"Pislik herifler! Hepinizi öldüreceğim! Bekleyin sizi pislikler! Hiçbirinize acımayacağım lanet canavarlar!"
San susmak bilmeden sinirle bağırıyordu. Kısa süre sonra Wooyoung ağlamaya başlamıştı. Canı acıyordu. Ağlıyor ve bağırıyordu yerde acıyla kıvranıyordu San onu böyle görmeye dayanamamıştı.
"San, sanırım ölüyorum. Lütfen, lütfen yardım et."
"İlaç cidden şahane değil mi Sancığım. Baksana nasıl da acı çektiriyor."
San bu sözlerin ardından delirmişti. Aklına yalnızca tek bir şey gelmişti. bildiği bazı büyüleri deneyecekti. Bazı sözcükler söyleyerek Bildiği bir büyüyü kullanmıştı. Bu büyü Ellerindeki ve ayaklarındaki iplerden kurtulmasını sağlamıştı. Vampirler bunun karşısında şaşırıp ne yapacaklarını bilememişlerdi. San, bir diğer büyüyle birlikte vampirlerden birinin elindeki bıçağı kendisine doğru çekmişti.
"Sizi mahvedeceğimi söylemiştim!"
San koşarak Vampirlere saldırmaya başladı. Hepsini öldürmek istiyordu. Önüne çıkan vampirlerin hepsini bıçak yardımıyla öldürüyordu. Vampirleri öldürmek kolay değildi ama San öldürmesi gerektiği noktayı çok iyi biliyordu. Wooyoung'a zarar veren kimse yaşayamazdı.
San yalnızca 1 tane vampir kalana dek herkesi öldürmüştü. En son kalan vampir ise lider olandı."Sana söylemiştim değil mi hiçbirinize acımam! Hepiniz yok olacaksınız!"
"Evet tamam haklıymışsın üzgünüm herkesi öldürdün zaten beni bırak gideyim. Bir daha size zarar veremem"
Lider yenildiğini kabul etmişti. Ölmek istemiyordu ama San bunu asla kabul etmeyecekti. San ani bir hareketle lideri öldürdü.
"Büyüler gerçekten çok işe yarıyor."
San endişeli bir şekilde Wooyoung'un yanına gitti ve bağlı ipleri çözdü
"San, canım çok acıyor. Her an ölebilirmişim gibi hissediyorum. Bir şeyler yap, lütfen"
"Hayır lütfen Wooyoung. Bak artık bizi rahatsız edemezler. Biraz dayan lütfen."
San ağlıyordu Wooyoung'u böyle görmeye dayanamıyordu. Büyü fikri daha önce aklına gelseydi şu an böyle olmuyor olabilirdi. San ağlarken Wooyoung konuşmaya başladı.
"Şu an emin olduğum bir şey var San."
San ağlarken dinlemeye devam etti
"Eğer ölürsem de sana bunu hiç söyleyemezsem diye korkuyorum bu yüzden şu an söylemem gerekiyor."
"Hayır Wooyoung ölmeyeceksin böyle bir şeye izin veremem lütfen kalk gidelim!"
"Seni seviyorum San"
San duyduğu bu cümleden sonra daha da çok ağlamaya başlamıştı ve yerde yatan Wooyoung'a sarılmıştı.
"Ölmene izin veremem asla izin veremem"
San Wooyoung'u kucağına alıp dışarı çıkardı ve gördüğü ilk ata bindirip yola çıktı. Onu saraya götürüp yardım isteyecekti. Ne yapabilirler bilmiyordu ama aklına başka bir şey gelmiyordu.
"Wooyoung lütfen dayan az kaldı lütfen"
Saraya vardıklarında Wooyoung gözlerini kapatmak üzereydi. Onu bu şekilde görenler hemen yardım için koşmuştu ve onu saraydaki odasına götürüp yatırmışlardı. Saray'ın doktoru hemen gelip kontrol etmişti.
"Lütfen söyleyin nasıl olacak ne yapabiliriz?"
"Anlaşılan iğneyle bir tür zehir vermişler. Ne kadar etkili olur bilmiyorum ama ona işe yarayabilecek bir ilaç veriyorum. Ama işe yaramayabilir. Beklemeliyiz."
San korku ve üzüntüyle bekliyordu. Wooyoung'un da onu sevdiğini öğrenmişti ve daha ona kavuşamadan kaybetmek istemiyordu.
"Lütfen bırakma beni lütfen. İkimiz de birbirimizi seviyoruz ve bu kadar acı şekilde ayrılmamalıyız."
San Wooyoung'un elini tutup beklemekten başka bir şey yapamıyordu. Onun acı çektiği anlar gözünün önünden gitmiyordu ve bu daha çok ağlamasına sebep oluyordu.
"Benim yüzümden bunları yaşadın. Belki de düşmanın olarak kalmalıydım.."
Umarım saçmalamamışımdır. Okuduğunuz için teşekkürler.❤️ bir sonraki bölüm final olabilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampire - Woosan
Fanfiction"Pişmanlığın seni bitirecek Wooyoung. Kendi kendini bitireceksin ve sana kimse yardım etmeyecek." San kazanabilecek mi?