Adım adım sona doğru

13 5 0
                                    

Bu hikayede Emily'nin içine sinmeyen bir şeyler vardı.Nedense bir türlü ikna olamıyordu.O kadar kolay mıydı kendine öldü süsü verip sahte kimlikle yakalanmadan 10 yıl yaşamak.Evden apar topar çıkmış.Karakola gitmesi gerekiyormuş çünkü aklındaki soru işaretlerini gidermek istiyormuş.Karakola geldiğinde Melanie White'ın ölüm dosyasını istemiş.İyice bakmış dikkatlice incelemiş.Kaza aynı Joep'in anlattığı gibiymiş.Fakat hala içinde aklına yatmayan bir şeyler ,  tuhaf bir his varmış.Emily Melanie White hakkında biraz araştırma yapmış.Ne garipmişki hakkında pek fazla bir bilgi olmayan gizemli biriymiş.Emily'nin aklı bir taraftan "M"nin konum bilgilerindeymiş.Olamaz!Oraya kadar gitmiş ve telefonu aramadan gelmişti.Emily hemen bir ekibi telefonu almaları için yönlendirmiş.Ekip hemen yola çıkmış şanslılarsa "M"ye bile ulaşabilirlermiş.Ekip yaklaşık 1 saat sonra elinde telefonla dönmüş.İşte belkide her şeyin çözüm noktasıydı bu telefon.Her şey bir anda çözülecekti belkide.Emily hemen telefonun şifresini kırmaları için yönlendirmiş.Şifre kırılmış ve telefon Emily'e verilmiş.Emily hemen rehber bölümüne girmiş.Bir de ne görsün?Rehberde Mary Franklyn (Hizmetli)varmış.Aslında o zaten bir şüpheliymiş fakat yinede şaşkınlığına engel olamamış.Eli titreye titreye mesajlar bölümüne gitmiş.İşte oradaymış Mary Franklyn.Emily göreceklerinden okuyacaklarından korkuyormuş.Fakat bunu yapmak zorundaydı bu onun işiydi. 3 , 2 ve 1 işte titreyen elleri o ekrana tıklamıştı.
Taa en altlara kadar kaydırmış.
2008, 19 Haziran

"Merhaba efendim Violet bugün Bernard Bey ile parka gitti.Güzel vakit geçirmişler şimdi evdeler."
"Güzel, teşekkürler Franklyn."
"Rica ederim efendim,iyi akşamlar."
Mary "M"ye bu şekilde gün gün Violet'in ve Bernard'ın ne yaptıklarını yazmış durmuş ta bugüne kadar.
2018, 15 Mayıs (Bernard'ın ölümünden 1 gün sonra)
"Melanie hanım , efendim onu kaybettik başınız sağolsun."
"Olamaz.Violet nasıl?Çok etkilendi mi?"
"Nasıl olsun ki.Odasından çıkmıyor hiç bir şey yemiyor.Acaba diyorum siz gelip ona destek mi olsanız?"
"Saçmalama Mary!Bu durumda oraya nasıl gelirim?Bu imkansız.Bak sana ne diyeceğim.Bernard'ın ölümü için sizide soruştururlar.Telefonunu isterlerse vermeyi başta reddet.Fakat tedbirli olmak lazım sen mesajları sil yinede.Polis bu bir şekilde telefonuna ulaşabilir."
"Tabi efendim siz nasıl isterseniz."
"Benimle bir kaç gün iletişime geçme benden haber bekle."
"Tamam efendim."
Emily gördüklerine inanamıyordu.Yani "M" Melanie White'tı.Evet belki "M"nin Melanie'nin baş harfi olması şaşırılmaması gereken bir durumdu.Fakat öldüğü düşünülen bir insandan kim şüphelenir?Öyle değil mi?Emily hemen Joep'lerin evini aramış.
"Alo"
"Alo Joep hemen hızlıca dinle "M"ye ulaştık.O-o Melanie White'mış.Telefonunu düşürmüş olmalı.Ekip ormanda bulmuş.Sakın evden çıkmasına izin verme oraya geliyoruz."
"Sen ne diyorsun?Ne saçmalıyorsun Emily?Bu nasıl olur?"
"Bilmiyorum.Bunları sonra konuşuruz sen dediğimi yap bir şey çaktırma ama evde kalmalarını sağla."
Emily 4 polis arkadaşıyla yola çıkmış.
***
Tık tık tık
Joep kapıyı açmış.
"Emily siz onu tutuklıyacak mısınız?"
"Şimdi konuşmanın sıradı değil sonra konuşuruz.Çekil lütfen."
Eliyle kapıyı ittirmiş.Koltukta oturan Violet ve Melanie'nin yanına gitmiş.
"Melanie White,sizi sahte ölüm planlayıp polisi kandırmaktan,sahte kimlik kullanmaktan ve Bernard Stone'un ölümünde şüpheli olmanız durumundan tutukluyorum."
"Ne ?! S-siz ne diyorsunuz?Joep ne diyorlar?Bir şey söyle.Melanie öldü desene.Neden öylece suratıma bakıyorsun bir şeyler yapsana."
O sırada polisler Melanie'yi kelepçeliyorlardı.Violet haykırdı.
"Anneeem!Bırakın annemi.Ona yeni kavuştum ben onu bırakmam bırakın dedim size.Benim annemin hiç bir suçu yok.O kimseyi incitemez bile.Hele babamı ,asla."
O sırada Melanie bağırmaya devam ediyormuş.Violet göz yaşlarına hakim olamayıp ağlamaya başlamış.Melanie'yi kapıdan çıkarırlarken arkalarından koşup annesine sımsıkı sarılmış.Kokusunu içine çekmiş.
"Merak etme anne seni çıkarıcağız.Seni bir kere daha bırakmıyacağım.Bizi bekle anne."
Melanie'yi arabaya  bindirmişler.Joep şoktan ne bir şey söyleyebilmiş ne de bir şey yapabilmiş.Violet kapıda öylece duran amcasına doğru koşup.
"Ya bir şeyler yapsana.Neden dikiliyorsun öylece?Annemi götürüyorlar.Hey amca bir şeyler yap dedim sana onu orda bırakamayız.Konuşsana!"
Daldığı yoldan gözlerini çekip Violet'e dönmüş.
"Bak Violet annen babana hiç bir şey yapmamış bile olsa.Yıllarca kendini ölmüş gibi gösterdi.Hem de sahte kimlik kullandı.Bunların da cezaları var.Melanie'yi kurtarmamız çok zor üzgünüm."
"Ya nasıl olur?" Violet tekrar hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamış.Odasına koşmuş hızlıca üstüne bir şeyler geçirmiş.
"Hey nereye?"
"Gidiyorum amca sen yapamazsın belki ama ben yapıcağım.Annemi kurtarmaya gidiyorum."
Joep hemen arabanın anahtarını alıp arkasından gitmiş.
"Bekle bende geliyorum."
Arabaya atlayıp karakolun yolunu tutmuşlar.

Masum SuçluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin