1.9

316 24 3
                                    

Duyduğu şeyden sonra şoktan çıkabilmesi biraz vakit aldı Harry'nin. Dudley ve Cho nasıl tanışmıştı, nerede karşılaşmış olabilirlerdi ki? En alakasız iki insan nasıl bulmuştu birbirini?

Dudley Harry'nin çok şaşırdığını fark etmiş olacak ki biraz huzursuzlandı;

"Sizin tarafta kötülere ne diyordu, Ölüm Yiyen'mi? Cho da onlardan mı, niye bu kadar şaşırdın?"

"Yok, yok hayır. Cho Savaş'ta bizim tarafımızdaydı. Sadece bir cadıya aşık olman garibime gitti. Annenler biliyor mu bu durumu?"

"Hayır. Henüz söyleyemedim. Verecekleri tepkiden korkmuyor değilim. Büyücülere eskisi kadar kötü gözle bakmıyorlar ama oğullarının bir cadıyla evlenmesini isteyeceklerini de sanmıyorum."

"Bu durumdan haberleri olduğunda eğer sorun çıkarırlarsa hemen bana haber verebilirsin. Anne ve babanla konuşmaya çalışırım. E onlar da 17 yıl bir büyücüyle yaşadı, yemedim ya onları."

İkisi de gülmüştü. Dudley'in işi zordu. Ama Cho'nun daha zordu sanki. İçinden ikisine de şans diledi. Saate baktı. Kovuk'a dönmesi gerekiyordu. Aşağı inip Vernon ve Petunia ile vedalaştıktan sonra Kovuk'un bahçesine cisimlendi. Hava güzeldi, herkes bahçede oturuyordu.

Molly Harry'i görür görmez Kovuk'a girdi. Çok geçmeden elinde bir tabakla gelmişti. Oradakilere güvenmiyordu. Yine de bir şeyler yemesini istedi Molly. Harry tabağındakileri hızlıca bitirip Ginny, Ron ve Hermione'ye odaya geçmeleri için işaret verdi. Bu "Cho-Dudley" olayını onlara da anlatması gerekiyordu.

Bu sefer Ron'un odasındalardı.

"Ee, teyzen enişten ve sevgili kuzenin nasıllardı, sana hala bir ucube gözüyle bakıyorlar mı?"

"Hayır Ron, aksine beklemediğim kadar iyilerdi. Baya şaşırdım. Ama beni asıl şaşırtan bu değil."

"Ne?"

"Dudley birini bulmuş ve bu kişi bir cadı."

Ginny atıldı;

"Desene ortalık karışacak. Bu cadı kimmiş peki, tanıyor muyuz?"

"Çok iyi tanıyoruz."

Hermione'nin hiç sabrı kalmamış gibiydi

"Harry biz daha fazla merak etmeden direkt söylesene, ne uzattın."

"Peki. Bu cadı Cho Chang."

Üçü de boş boş bakıyordu Harry'e. Sonunda Ron bir şeyler diyebildi.

"Cho Chang'mi? O ikisi ne alaka ya. Nasıl bulmuşlar birbirlerini."

Cümlesini bitirir bitirmez "aşırı" denilebilecek kadar yüksek bir sesle kahkaha atmaya başladı. Hermione de aynı şekilde. Sadece Ginny huzursuz görünüyordu. Cho konusu ne zaman açılsa böyle olurdu. Harry'e saçma geliyordu bu.

Biraz sonra Teddy geldi içeri. Büyüklerin yanında sıkıldığı belli oluyordu. Victoire ile pek de anlaşamıyorlardı. Sahi, Bill ve Fleur'un bir kızları olmuştu. Adı Victoire idi. Güzelliğini annesinden aldığı çok belliydi.

Ron;

"Sen gidip Victoire ile oynasana, biz büyükler ciddi konular konuşuyoruz burada. Sıkılırsın."

"Aşağıda da sıkıldım. Hem Victoire ile oynanmıyor. O benim dediklerimi anlamıyorum o da benim dediklerimi. Ne olur şurada birazcık otursam?"

"Hiçbir şey olmaz Teddy, Ron her zaman ki gibi. Gel bakalım."

Teddy küçük yaşına rağmen oldukça hazırcevap bir çocuktu. Ellerinden geldikçe ona anne babasının yokluğunu hissettirmemeye çalışıyorlardı. E tabii vaftiz babası burada boşuna yoktu. Sirius kadar iyi olamasa da harika bir vaftiz babası olacağına emindi.

Ginny'nin huzursuzluğu sonunda geçmiş gibiydi.

"Harry, çok saçma. İkisi nerede tanışmış olabilir? Gidip Cho ile konuşsak mı?"

Mantıklı bir fikire benziyordu. Gidip sormaktan bir zarar gelmezdi.

"Olur, çok güzel olur. Cho Bakanlık'ta staj yapıyordu. Onu orada bulabiliriz."

"Çok güzel. Annemlere de anlatalım bunu. Çok şaşıracaklarına eminim."

Harry "Evet." anlamında başını salladı ve aşağı inmek üzere kalktılar. "

Ron ve Hermione Teddy ile ilgileniyordu. Gerçekten çok yakışıyorlardı. Bir gün ilgilendikleri çocuğun kendi çocukları olmasını diledi.




~ Savaştan Sonra ~ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin