiğimde olduğum yerde dona kalmıştım. Bu neydi şimdi?

+Yemek nerede?

TH: Seninkisini Jungkook yaptı tezgahın üstünde duruyor çözülmesini bekle.

+Akşam yemeği için hazır noodle mı yiyeceğiz?

JM: Ben Taehyung'a portakallı ördek yapalım dedim ama beni dinlemedi.

İkisi sessizce gülmeye başlarken Taehyung onu uyarırcasına kahkahasının ardından sus işareti yapmıştı. Bu çocuk neden sürekli bana bulaşıyor. Şimdi göstereceğim ona!

+Ya, Park Geveze Jimin noddle 'ın tadı güzel mi ha?

JM: Ahh evet çok güzel.

Tezgahın üstündeki noddle'ı alarak yanına hızla yürüdüm ve noddle'ı başından aşağı boşaltıcaken Jungkook elimden tuttu.

JM: Ya! Deli misin sen? Arabamın camını kırdıktan sonra bi de beni mi yakıcaktın? Ayşş, manyak kız.

Boşta kalan elimle Jimin'in noddle'ını aldım ve kafasından aşağı döktüm. Herkes olayın şokundayken kolumu Jungkook'un elinden kurtardım ve evi terk ettim. Dışarıda yiyecektim.

Biraz yürüdükten sonra bir restauranta girdim ve canımın çektiği birkaç şey sipariş ettim. Hepsini afiyetle yedikten sonra garsonu çağırıp makas olup olmasığını sordum. Bana garip bakmıştı ama makasın kasada bulunduğuna ve şimdi getireceğine dair bişeyler geveledi. Makası aldıktan sonra lavaboya yöneldim ve üstüme küçük kesikler açtım.Saçlarımı açtım ve biraz dağıttım. Lavabodan fazla çıkmadan az önce makas istediğim garsona seslendim ve onu içeri aldığım gibi kapıyı kilitledim. Sıkıcı günümü eğlenceli hale getirme vakti gelmişti.

-Hanımefendi burası bayanlar tuvaleti. Buraya girmem uygun değil.

+Beni dinle yakışıklı şey. Şuan canım seni öpmek istiyor. Karşında eriyebilirim.

Bunları yavaşca söylerken ona daha yaklaşıyordum ve vücutlarımızı birbirine sürtüyordum. O da beni arzulamaya başlamıştı. Bunu alt dudağını ısırıp dudaklarıma bakmasından anlamıştım. Dudaklarımı yaladım ve dudaklarım dudaklarına değerken :

+Öpmeme izin vericek misin?

Elimi göğüslerine götürdüm ve yukarıya doğru sürterek ellerimi saçlarına ulaştırdım. Saçlarını ellerimle kavrayınca nefesi hızlanmıştı. Kalp atışını buradan bile duyabiliyordum. Ben dudaklarımız yapışık ona bakıp sırıtırken onun gözleri hala dudaklarımdaydı.

Birden ondan ayrıldım ve makasın ağzını açıp bileğime bir çizik çektim. Bileğim kanarken adamın tepkisini izliyordum. Bana şaşırmış bir şekilde bakıyordu. Makası südyenime sıkıştırdım, hızla bileğimi biraz adama sürtüp birden kapıyı açtım , bağırarak restaurandı birbirine kattım. Kendimi yere atarak ağlamaya başladım. Ellerimi ve vücudumu titretmeye gayret gösteriyordum. Beni bu halde gören bikaç kişi yanıma yaklaşıp beni kaldırmaya çalıştılar.

Angel 𝐦𝐞𝐞𝐭 𝐰𝐢𝐭𝐡 𝐭𝐡𝐞 Devil • 𝕄𝕒𝕗𝕚𝕒 𝙅𝙅𝙆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin