4

22 9 0
                                    

(Ömer'in Anlatımıyla)

Bu haberi duyduğumda çok sevinmiştim. Mine en iyi özel okullardan birinden burs kazanmıştı. Bu onu okutmak için iyi bir fırsattı. Mine'yi o gün okula ben götürmeye karar verdim. Hem sınıf arkadaşlarının nasıl olduğunu da görürdüm. Onlar da Mine'yi başı boş zannedip bulaşmazlardı.

Okula gittiğimizde galiba teneffüs zamanıydı. Pek öyle serseri tipli kimse yoktu. Müdürün odasını bulmaya çalışıyorduk ama bulamadık. Birini sormayı düşünürken o sırada gözüm bir kıza takıldı. O da bana bakıyordu. Kızın güzelliğinden donup kaldım. Bu nasıl duru bir güzellikti. Bakışlarımı ona diktim galiba o utanmıştı, hemen gözlerini benden çekti. Müdürün odasının nerde olduğunu gidip ona sormaya karar verdim. Bakışlarımı onun üzerinden çekmeden ona doğru yürümeye başladım. Noluyodu bana böyle? Kendine gel Ömer. Ona doğru yürümeye başladığımda onun tedirgin olduğunu gördüm. Yanına geldiğimde gözlerime bakmıyordu.

''Müdürün odası nerde?'' diye sorduğumda yanındaki arkadaşı cevapladı.

''En üst katta. Merdivenlerden çıkınca sağdaki ilk kapı.''

Hiçbir şey demeden ardan ayrıldık ve müdürün odasına çıktık. Müdür bizi güler yüzle karşıladı. Bize okuldan ve okulun kurallarından bahsettikten sonra Mine'nin hangi sınıfta olduğunu ve rehber öğretmeninin kim olduğunu söyledi. Daha sonra Mine'yle birlikte öğretmenler odasına indik. Orda Mine'nin rehber öğretmenini bulup yanına gittik. Hoca:

''Demek sınıfımızın yeni üyesi sensin'' diyerek Mine'yi sıcak bir şekilde karşıladı.

Mine'yle biraz sohbet ettikten sonra hocayla beraber sınıfa çıktık. Mine 12/B 'deydi. Sınıfın önüne geldiğimizde hoca benim gelmeme gerek olmadığını söyledi ancak ben sınıf arkadaşlarını görmek istiyordum. İçeri girdiğimizde hoca sınıftakilere Mine'yi tanıtmaya başladı. Ben de sınıftakileri tek tek süzmeye başladım. Herkes iyiye benziyordu. Göz gezdirmeye devam ederken teneffüste gördüğüm o kızı gördüm. Ve yine bakışlarımı ona diktim. Mine'yle aynı sınıftalar mıydı? Benine ilgilendirirdi ki? O da şımarık, zengin kızlardan biriydi işte.

Mine'yi okula bıraktıktan sonra sahilde biraz yürüyüş yapmaya karar verdim. Bugün Mine'yi okula bırakmak için çalıştığım yerden izin almıştım. Biraz yürüdükten sonra annemin yanına gitmeye karar verdim. Annem 1 hafta önce zengin bir ailenin yanında çalışmaya başlamıştı. Mine'de okuldan çıkmış olmalıydı. Ona da oraya gelmesini söylemiştim. Otobüs durağına gelip otobüs beklemeye başladım. Otobüs geldiğinde bindim. Annemin çalıştığı yere en yakın durağa geldiğimde indim. Ev çok uzak değildi. Hemen eve gelmiştim.

Ev çok büyük ve görkemliydi. Bahçesinde bir havuz vardı. Çok güzel, tertemizdi. İnsanlar bu kadar parayı nasıl kazanıyorlardı. Evin kapısını çaldığımda annem açtı. Bana sımsıkı sarıldı ve günümün nasıl geçtiğini sorduktan sonra mutfağa geçtik. O sırada tekrar kapı çaldı ve bu sefer de Mine gelmişti. Annem ona da sarılıp, gününün nasıl geçtiğini sordu. Mine gayet mutlu görünüyordu. Anlaşılan okulunu, öğretmenlerini ve arkadaşlarını sevmişti. Arkadaşları deyince aklıma birden o kız geldi. Neyse bu fikri aklımdan çıkardım. Birden telefonum çalmaya başlayınca mutfaktan bahçeye çıkıp telefonu açtım. Arayan iş yerimden bir arkadaşımdı. Telefon görüşmemi bitirdikten sonra tekrar içeri girdiğimde, kapıyı açmamla donup kalmam bir oldu. Bu o kızdı. Burada ne işi vardı? Aaa tabi ya bu görkemli ev onlarındı. Onun da ben görünce şaşırdığı belliydi. Birkaç saniye bana baktıktan sonra dolaptan salam ve kaşar alıp kendine sandviç yaptı ve odasına çıktı. Anlaşılan bu kızla daha çok görüşecektik.

Mine birden bu kızdan bahsetmeye başladı. Meğer onunla okulda tanışıp, arkadaş olmuşlar ve iyi de anlaşmışlar. Bir anlık cesaretle Mine'ye:

''Bu kızın adı ne?'' diye sordum.

''Belur'' diye cevap verdi o da.

Belur Ne güzel bir isim bu. 'Billur' anlamına geliyor. Bir anlığına isminin anlamını ne kadar güzel taşıdığını düşündüm. Ama bu fikri hemen kafamdan attım. Noluyo bana böyle? Niye sürekli o kızı düşünüyorum. Ömer sen güçlü, bu hayatta sadece annen ve kardeşin için yaşayan bir insansın. Bir güzel kız gördün diye kendini bozma. Ama dünyada bir sürü güzel kız vardı. Neden onda takılı kaldım ki. O kızda anlam veremediğim bir şeyler vardı. Gözlerinde çok derin bir üzüntü vardı. Ama zengindi, her şeye sahipti. Bir şey istese bir emiriyle tüm dünya önüne serilirdi. Demek ki bu dünya da her şey para değildi. Bir insan mutluluğu parayla satın alamıyordu. Ben bu kızda bu yüzden takılı kaldım. Şımarık bir kız gibi değildi, gözü parada değildi. Onun gözlerinde hüzün vardı. Ama bunları düşünmemeliydim. O kız zengindi, varlıklıydı, itibarlıydı. Benim gibi bir kenar mahalle çocuğuna bakmazdı. Baksa bile ailesi böyle bir şeye izin vermezdi. İlk görüşte aşk dedikleri böyle bir şeymiş demek. Bana her zaman saçma gelirdi ama meğer tatlı bir duyguymuş.

Annemin işi bittiğinde tam gitmeye hazırlanıyorduk, kapıdan çıkacakken merdivenden birinin indiğini duyduk. Döndüğümüzde inenin Belur olduğunu gördük. Gülümseyerek bize doğru geldi ve bize iyi akşamlar diledi. Mine'de ona karşılık verdikten sonra otobüs durağına doğru yürümeye başladık. Birden aklıma o az önceki gülümsemesi geldi. Gerçekten çok güzeldi. Off Ömer unut artık. Kendine ne söz verdin. Verdiğin sözün arkasında dur. Otobüs geldiğinde bindik. Eve yakın olan durağa geldiğimizde indik ve eve yürüdük. Eve geldiğimizde direkt yatağa girdim, o kızı düşünmemek umuduyla.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 25, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BercesteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin