4•Onu unutmak istiyorum...

561 58 51
                                    

M-medya...

Felix

Jeongin:
"Hyung! Ne bu halin? Göle atlayıp öyle mi geldin?"

Güldüm ve kafenin sandalyelerinden birine oturdum. Jeongin de karşım oturdu.

Felix:
"Biraz ıslanmak istedim sadece."

Jeongin:
"Biraz ağlamak istedin sadece..."

Sessizce söyleyip başını eğdi. Beni ailemden daha iyi tanıyordu Jeongin. O yüzden yağmurda ağlamayı sevdiğimi de biliyor.

Jeongin:
"Neden peki?"

Felix:
"Ne neden?"

Jeongin:
"Neden yine ağladın?"

Iç çektim.

Felix:
"Sanırım sen haklısın. İnsanlara yardım etmeye çalıştıkça benim kalbim kırılıyor. O yüzden kimse benden yardım istemediği sürece onlara yardım etmiycem."

Jeongin:
"Iyi bir karar vermişsin hyung. Senin üzüldüğünü,kırıldığını görünce ben daha kötü oluyorum."

Felix:
"Gel."

Ayağa kalkıp kollarımı açtım. Gülümseyip o da ayağa kalktı ve sarıldı bana.

Felix:
"Başkası olsa ıslağım diye sarılmaz ama benim küçük kardeşim sarılıyor işte."

Jeongin:
"Küçük kardeş mi?"

Gülerek söylediğinde ben de güldüm ve ayrıldık.

Felix:
"Evet."

Burnunu sıktığımda kasadan biri Jeongin'e seslendi.

***:
"Jeongin gel şuraya! Yeni bir sipariş var. Al götür hemen!"

Adamın davranışı ve Jeongin'in yüzündeki çaresiz bakış sinirimi bozmuştu.

Felix:
"Jeongin?"

Jeongin:
"Efendim hyung?"

Felix:
"Bu kim? Sana nasıl bu şekilde bağırabiliyor?"

Jeongin:
"P-patron hyu-"

***:
"Jeongin! Acele et!"

Jeongin:
"Hyung sen şurdaki ablaya git,iş için sana her şeyi anlatır. Benim siparişi yetiştirmem lazım."

Felix:
"Tamam,evde konuşucaz."

Kafasını sallayıp gitti hemen. Gösterdiği ablaya gidip ne yapmam gerektiğini sordum. O patron gibi değildi sanırım. Daha nazik,daha kibardı.

Felix:
"O zaman şimdi içeri girip önlüğü giyiyorum,sonra boş masaları siliyorum,üstlerinde eğer pis bulaşıklar varsa tepsiye koyup içerdeki bulaşıkçı abiye götürüyorum,sadece sizin söylediğiniz müşterilerin siparişlerini alıp tekrar içerdeki teyzeye götürüyorum. O yemekleri hazırlayınca beni çağırıyor ben de alıp masaya götürüyorum. Doğru mu anlamışım?"

***:
"Evet,bu kadar yapsan yeter."

Felix:
"Tamam teşekkürler. Başlıyorum o zaman?"

Abla kafasını salladığında içeri geçip soyunma odası gibi küçük bir odaya girdim. Bana verdikleri kilitli dolaba çantamı ve ceketimi yerleştirdim. Önlüğümü giyip çıktım odadan ve bulaşıkları yıkayan abiye selam verip masaların olduğu bölgeye gittim.

Masaları silip düzenliyordum. Eğlenceli gelmişti bana.

•🐥🐣🐥🐣🐥🐣🐥🐣•

Philophobia~ChanglixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin