Bakkaldan aldığım iki ekmekle eve girdiğimde annem karşımda kaşlarını çatmış bana bakıyordu.
"Geç kaldın Eliz?"
Ayakkabılarımı çıkarıp fortmantoya koyarken yanıtladım annemi.
"Bakkalda sıra vardı anne." dediğimde beni süzüp mutfağa doğru adımladı.
"Otur masaya, çaydanlığı alıp geliyorum."
Cevap vermeden poşetteki ekmekleri masaya koyup yerime oturdum.
Annem, tuhaf bir kadındı. Çok sınırlardı beni. Bana güvenmediğinden değil, babamın ona yaşattıkları yüzündendi bu.
Annem ve babam tanıştıklarında, annem ailesi tarafından reddedilen bir çocuk olduğu için, kötü yoldaymış. Çokta güzelmiş, hala da öyle. Babam onu kurtarmış oradan. Ama ne zamanki annem bana hamile kalmış ve evlenmeleri gerekmiş, babam bizi terk edip gitmiş.
Ben 4-5 yaşlarımdayken çok güzel bir kız çocuğuymuşum. Annem ise babamı aramaktan hiç vazgeçmeyen deli bir kadına dönüşmeye başlamış o zamanlar.
Bir gün babamı bulduğunda, o pislik herif benimde sonumun annem gibi olacağını söylemiş, güzelliğimin başıma bela olacağını ve kötü yollara düşeceğimi. Annemi bu şekilde delirterek üzerime saldı. Bu zamana kadar okuldan başka kalabalık ortama girmişliğim 3-5 kez olurken elime erkek eli değmesini bırakın yanımdan geçen erkeğe deli gibi gözlerini diken bir canavarın tohumlarını ekmiş o zamanlar.
Annem birçok kez psikoloğa gitti tabi. Şu an ise birkaç aydır görüştüğü bir doktor var.
19 yaşındayım, lisem bitti. Üniversite sınavında ise başka şehirleri kazandığım için gönderilmedim tabi. Tekrar hazırlanıyorum. Annemle beraber deniz kenarında ufak bir cafemiz var. Orada beraber çalışıyoruz. Bir de hem komşumuz hem de en yakın arkadaşım olan Hazal var, bizimle çalışan.
Annemden nefret etmiyorum, onu bu hale getiren ailesinden ve babam olacak heriften nefret ediyorum. Zaten düzelmek için yıllardır da elinden geleni yapıyor, nasıl kızarım ona?
****
Annemin bugün randevusu vardı o yüzden cafeyi Hazal ile beraber açacaktık. Mutfağı toparlarken annem geldi.
"Eliz, ben çıkıyorum kızım. Unutma bak, tekrar söylüyorum."
Sözünü kesip "Müşteriden siparişini al, siparişini götür, hesabı al, daha fazla muhabbete girme. Ezberledim artık bu kuralları." dediğimde başıyla onayladı beni.
***
"Günaydın, geç kaldım biraz kusura bakma ya!"Hazal hızlıca tazgahın arkasına geçerken, "Günaydın, sorun değil yarım saat ötesi." diyerek yanıtladım onu.
Önlüğünü takarken gülümsedi.
"Biri bakacak mı artık?" Çirkef kız sesinin geldiği yöne döndüğümde olabildiğince kibar davranmam gerektiği için "Hemen geliyorum!" dedim.
"Oha!"
Hazal'ın haykırışı beni durdururken ona döndüm. "Ne oldu?" dedim hafif bir telaşla.
"Ne ne oldu? Bunları tanımıyorum de, düşüp bayılırım."
"Kimleri kızım? Ne diyorsun, anlamıyorum?"
"Ya şu kız Hande Çevik, yanındaki adam da Ege Uysal. Bunlar oyuncu kızım. Bu ara çok popülerler, dizi çekiyorlar beraber. İlk bölümü de bu cuma yayınlanacak, herkes bunları konuşuyor nasıl bilmezsin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsunkâr (Yarı Texting)
Teen FictionSınırlı olan hayatımı sanal alemin verdiği cesaretle aşmak için bir adım atmıştım. Ama böyle olacağını nereden bilebilirdim ki?