27•Ikiniz de aynısınız...

278 21 24
                                    

Ya jeongin miniciksin😭

Changbin

Gördüğüm kabus ile ter içinde uyanmıştım. Nefes nefeseydim cidden.

Jisung:
"Hyung, iyi misin?"

Yanımda yatan Jisung'a baktım. Doğrulup hırkasının ucu ile terlerimi sildi ve sarıldı bana.

Jisung:
"Sanırım kabus gördün. Umarım kötü bir şey değildir."

Changbin:
"Kötüydü... Jisung üst üste bir süredir kabus görüyorum. Normal mi sence?"

Geri çekilip düşünceli bir şekilde bana baktı.

Jisung:
"Çok derine inip seni rahatsız etmek istemiyorum. Ama hepsi aynı konuda veya aynı kişi üzerine mi? Mesela... Felix, o mu?"

Kafamı salladım hafifçe.

Changbin:
"Uzun süredir Felix ile ilgili kabuslar görüyorum. Ya ölüyor ya ayrılıyoruz... Jisung çok kötü hissediyorum."

Gözlerimi kapadım ağlamamak için ama yine de engel olamamıştım yaşların akmasına.

Jisung:
"Hyung seni anlıyorum. Felix'i çağırmamı ister misin?"

Kafamı salladım. Ona cidden ihtiyacım vardı. Jisung odadan çıktığında, Felix gelene kadar kolyemi tuttum. En sonunda kapı açılmış ve gelen kişi yatağa oturup sarılmıştı bana.

Felix:
"Geldim, burdayım."

Changbin:
"Felix, korkuyorum. Seni kaybetmekten çok korkuyorum. Sürekli kabuslar görüyorum ve sen hepsinde bir şekilde beni bırakıyorsun. Dayanamıyorum."

Ağlamamın arasından zar zor konuştuğumda ona bakmamı sağladı ve ciddi bir bakış sergiledi.

Felix:
"Changbin, korkmanı gerektiricek hiçbir şey yok. Ben yanındayım ve dediğim gibi sen ölene kadar seni bırakamam. Korkmaya başlıycağın zaman... Seni bıraktığım zaman olur. Ve ben seni kesinlikle bırakmıycam. Söz veriyorum."

Bir şey demeden sıkıca sarıldım. Ağlamam dinene kadar bana sarılmış,öpmüş ve beni sevdiğini söylemişti. En sonunda kızarık yüzüm ile ona baktım. İçimi rahatlatan gülümsemesini sunup dudağıma derin bir öpücük kondurdu.

Felix:
"Ayrılamayız biz."

Changbin:
"Ayrılamayız..."

Ama niye bu kadar kötü hissediyorum?

Ayağa kalkıp elimi tuttu ve benimde kalkmamı sağladı.

Felix:
"Herkes bahçede bizi bekliyor, kahvaltı için. Elini yüzünü yıka ve yanımıza gel. Tamam?"

Kafamı salladım ve tuvalete girmek için çıktım odadan. Elimi yüzümü yıkayıp bahçeye indim. Felix gülümseyip yanını gösterdiğinde oturdum.

Changbin:
"Hyunjin nerede?"

Jeongin:
"Yemeyeceğini söyleyip işe gitti."

Jeongin'in üzgün çıkan sesiyle belliydi bir şeyler olduğu.

Lee anne:
"Hadi güzelce yiyin bakalım."

Hepimiz yemeye başladık. Felix alttan elimi tutup sıktığında ona baktım. Gülümsemiş ve yemeye devam etmişti.

Lee anne:
"Çocuklar bugün benim dışarda biraz işlerim var. Hatta belki gece gelemeyebilirim."

Felix:
"Niye?"

Lee anne:
"Ilk önce işlerimi halledicem. Sonra arkadaşlarım beni evlerine çağırdılar. Kalmaya gidicem. Siz de keyfini çıkarın boş evin."

Philophobia~ChanglixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin