// NUDE \\ Jikook

Extra

Tırnaklarım dişlerimin arasında, ben onları kemirmekle meşgulken cidden rahafsız hissediyordum.

Evet, bunları Yoongi' ye söylemem gerekiyordu fakat kesinlikle bu cesareti ve birden fazla reddedilme korkusunu gösteremiyordum. İçimdeki gerilim gittikçe büyürken Jungkook karşıma oturmuş telefonuyla oynuyordu.

"Nasıl bu kadar rahatsın sen?"

"Eski sevgilisine yediği bokların açıklamasını yapması gereken kişi ben olmadığım içindir belki de?"

"Çok dürüst bir arkadaşsın Jungkook."

"Dost acı söyler Taehyung."

Bana bakıp alaycı gülümsemesini yüzüne yerleştirdiğinde telefonunu kapatarak orta sehpaya bıraktı. "Bak Taehyung. Jimin' den duyduğum kadarıyla cidden Yoongi' nin sinirleri bozuk. Ona hak vermeye ne dersin?"

Haklı olduğunu bilirken rahat davranmak daha zordu resmen. Ortam sessizliğini korurken aceleyle çalan kapı zili beni telaşla ayağa kaldırmıştı.

"Sen bak Jungkook."

"Tanrı aşkına otur Tae." Benden önce kalkıp yavaş adımlarla kapıya ilerlerken içim içimi yiyordu. Her bir adımda daha kötü hissediyordum.

Derin bir nefes alırken kapıya yaklaştı ve kolu yavaşça çevirdiği gibi telaşla içeriye giren Yoongi' yi görmüştüm.

"Jimin iyi mi?! Neden çağırdın nesi var?"

"Yoongi sakin ol. Jimin iyi."

Bakışları beni bulduğunda gergin hissederken gözlerimi kaçırmış ve ayağa kalkmıştım. Utanmış hissediyordum ama normaldi. Kim yanlış anlaşılsa böyle hissederdi. Başımı kısa süre aşağıya eğdiğimde konuşmuştu.

"Jungkook, buraya gelme sebebim Taehyung mu?"

"Üzgünüm Yoongi ama konuşmanız gerek."

Çatık kaşları hala benim üzerimdeyken bakışlarımı kaldırmış ve onun yüzüne odaklanmıştım. "Söylemem gereken şeyler var Yoongi."

Beni kısa süre duymazdan gelip tekrardan Jungkook' a döndü.

"Jimin yok mu Jungkook?"

Jungkook gözlerini kaçırdıktan sonra bir bana bir ona bakmış ve konuşmaya devam etmişti.

"Jimin senin dikkatini dağıtmak içindi."

Kısa süre bakışlarını düşürdükten sonra Jungkook' u geçerek karşıma geçmiş ve ciddi ifadesiyle konuşmuştu.

"Son yüz yüze gelişimiz olmasını istemiyorsan başla. Neden buradayım?"

Ciddiyetle karşımdaki tekli koltuğa oturduğunda kısa süre dona kalıp tekrardan kalktığım koltuğa geçmiştim.

Kollarını göğsünde birleştirirken tedirginlikle Jungkook' a bakıp ikimizin arasındaki üçlü koltuğa oturmasını işaret ettim.

İkimiz arasındaki yerini alırken bacaklarımı aralayarak ellerimi dizlerimiz üzerinde birleştirdim.

"Taehyung konuşacak mısın?"

Sesimi çıkarmdan otururken suçlılık duygum ağır basıyordu. ilk tanıştığımız zamanki gibi hissediyordum. Ama bu sefer roller değişmişti. Daha sert ve ağırbaşlı olan bu sefer oydu.

"Buraya gelmem bir hata olmalıydı. Senin olacağını bilseydim gelmezdim. Sanırım gidec-"

"İnsan bu hayatta kaç kere aşık olur Yoongi?"