6 |M|

919 78 27
                                    

Öğrendiğim şeyler listesine, randevu sonrası karşı tarafı evine bırakma teklifi biraz öpüşmek içindir diye bilgi ilişti. Ve eğer iki taraf da bunun için istekliyse ilk kimin öptüğü anlaşılmaz. Ki hoyratça öpüşüyorsan bunun pek bir önemi yoktur.

"Mmhhğğ, Sehun..."

Boğazından yükselen iniltisi kasıklarıma etki ederken dudaklarımızı ayırdım. Gözlerimi açtığımda arzu dolu bakışlarını görmek heyecanlandırdı. Kalbim, öpüşmemizin derinliğiyle eş değer bir hızda atıyordu. Onun da kalbinin sesini duyuyordum ve dudaklarının ıslanma sebebi olmakla övünebilirdim bu meşgale içinde.

"İçeri girelim,"

Yarım bir gülümseme dudaklarımda baş gösterdi. Kabul ettiğimi bakışlarımdaki hay hay'lıkla anlamış olmalıydı. Bir eliyle elimi kavrarken arkasını dönüp diğer eline anahtarını aldı.

Zaten kapısının önündeydik. Zaten hormonlarım hazır ola geçmişken itiraz edemezdim. Zaten evine girmekten daha iyi yapabileceğim bir şey yoktu. Zaten ağırdan almaya, hiç gerek yoktu.

Kapının diğer tarafına geçmekle yanaklarımı avuçlayıp dudaklarımızı birleştirmesi bir oldu. Boğazımdan yükselen hoşnut mırıltıyla gözlerimi kapattım. Belini sarmalayıp kendime çektim bedenini. Ön taraflarımız birbirine yaslandı, beli incecikti. Dudaklarımızın bir ahenk tutturması yalnızca on saniyeyi almıştı. Öpüşmemizden çıkan ıslak seslerle mest oluyordum. Yanaklarımdaki elleri enseme doğru kayınca tüylerim ürperdi. Sırtını kapıya yaslayıp ön tarafımı bastırdım kasıklarına. Ağzıma kadar gelen küfür iniltisiyle tuzla buz oldu. İniltisi o kadar güzeldi ki. Ses tonu yükselişte olan bir fon müziği gibi inceliyordu. Daha fazlasını istediğini anlamak mümkündü. Ellerim kalçalarına inerken ellerinin saçlarım arasından yaptığı baskı gözümü döndürdü.  Dilimi dudakları arasından sokup dilinin üzerinden kaydırdım. İnleyen tek kişi bu sefer o değildi. Bu inleme, kapıları açmıştı. Kalçalarından kavrayarak kucağıma aldım bedenini. Bacakları anında belimi sardı. Elleri tekrar geniş omuzlarıma tutundu. Dudaklarımız ayrıldı ve birbirimize baktık. Yalnızca bakışlarımız ne derece dağıldığımızı ele veriyordu. Sırtını kapıdan ayırıp ilk kez geldiğim evinde bir yönlendiriş gereksinimi duyduğum için sordum, sesimdeki boğukluk beni ne denli etkilendiğini açıkça belli ediyordu.

"Ne tarafa?"

Kötü olan şuydu ki bir koridorun ortasındaydık. Hem sağa hem de sola uzanan odalar vardı. Sağ tarafı işaret etti önce. Odasının o tarafta olduğunu düşünerek adımladım. Elleri rahat durmayıp gömlek düğmelerimi iliklerinden çıkardı. Başını çevirdi bir an, baygın bakışlarıyla bana bakıp aceleyle konuştu.

"Hayır hayır, diğer taraf. Odam orada."

Henüz attığım üç adımı durdurup geri döndüm. Gözlerine kısa bir bakış attım, alt dudağını dişleri arasına sıkıştırdı. Eli açılan göğsüme gitti, tekrar etrafına baktı sonra. Bekle, dedi. Adımlarım durdu yeniden. Vazgeçecek sandım. Arkama çevirdi bakışlarını. Üst kat, dedi. Alay mı ediyordu?

"Başımı döndürdün."

Cümlesi sonrası gözleri öylesine dik ve şehvetli baktı ki gözlerime, dudaklarıma vahşice saldırdığında benden daha aç olduğunu düşündüm. Dudağımdan sesli bir öpücükle ayrılıp boynuma sığındığında merdivenleri kolayca çıktım. Dudakları asla rahat durmuyordu, elleri de öyle. Açtığı düğmelerim arasından soktuğu eli meme ucumla oynuyordu. Pantolonum daralır vaziyetteydi. Boynuma doğru mırıldanarak söylediği odaya girdim. Odası, yakından aldığım kokusunun yuva yapmış haliydi. Şu an için tek odak noktam olan yatağının uç tarafında durdum. Kucağımdaki bedenini yatağa bıraktım, sırt üstü uzandı. Soluklandı o ara. Gözleri bendeydi. Dizlerim üstünde yatağa çıkıp üst bedenime ait kıyafetleri çıkardım. Gülümsedi, radarına yakalandım yine. Üzerine eğildim, yeniden başlayan öpüşmemizde başroller dillerimiz oldu. Dilini emdikçe hafif iniltileri odayı doldurdu. Bizi ayıran üstündeki kıyafeti çıkartmamla oldu. Her şey olması gerektiği gibi ilerliyordu fakat bedenimi hakimiyeti altına alan yangı, cinsellikten fazlasını barındırarak beni yönlendiriyordu. Bacaklarımızı saran iki parça kıyafeti çıkarırkenki sabırsız davranışlarımız, gecenin uzun olacağıyla ilgili ilk sinyallerdi. Bedenim bacakları arasında ve üzerine uzanmış haldeydim. Esmer tenini koklayıp öpüyordum, belirgin köprücük kemikleri bir izi hak eder kıvamdaydı. Kalça yanaklarını avuçladım. İşaret parmağını kasıklarıma sürükleyip erkekliğimi kavradı. Islaktım. Erkekliğimin ucundan sızan zevk suyumu tamamına yaymak için eli hareket halindeydi. Beni okşayarak sabır noktamı geçiyordu.

"Jongi-ahhmm!"

Baş parmağını penisimin ucuna sürterek tüm vücudumu titretti. Etimi, kemiğimi, derimi, her şeyimle zevkten titretti beni. Başımı geriye atarak sesli bir inleme bahşettim refleks olarak. Belirginleşen adem elmamın üstünden öptü. Eli sırtıma çıktı okşayarak. Gözlerimiz buluştu. Sarı saçları yastığa dağılmış, gözleri kısılmış, aralık ağzından solur haldeydi. Üzerinde hafif yükseldim. El bileklerini kavrayarak başının üstünde birleştirmeme izin verdi. Bacaklarıyla belimi sararak istekli oluşunu belli etti. Boştaki elimle penisimi kavrayıp aramıza bakarken deliğine konumlandırdım başını. Üyesi karnına doğru kalkıktı. Kalbinin sesini duyabiliyordum. Vücudunu kastığını ve aynı zamanda gevşemeye çalıştığını hissediyordum. Bedeninde hakimiyet kurmamı sevdiğini gözlerinde bulunan bir hücre fısıldamıştı. İçine girdikçe yüzünün kasılan hali aklımdan çıkmayacaktı. Penisimin etrafını saran darlığıyla nasıl başa çıktığıma her daim hayret edecektim. Zevkten ayak parmak uçlarıma kadar içe kıvrılışımı nasıl tamamladıysam bedenlerimizin birbirini öyle tamamlamış olması rüyalarıma kadar işleyecekti.

"A-ahhh..."

Aynı anda, farklı nedenlerle inledik. Ben zevkten, o ise duyduğu ilk acıdan. Sırtım yay gibi gerildi bu zevkle, hareket etmeye başladım içinde. Penisimin duvarlarına sürtündükçe kıvılcım çıkardığına o kadar emindim ki. Canını yakmak istemiyordum ve bencilce davranmıyordum da, kaçınılmaz olan acıyı onun için en hafife indirebilmek adına derinliklerine gömülüyordum. Hazzım boyumu aşıyordu. Bedenlerimiz arasından çıkan ses ritmikti. Terliyordum. Verdiği nefesi içime çekiyor ve verdiği inlemenin kulu oluyordum. Muntazamdı. Bu muntazamlık içinde yaptığım bir vuruşla nefesini çekemedim. Nefesini veremedi çünkü. Çığlığı zevkin ayaklarını yere bastırdı. Gözleri kayarak kapandı ve kuruyan dudaklarını yaladı. Oraya, diye mırıldandı sonra. Sol dudak kıvrımım yukarı kıvrıldı. Zevk noktasına sert vuruşlar yapmayı sürdürdüm. İnleyişleri adeta seyir değiştirdi. Ellerini serbest bıraktığımda yaptığı ilk şey bana sarılmak oldu. Tek vücut olmanın tanımını yaptık bu yatakta. Doymadık. Uçkuruma düşkün bir yanımı çıkardı ortaya.

Birbirimizi feci noktalara sürükledik ve şuursuzca sürüklemeye devam ettik.

Aşk Üzre |SeKai|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin