Geçirdiği korkunç gün sonrası eve nasıl ulaştığının bile pek farkında değildi. Tamamen sırılsıklamdı. Üstelik pantalonu ve ayakkabıları da çamur içindeydi. İçinde bulunduğu korku ve panik girdabı ona üşüyor olduğunu bile unutturmuştu. Farkında olmadan bir kaç kez titredi ve eve girmeden önce arkasını dönerek etrafı kolaçan etti. Kayda değer bir farklılık görmeyince hemen anahtarı çevirip içeri geçti.
Islak ayakları zeminde iz bırakırken odasına çıktı ve küveti ten rengini değiştirecek kadar sıcak olan su ile doldurup içine uzandı.. Saçlarını da
dışarı salıp başını geriye doğru yasladı ve tahmini yarım saat orada öylece kaldı..İşlerin nasıl o kadar garip bir hal aldığını anlamıyordu. Bir gece boyu uyudu, uyandı fakat üzerindeki uyuşukluğu atamadı. Gün ışırken soğuk suyu bir kaç kez yüzüne çarptı ve anca ayılabildi. İşe gitmek için erken kalkmak neden bu kadar önemliydi ki?
Saten ve zümrüt yeşili uzun pijama takımının paçalarının yarıya kadar kapattığı ayaklarını sürüyerek varaklı boy aynasının önüne vardı..
Yüzünü gölgeleyen dağınık saçlarını gözlerinin önünden çekip büyük bir ciddiyetle aynaya yaklaştı. Aynı ciddiyetle kendini inceledikten sonra yumuşak ve muzip bir gülümseme yayıldı aynadaki yansımasına.
"Yine göz kamaştırıyorsun. Ama bu sabah üstüne bir tutam yıldız tozu dökülmüş gibi. Farklı bir güzelliğin var Maya" nihayet sarsılan benliği tekrar toparlanmaya başlamıştı.
Dudaklarını kapalı bir şekilde üste doğru kıvırıp, bir kaç kez hafif bir şekilde yanaklarına vurdu "ince bir kırmızılık her zaman daha güzel gözükür"
Üzerine yine klasikleşmiş elbiselerinde birini geçirip çıktı. Kapıyı kilitleyip anahtarı cebine attı ve kıyafetinin içinde kalan saçlarını bir çırpıda omzunun üstüne çıkardı.
Bahçe çevresindeki çitin bir bölümündeki açıklık bir kez daha gözüne ilişti. Yabani hayvanlar için bulunmaz bir nimet diye düşündü. Vakit geçirmeden, ve bulduğu ilk fırsatta o kısmı onarmalıydı.
Tam o sıra da gözlerini eve doğru çevirince boş duran çatı katındaki panjurun iki kanadını dışa dönük ve perdesinin havalanmakta olduğunu gördü.. Aylardır oraya çıkmamıştı. Demek ki tam kapanmamıştı ve rüzgarın aşındırması ile açılmış olmalı diye geçirdi içinden. "Korkulacak bir şey yok Maya. Paranoyak olmayı bırak lütfen. Sıradan bir olay da bile felaket senaryosu yazamazsın! Mutlaka rüzgarın etkisi ile açılmış olmalı" kendini rahatlatıp çıktı bahçeden.
Yol boyu bir gün önce yaşananları düşündü durdu. Kendisini sokaktan çekip çıkaran adamın gözleri bir ayna gibi taptaze duruyordu zihninde. Hiç bir şeye anlam veremiyor olması çok can sıkıcı olmaya başlamıştı.
Meydana ulaştığında yine o muazzam kalabalık ile karşılaştı. Bahar şenlikleri için saatleri sayan insanlar o gece için çılgınca alışveriş ve hazırlık yapmaya devam ediyorlardı.
Maya giderek kocaman bir maskeli baloya dönüşen meydana baktı ve aklını anında dağıttı. Yanaklarına bir kaç kez daha parmak uçlarıyla indirdi. Pıt pıt..
"Hafif bir kızarıklık mutlaka cazibe katar" Başını dikleştirdi gözlerini biraz kıstı "Pek ihtiyacım yok ama olsun. Fazlası göz çıkarmaz nihayetinde" Yine kendi kendine konuşurken ön tezgahı çeşit çeşit, renk renk meyveler ile süslü manavın hemen köşesinde ki tombul yüzlü sarı, kahverengi ve beyaz tüylerle kaplı kediyi görünce durdu ve çantasından çıkardığı kedi mamasından döktü biraz, mama kabına.. "Somon isterim" kimden geldiğini anlayamadığı ses ile başını kaldırıp baktı. Fakat Kimsecikler yoktu. Bu durumda üzerinde durması gereken bir konuda kalmamıştı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutlar Ülkesi
FantasyPaçalarının ıslandığını görmezden gelerek şiddeti artan yağmurun eşliğinde adımlarını hızlandırdı. Fakat tek sebep elbette ki bu değildi. Bir süredir takip edildiği hissine kapılmıştı. Yağmurun çatılara vurarak çıkardığı ses etraftaki bütün sesleri...