Aynayı eline aldı, aynanın arkasını açtı ve... İçinden kırmızı bir iple kör düğüm atılmış bir kağıt çıkardı. Çok kötü kokuyordu. İğrenç koku evin etrafına yayılmaya başladı. Öksürüyorduk. ''Hocam bu ne!'' dedim. Cevap vermedi. Dualar okumaya devam ediyordu. ''Hocam cevap verin lütfen?'' dedim. ''Çabuk muskanı tak!'' dedi. Hemen muskamı aramak için yerlere baktım. Arıyordum ama hiçbir yerde yoktu. Bulamadım. Bulamadığımı hocaya söylediğimde beni azarladı. ''Bak, şimdi bu ipi çözüyorum. Sakın korkma. Sakin ol, tamam mı?'' dedi. ''Neden çözüyorsun hocam?'' dedim. ''Çünkü içinde ne var onu öğrenmemiz gerekiyor'' dedi. Korkarak ''tamam'' dedim. Önce dualar okudu, sonra bana doğru üfledi. İp çok sıkı bağlanmıştı. Dualar eşliğinde ipi çözdü. Kağıdı açtı. İçinde benim fotoğrafım ve altında yazılar vardı! Kağıtta ''شیطان شما رهایی اوه بد جن او ناخشنودی داده'' yazıyordu. Daha çok korkmaya başladım.
- Hocam bu nedir? Yine aramice mi? dedim.
- Evet, aramice...
- Ne yazıyor peki?
- En kuvvetli cin kabilelerinden olan Kiki! (Sesi titreyerek) Ey kiki! Bu aynanın arkasında gizlen! Büyü fark edildiğinde ortaya çık! Sinan'a ve yardımcısına musallat ol! (Korkak bir şekilde) Yazıyor... Evladım! Biz bittik! Hemen burayı terk etmemiz gerekiyor! Cin uyanırsa bizim işimiz biter! Kiki cini çok tehlikelidir! Kafirdir! Peşimizi bırakmaz!
- Hocam büyüye inanıyorum ama cinlere inanmamı beklemeyin. Ben pes ediyorum. Şaka değil mi? Kameralar nerde? Bunların hepsi beni inandırmak için bir oyun. Yapmayın artık hocam kafam gözüm yarıldı yeter ya.
- (Sessiz bir şekilde) Evladım, bu evi terk etmezsek, onların himayesi altında kalırız. Bizim ev daha güvenli. Sana bir muska daha yazacağım. Bu cinler ölümcül cinler. Banada büyü yapılmış! Hayatımız tehlikede!
- (İnanmayarak ve heyecanlı bir şekilde) Bir an önce çıkalım hocam!Dedikten sonra hocanın ayaklarının yerden kesildiğini gördüm. Tavana doğru hareketlendi. Kısık, çaresiz ve korkak bir sesle ''Kaç, kaç burdan kaç!'' diye bağırdı. Tırsmaya başladım ve hızlı bir şekilde koşarak çıkış kapısına geldim. Evde ve kulaklarımda çığlık sesleri duyuyordum. Bu kez ayakkabılarımı giymeden hızlı bir şekilde merdivenleri inmeye başladım. Alt komşumuz Selma hanım kapıyı açtı. ''İyi misin? Neler oluyor?'' Bize gel istersen?'' dedi. Ne yalan söyleyeyim o kadına zaafım vardı. Ama tehlikede olduğumu da göz önünde bulunduruyordum. Şeytan aklımı çeliyor vesvese veriyordu ''İçeri gir, kaçırma! Gir içeri!'' Tam içeri girecekken Selma hanımın ayaklarının ters olduğunu fark ettim ve ''İmdaaaaaat!'' diye bağırarak merdivenleri indim. Koşuyordum. Sonsuz maraton koşusu gibi koşuyordum. Bu hızı hayatımda hiç yakalayamamıştım. Bir yandan da hocayı düşünüyordum. İleride iki tane uzun boylu siyah kıyafetli adamların bana baktığını fark ettim. Ters yöne doğru koştum. Ekmek fırını vardı içeri girecektim kitliydi! İleride bir camii gördüm. Hızlı ve umutlu adımlarla merdivenleri çıktım. Olamaz! Bu da kilitliydi. Camiinin 200 metre çaprazında mezarlık vardı. Oraya gitmekten başka şansım yoktu. Artık nefesim kalmamıştı. Mezarlığın kapısından girdim. Bekçinin odasının ışığını gördüm. Oraya doğru hareketlenecekken yere düştüm, nefesim kesildi ve bayıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİN TUZAĞI
HororTek solukta okuyabileceğiniz, korku,heyecan,aksiyonun bir arada olduğu 10 partlık doyurucu bir hikaye. "Bu hikayede okuduklarınız, tamamen gerçek olaylardan esinlenmiş olup, karakterlerin ismi yasal zorunluluklardan dolayı değiştirilmiştir."