HAKAN.. (BÖLÜM 5)

837 32 28
                                    

 Arkasını döndü ve... Gözlerini sert bir şekilde bana dikti. ''Muskayı çıkar!'' dedi. Sesi kendi sesi değildi çok kalındı. ''Cemre ne saçmalıyorsun?'' dedim. ''Çıkar şunu çabuk!'' dedi. Sanki onun ailesinden birini öldürmüşüm gibi bakıyordu. Muskayı çıkardım. Çıkarır çıkarmaz sert bir tokat yedim ve yere yığıldım. Kulağımda bilmediğim dilden sesler duydum ve bir iki dakikalık sarsıntı geçirdim. ''Cemre!'' diye bağırmaya çalıştım ama ortalıkta kimse yoktu. Yavaşça ayağa kalkmayı denedim. Dengemi kaybedip yere düştüm. Başım kötü bir şekilde dönüyordu. Sağ elimin avucunda ısırılmışım gibi bir acı hissettim. Elime baktım, olamaz! Kanıyordu! Ve elimde ''هاکان'' yazıyordu. Çok kötü oldum. Zorla ayağa kalkıp hızla evden çıktım. Ayakkabılarımın bağcıklarını bağlamadan merdivenden iniyordum. 2. katın merdivenindeyken bir ayağım diğer ayakkabımın bağcığına takıldı ve merdivenlerden yuvarlandım. Gözümün altı merdivenin girişindeki kapının alt köşesindeki sivri yerine çarptı. Merdivende takla atarken de dizlerim merdivenin sivri yerlerine temas etti, derim soyulmuştu. Çok kötü acı çekiyordum. Afalladım. Binayı terk ettim. Tüm acılar bir yana, aklım elimdeki yazıda kaldı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Cemre'yi aradım. Telefonu kapalıydı. Bütün bunlar bir rüya mı? dercesine kendimi tokatlıyordum. Her şey güzel gidiyorken, neden böyle oldu? diye düşünüyordum. Aklıma hoca geldi. Evet evet hocaya gitmeliydim. Her ne kadar cinlere inanmasam da, belki de var olan varlıklardır diye düşündüm. İnanmak istemiyordum ama gitmek zorundaydım. Topallayarak elimden geldiğince hızlı bir şekilde hocanın evine gittim. Saat epey geç olmuştu. Hocanın kapısının önüne geldim. Zile basacakken muhtemelen uyumuşlardır, rahatsız etmeyeyim diye düşündüm. Geriye döndüm ve merdivenlerden  inmeye hazırlanıyordum. Birden kapının açılma sesini duydum. Yavaşça açılıyor ve gıcırdıyordu. Arkamı döndüğümde hocayı bana bakarken gördüm.

- İyi misin? dedi hoca.
- (Ağlamaklı bir sesle) Hiç iyi değilim hocam. Şu halime bakın! Ölüyordum az kalsın.
- İçeri gel. Ne oldu anlat?

 İçeri girdik. Hoca bir bardak su getirdi. Bir yandan suyu içerek konuşmaya devam ettik.

- Hocam kız arkadaşım Cemre'yle evde fim izliyorduk. Her şey çok güzel giderken birden Cemre aynanın karşısına geçti ve ona neler oluyor demek için yanına gittiğimde sert bir tokat yedim! dedim.
- Muskan nerde senin? Sana musallat olacaklar demiştim!
- Hocam çıkarmamı istedi öyle sinirli bakıyordu ki korkudan çıkardım.
- Dua et seni kaçırıp kendi alemlerine götürmediler! Ah be evladım çok şanslısın! La havlevela kuvvete illa billahil aliyyül azim.
- Hocam hocam elime bakın! Kalktığımda bu yazıyı gördüm.
- Bakiyim. (Yazıldığı dilde okudu) ''هاکان'' (Hoca şaşırmış bir yüzle bana bakıyordu)
- Hocam iyi misiniz? Hocam elimde ne yazıyor? Hocam cevap verin!
- Aramice dilinde yazılmış bu yazı. Bu olay sizin evde mi oldu?
- Aramice mi? Hocam ne aramicesi?
- En sapkın cin tarifesi bu dilde konuşur. 
- Peki, kağıtta ne yazıyor?
- Hakan... 
- Ne? Ne dediniz siz?
- Hakan yazıyor evladım. Burda Hakan yazıyor!
- Neden?
- Bunu az sonra görürüz. Annen ve baban nerde?
- Köye gittiler hocam.
- Yürü size gidiyoruz.
- Hocam gitmeyelim, ben bir daha o eve giremem!
- Oğlum bu olayı çözmemiz için sen de benimle gelmelisin. Başka kurtuluşu yok.
- Hocam yapmayın gözünüzü seveyim.
- Ölmek istemiyorsan benimle gelmelisin!

 Zorla hocanın evinden çıktık. Bizim eve doğru yola koyulduk. İçimden dualar okuyordum. Hoca da sesli bir şekilde dualar okuyordu. Yavaşça kapıyı açıp eve girdik. Olayları yaşadığım odaya geldik ve hoca aynanın karşısına geçti. Öksürdü, öksürdü. Defalarca öksürüyordu. Boğulacak gibiydi. ''Hocam iyi misiniz?'' dedim. Cevap vermedi, dualar okumaya başladı.. Aynaya dikkatlice baktı. Aynayı eline aldı, aynanın arkasını açtı ve...

CİN TUZAĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin