dokuzuncu bölüm: kumsalda güneşli bir gün
seonghwa, sana yüzmeyi öğreteceğim derken ciddi değildir sanmıştım.
yanılmışım.
suların altına, bugünkü ellinci, batışımla burnuma ve gözlerime kaçan tuzlu sulardan seonghwa'nın beni belimden tutup kaldırma kuvvetinin de etkisiyle bir çırpıda yüzeye çıkarmasıyla kurtuldum.
"yeosang, kasıyorsun bak kendini. kendini bu kadar sıkarsan batarsın."
titreyen bacaklarımdan dolayı ayakta durmak için seonghwa'dan yardım alırken konuştum.
"ama korkuyorum."
bu benim için şu sıralar bir ilkti. sudan korkmayı bıraktığımı düşünüyordum ama uçurumdan düştüğüm o günden sonra içimdeki korku yeniden kendini göstermişti. zaten o gün bile ölmek istememe rağmen nefes almak için çırpınmamış mıydım? son zamanlarda intihar düşüncesinden de pek hoşlanmıyordum. bu iyiydi.
"korkma yeo. bir kaşık suda neden boğulasın? hem ben burdayım. seni kurtarırım yine."
bir haftadan beri sekizimiz birden bu kumsala geliyor; seonghwa ve ben yüzme pratiği yaparken diğerleri keyif yapıp babaannemin yanımıza verdiği yiyeceklerle tıkınıyorlardı. işin kötüsü biz gelene kadar her şeyi silip süpürüyorlardı. şayet ben yüzme pratiği yapmak istemiyordum, beceriksizdim bu konuda. bir haftadan beri hiçbir ilerleme kaydedememiş olmam buna başlı başına bir kanıttı ama seonghwa vazgeçmiyordu işte. yüzme öğrenmek yerine diğerleri gibi kumda boylu boyunca yatıp yemek yemeyi tercih ederdim.
"çok yoruldum hwa. kramplar girmeye başladı hafif hafif. bugünlük burada bıraksak olur mu?" dedim hâlâ koluna tutunurken.
seonghwa birkaç saniye bana bakıp konuştu.
"sen böyle bakarken nasıl hayır derim bilmiyorum. peki madem, gidelim de şu adiler bitirmeden biz de bir şeyler yiyelim. ama sakın vazgeçtim sanma. en fazla birkaç gün ara veririz sonra yine buradayız."
yanaklarımın kızarmasına mani olamadım. hep böyle yapıyordu işte. jongho'nun dediği gibi güzel şeyler söyleyip kalbimi çarptırıyordu ve ben jongho'nun seonghwa hakkında dediklerine rağmen kendime engel olamıyordum. üstelik şu son bir hafta bana hiç yardımcı olmamıştı. seonghwa'nın bronz teni, sular süzülen üst vücudu ve ıslak saçlarından oluşan bu kombinasyonu görmek bana hiç iyi gelmiyordu. ve son bir haftada yüzme öğrenmeye çalışırken o kadar fazla temas etmiştik ki ister istemez bir şeyler hissediyordum ona karşı. çok erkendi. daha tanışalı bir ay bile olmamıştı. bu kadar hızlı gelişmeler kalbim için hayra alamet değildi. hem de hiç değildi.
seonghwa ile bizimkilere doğru ilerlerken hepsi oflamaya başladı.
"of geliyorlar, iki boğaz daha eklendi şu an. daha hızlı yiyin." diyen san'la hareketlerini hızlandıran diğerlerine sessizce sövüp adımlarımızı hızlandırdık. sonunda oturup biz de sofraya ortak olduğumuzda aslında bu kumsal işinin hiç de fena olmadığını düşündüm. sadece seonghwa'ya olan hislerim artmamıştı çünkü bir haftada, arkadaşlarımla olan samimiyetim de artmıştı ve bu beni gerçekten sevindiriyordu. aralarından birkaçını da önceden tanıdığım için hızlı kaynaşmıştık ve aramızda artık yabancılık diye bir şeyden eser yoktu. buz tutmuş ruhum erirken yere düşürdüğü su damlacıklarının sesi her geçen gün daha da artıyordu ve bu depresyon denen şeyden, buraya geleli neredeyse daha bir ay olmuş olmasına rağmen, yavaş yavaş sıyrıldığımı hissedebiliyordum. ilaçların da etkisi vardı bu durumda tabii. bunu inkar edemezdim.
ama hangi ilaç sevgi görmekten daha kuvvetli olabilirdi ki?
tıka basa doyduktan sonra wooyoung ve san gibi yere yayıldım. kafamı jongho'nun göğsüne koymaya çalışırken bir yandan da karşımda bir şeyler deneyen mingi, hongjoong, yunho ve seonghwa dörtlüsünü izliyordum. seonghwa'nın gözüne bir şey takmışlardı ve geri kalan üçlüyü yakalamaya çalışıyordu. gözleri bağlı olmasına rağmen seonghwa'yı kışkırtan diğerlerinden bahsetmiyorum bile.
hongjoong'un aniden seonghwa'nın sırtına atmasıyla hwa'dan gelen çığlığa gülen woosan ikilisinin kıkırtıları ulaştı kulağıma. gülümsedim, cidden komik görünüyorlardı.
seonghwa onu düşürmek için komik hareketler yapmasına rağmen koala gibi yapışmış gram hareket etmeyen hongjoong kahkaha atıyordu. biz yere serilen dörtlü bile bu görüntüler karşısında kahkahaya boğulmuştuk. seonghwa nasıl kurtulacaktı gerçekten merak ediyordum.
"hongjoong! in artık belim ağrıdı! üç saniye içerisinde inmezsen kendimi sırt üstü yere atacağım."
hongjoong ona kahkahalarından biriyle cevap verdi. hepimiz seonghwa'nın bunu yapamayacağını biliyorduk.
"yunho! sevgilini sırtımdan al cinsel dürtülerim kendini belli etmeye başlıyor bak. alın şu herifi üzerimden!"
cidden seonghwa... jongho dediklerinin hepsinde haklıydı. eğlencesine arkadaşlarına bile yürüyordu. böyle bir insanın bana karşı ciddi hisler beslemesini beklemiyordum ama kendime de engel olamıyordum işte.
bu lafların üzerine yunho "sevgilim!" diye haykırarak gelip hongjoong'u seonghwa'nın sırtından alırken hong seonghwa'ya tekme atmaya çalışıyordu.
"hey! hile yaptın şerefsiz!"
seonghwa ağrımış sırtını esnettikten sonra biraz güldü ve konuştu.
"kıvrak zekamla kurtuldum."
dörtlü sonunda oyundan sıkılıp bize doğru ilerlerken ilk gelen seonghwa kendini yatmaktan sıkılmış bağdaş kurmuş olan benim yanıma attı. bacaklarını uzatıp ellerini arkasındaki kumlara bastırarak destek alırken bir yandan da yorulduğu için hızlanan nefesini yatıştırmaya çalışıyordu. yanımdaki su şişesini ona attım.
"al iç"
bir şey demeden şişeyi açıp içindeki suyu yarıladıktan sonra derin bir nefes verdi dışarıya. bana baktı.
"çok iyi geldi. sağ ol."
önemli değil dercesine başımı salladım. hâlâ neden bana baktığını bilmesemde ben de bakışlarımı kaçırmadım ondan.
"n'oldu?" dedim en sonunda dayanamayarak.
"hiçbir şey." diyerek kendisini kuma bıraktı.
garipseyen bakışlarımla kollarını başının altında birleştirip gökyüzünü izleyen seonghwa'ya bakıp önüme döndüm. her zamanki seonghwa ve tuhaflıkları diye düşünüp kendimi kumlara bıraktım. şimdi ikimiz de gökyüzüne bakıyorduk işte.
![](https://img.wattpad.com/cover/270617537-288-k587921.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir, iki, üç: atla! - seongsang
Fanfic[tamamlandı] intihara meyilli genç kang yeosang, ailesi tarafından babaannesinin yaşadığı küçük bir kasabaya gönderilir. o güne kadar her günü ayrı bir ızdırap olan yeosang, bir grup gençle tanışır. #1 - seongsang '22.11.21 #1 - yeosang '03.08.21 #3...