1.Bölüm

2K 55 80
                                    

- Mayıs 2021,Lozan -

Evinin penceresinden manzaraya bakıyordu genç kız. Bu şehire geleli 7 sene olmuştu kendine göre bir hayat kurmuştu eski hayatında gereğinden fazla kayıp vermişti şimdiki hayatında mutluydu huzurluydu en önemlisi. Saatine bakınca daha fazla oylanmadan hastanenin yolunu tutar

Hemşire : Bonjour Mme Karaca(Günaydın Karaca Hanım)

Karaca : Bonjour Mme Kübra, je suis venu(Günaydın Duygu hanım geldi mi)

Hemşire : Arrivé dans votre chambre vous attend(Geldi odanızda sizi bekliyor)

Karaca : Ok viens facile(Tamam kolay gelsin)

Hemşire : Merci aussi(Teşekkür ederim)

Odasına girdiğinde aylardır görmediği arkadaşına uzunca bakar. Şuan da Lozan'da ise hepsi onun sayesinde idi

Kübra : Öyle bakıp durmaya devam mı ediceksin yoksa sarılıcakmısın

Karaca : Ya gel

İki sıkı dost birbirine sımsıkı sarılırlar. Karaca önlüğünü giyip yaka kartını da takar

" Dr.Karaca Gündoğdu"

Kübra : İstanbul çok güzeldi bu arada

Karaca : Ben pek güzel bulamıyorum maalesef

Kübra : Daha önce de söyledim sana. Anlatmak istersen seni her zaman dinlerim biliyorsun

Karaca : Bu hikayeyi hiç bilmesen daha iyi olur bence Kübra. Sadece İStanbul'dan kaçmış olmak hayatımda verdiğim en iyi kara

İki arkadaş birbirlerine sadece gülümser

- İstanbul, Çukur-

Yine her zamanki bir gündü onun için. Koçovalı Ailesinin hayatta kalan tek erkek torunu; Akın Koçovalı. 7 Yıl boyunca sadece beklemişti sadece bir ses yada bir mesaj hiç bıkmadan usanmadan beklemişti genç adam. Ama o beklediği hiç bir zaman olmamıştı. 5 kişilik ailesi bozulmuştu onun mutlu olmasına ne sebep vardı ki artık

Semih : Akın(Adamın omuzuna dokunur) Lan Akın

Sonunda dünyaya dönen Akın karşısında ki adama bakar

Akın : Ne var

Semih : Daldın gittin gene

Akın : Düşünüyorum

Semih : Onu mu düşünüyorsun

Akın : Başka kimi düşüncem ki. Hayatım bir anda tepe taklak oldu önce abim öldürüldü sonra da kardeşim çekti gitti

Semih : Hiç iz yok mu gerçektende

Akın : Allah kahretsin ki en ufak bir iz bile yok. Hayatta mı onu da bilmiyorum

Semih : Belki bir gün tekrar bir araya gelirsiniz

Akın sadece acı bir şekilde tebessüm eder abisi yoktu kardeşi yoktu kendini çok yanlız his ediyordu 

-Kurtuluş'lar-

Yorucu geçen bir geceden sonra nihayet eve gelmişti Azer ama tekrar çıkmak için hazırlanıyordu. Çekmecesinden çıkardığı fulara uzun uzun bakar buruna dayayıp kokusunu almaya çalışır ama artık o koku kalmamıştı

Azer : Günaydın Güzel Kız

Daha fazla oylanmadan aşağıya iner ve masaya oturur

Yılmaz : Abi Çukur'da gene işler karışmış

Azer : Öyle oldu

Fadik : Ne oldu oğlum

Azer : Biliyorsun ana Selim abinin kızı yok ortada nerede oldğuda belli değil. Sultan hanımda hakkında baya ileri geri konuşmuş. E haliyle Ayşe abla da dökmüş içinde ne varsa

Fadik ; Onca olan şeyden sonra bu kadın hala nasıl böyle yapıyor anlamıyorum. Kendi öz torunu yabancı değil ki

Seyhan : Anne ben boşuna demiyorum o kadın şeytan diye. Hatta Salih ve Selim abiler hariç geri kalan hepsi

Ceylan : Bencede

Azer : Neyse ana siz düşünmeyin bunları

Fadik : En çokta o kıza üzülüyorum bazen aklıma geliyor acaba nasıldır iyi mi diye

Akif : Umarım iyi dir ana

Azer : Neyse benim çıkmam lazım hadi eyvallah

Yılmaz : Abi biz

Azer : Benden size izin lan bu gün

Kadir : Aslansın be abi

Kardeşlerine gülümseyip evden çıkp doğruca arabasına gider. Yıllardır aklından çıkaramadığı kız ile kendi kendine konuşur

Azer : Umarım iyisindir güzel kız

- Lozan -

Çok fazla işleri olmasada bu gün Kübra ve Karaca için baya yorucu geçmişti. Başhekimin çağırması ile toplantı odasına giderler

Karaca : Ne oldu acaba  

Kübra : Gelsin de öğreniriz

Başhekimin gelmesi ile ayağa kalkarlar adam babacan bir tavırla

Başhekim : Asseyez-vous entre amis(Oturun arkadaşlar)

Kübra : Y a-t-il une situation monsieur(Bir durum mu var efendim)

Başhekim : Oui il y a(Evet var)

Karaca : Alors, qu'est-ce-qu'il s'est passé(Ne oldu peki)

Başhekim : Si vous vous en souvenez, vous avez passé l'examen pour acquérir votre expertise(Hatırlarsanız uzmanlıklarınzı almak için sınava girdiniz)

Kübra : Oui(Evet)

Başhekim : Les résultats sont venus: on vous demande de travailler dans un hôpital d'Istanbul.  Vous devriez être allé en Turquie jusqu'à 1 semaine Si vous ne recevez pas de spécialiste(Sonuçlar geldi İstanbul'da bir hastanede görev yapmanız isteniyor. En fazla  1 hafta için Türkiye'ye gitmiş olmanız gerek yoksa uzmanlık alamazsınız)

İki kızda birbirine bakarlar. Kübra için neysede Karaca için kaçıp gittiği şehire geri dönmesi gerekiyordu. Ne his ediceğinide hiç bilmiyordu

- İstanbul -

Azer işlerini bitirdikten sonra son sürat Salih'in yanına gitmişti. Hayatta ki en yakın arkadaşıdı 

Azer : Evde son durumlar nasıl

Salih : Nasıl olsun ya. Selim'i canından bezdiriyorlar gene

Azer : Hala neden o evde ki

Salih : Rahmetli babama söz verdiği için. Yav insan azıcık halden anlar. Adamın oğlu ölmüş kızı da yok meydan da öldümü kaldı mı bilmiyoruz. Ama bunlar hala daha laf söylesin sonra da "Biz aileyiz"

Azer : Hala bir haber yok dimi

Salih : Yok 7 sene oldu ne bir ses var nede bir haber. Soyadını değiştirdiği için bir şey yok kimsede tek laf demiyor

Azer : İşini baya sağlama almış desene

Salih : Hemde ne sağlama almış

- 3 Gün sonra -

İstanbul'a ilk ayak bastığı andan beri içinde birçok his vardı. Bunları adlandıramıyordu bir türlü. Teknede manzaraya bakarken bir anda dengesini kaybeder ve kendini suyun içinde bulur. Saniye mi yoksa dakika olarak mı orda kaldı tam anlayamamıştı ama bir anda kendini tekrar yüzeyde bulur gözlerini açtığında şok olur Saadettin abisinin en yakın arkadaşı AZER vardı karşısında

Azer : Karaca

FELAKET(Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin