0.2

16 1 1
                                    

" Önceki bölümden "

Uyandığımda saat 6 olmuştu. Bizimkiler eve gelmiş yemek yiyorlardı. Bana seslenmişler ama duymamışım. Birşeyler yiyip çizim yapmaya başladım.

5 ay sonra....

______________________________

çağatay.xe bir gönderi paylaştı.

...

Açıklama kısmına hiçbirşey yazmamıştı. Hep güzel şarkı sözleri yazardı. Acaba başka birini buldu mu? Dokunabileceği birini, gözlerine bakabileceği biri. Benimle asla yapamadığı şeyler. O an yutkunamadım. Bunun olma olasılığı canımı yakmıştı.

Onu hala unutamamıştım. 5 ay geçti üzerinden ama unutulmuyor. Kim unutabilir ki. Unutanlar vardır ama ben niye onlardan biri değildim. Eğer unutsaydım hayatım daha iyi olabilirdi. Unutamasam da alışmıştım. Onsuz başlayıp onsuz bitiyordu günler. İlk gün ki gibi değildim artık.

Okul için hazırlanmıştım. Yaz tatili bitmiş okullar açılmıştı. Zaten okul üniforması giyiceğim için ne kadar süslenebilirdim ki. Saçlarımı tarayıp evden çıktım. Artık 11.sınıftayım ve herşey daha güzel olucak.

Dolmuş durağına gittim. Ne çok insan var burada. Ama çoğu kişi iş servislerini bekliyorlardı. Dolmuşa sadece bir kaç kişi bindi. Parayı verdim. Oturup bir yere kafamı cama yasladım. Böyle yolculuk yapmanın başka bir havası var. O an hayatını sorguluyosun. Okula gelince dolmuştan indim.

Sınıfa girdim. Sanırım en geç ben gelmişim herkes sınıftaydı. Sırama oturduğum an hoca girdi. Bir kaç dakika geç gelseydim hoca muhtemelen sınıfa almazdı. Sınıfa yeni biri gelicekmiş, kızlarda hemen heyecanlı tabi. Halbuki kız mı erkek mi belli değil. Bir heves işte onlarınki de.

Hoca derse başlamıştı. Ama derste uyumamıza karışmıyordu. Ses yapmaktansa uyuyun diyo, haklı kadın. Kafamı sıraya koydum. Neredeyse dalıcaktım. Ve hoca seslendi.

" Defne! " hemen kafamı kaldırdım. Ama bu kadar ışık ne ara gelmişti bu sınıfa.
" Efendim hocam " dedim. " Sınıfa yeni biri geldi bari şimdi uyuma. " dedi biraz sinirle.
Kafamı kaldırıp hocanın yanındaki çocuğa baktım.

Hayır olamaz bu Çağatay. Onun burda ne işi var. Benden kilometrelerce uzaktaydı. Ve şimdi burda, karşımda. Belki de ben benzettim. Sonuçta sadece telefonda gördüm. O olmayabilir.

" Evet yeni arkadaşımız Çağatay " dedi hoca. Oydu. Sakin olmalıyım. Sakin olmalıyım. Olamıyorum. O burda ve ben ona bakamıyorum bile. " Defne senin yanın boş Çağatay oraya otursun " dedi.

Yok devenin... bide yanıma oturcak. Neyiz biz film mi? Bide üzerine düşiyim kucaklasın. Ya da çarpışalım falan. Ayağa kalktım, neden kalktığımı bile bilmiyordum.

Hocadan izin alıp sınıftan çıktım. Çağatay'ın önünden geçtim ama geçerken nefes bile almadım. Tuvalete gittim. Ve ağlamaya başladım. Neden ağladım bu kadar bilmiyorum. Ama gözyaşlarımı durduramadım. Sınıfa çıkamazdım ama hoca şüphelenir.

Maalesef sınıfa girdim. Hiç öğrencilere bakmadan hocaya gidip karnımın çok ağrıdığını ve eve gitmek istediğimi söyledim. İdare edemez misin, gibi şeyler söyledi. Ama çok ağrıdığını söyledim. Ailemi arıcaklarını sırama oturmamı söyledi. Elimi yüzümü yıkamaya gitsem iyi olucağını söyledim. Ve yine yanına oturmadım.

Hocayla beraber sınıftan çıktık. Ben tuvalete gittim. Biraz durup yüzümü yıkadım sonra hocaya bakındım koridorda gözükmüyordu. Mecbur tekrar sınıfa girdim. Hoca sınıftaydı. Eve tek gidecektim ve eşyalarımı toplamamı istedi.

Yıldızsız GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin