-TANITIM-
Lacivert gözlü bir kızın, kara gözlü adama tutulduğu bir gece başladı her şey...
Bir yalanla başladığın hikâyeye, bin hayal kırıklığıyla devam edersin.
Ne kavuşabilirsin, ne unutabilirsin.
Ne dikene düşman, ne güle dost olursun. Gülü dikeniyle seversin, canın yanar ama gık demezsin.
Mesele canının yanması değil, yakanın bizzat canın olmasıdır.
Yasaklar...
Kurallar...
Kusursuzluklar...
Ve aşk uğruna bozulur yasaklar, kurallar, kusursuzluklar...
🥀🥀🥀
İki parmağımın arasında yanıp biten sigara ziyan olmuştu, sebebi ise karşımda gözlerini gökyüzüne dikmiş sigarasını içen adamdan dolayıydı. Sigaradan her içine çektiği nefeste yanakları içine göçüyordu. Karanlık gece bile yüzünün kusursuzluğunu saklamaya yetmiyordu.
Kusursuz ve yakışıklı.
"Uza buradan!" dedi, bakışlarını asla bana değdirmeden. "Ne ben seni gördüm ne de sen beni. Hadi ikile!"
Kusursuz, yakışıklı ve kaba.
"Neden..? Benimle karşılaştığın babamın kulağına gider diye korkuyor musun?"
Sorduğum soru onun üzerinde herhangi bir etki yaratmadı. Ne bakışlarını gökyüzünden çekti ne de sigara içmeyi bıraktı. Yüzünde, sigarayı dudaklarıyla birleştirdiği zaman içine göçen yanaklarından başka tek bir mimik oynamadı.
"Bunu bana, gecenin bir yarısı babasının kumarhanesinin terasında, elinde içmeyi beceremediği sigarası ve yine içmeyi beceremediği birasıyla duran küçük kız mı soruyor?" dedi. Dakikalardır kurduğu ilk uzun cümleydi. Sesindeki tehdit bile bana en güzel şiiri dinliyormuşum gibi hissettirdi.
Kusursuz, yakışıklı, kaba ve şiir sesliydi.
"Beni yanlış anlamını istemem." Dedim ve bunu neden dediğimi gerçekten bilmiyorum.
Elimde tuttuğum ve gerçekten sadece bir yudum aldığım bira şişesini yere bıraktım. Parmaklarımın arasındaki bitmiş sigara izmaritini de bira şişesinin yanına koydum. Sanki ellerimde toz varmış gibi avuç içlerimi birbirine vurdum.
"Yani ben..." boğazımı sesli bir şekilde temizledim. "Öyle evden kaçıp babasının kumarhanesinin terasında gizli gizli sigara ve bira içecek küçük bir kız değilim."
"Evet," derken biten sigarasını yere atıp ayağının ucuyla ezdi. "Şımarık, küçük bir kız demeyi unuttum."
Öfkelendim. "Hiçte bile!" diye bağırdım. "Ben şımarık değilim!" bana bakmıyordu, beni kâale almıyordu. "Ben şiirler okurum, şarkılar söylerim, dans ederim. Bir sürü faydalı şey yaparım. Sen sırf beni birkaç dakika elimde gördüğün bira şişesi ve sigarayla yargılayamazsın!"
"Bunlardan bana ne!?" dedi. Alınmıştım oldukça kırıcıydı.
Kusursuz, yakışıklı, kaba, şiir sesli ve kırıcı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARATEPELİ
General Fiction"Geceyle yarışır cinsten siyah gözleri vardı. O siyah gözlerde kaç kez kendimi gördüm. Kaç kez sevgiden öldüm..." 25.05.2021🥀