03. Davet

282 23 10
                                    


Devrim'in yediği dayaklara karışmama kararımın üzerinden neredeyse 2 hafta geçmişti. Bu süreçte kendimi biraz derslerime vermiştim. Benim için oldukça zor olsa da birbirimizin yoluna çıkmamaya özen gösteriyor, mahallede bile karşı karşıya gelmiyorduk.

Ondan uzak durma kararı benim için yeni alınan bir karar değildi. Ama ilk defa bu kadar özenle uyum sağladığım bir karardı.

Normalde bu kararı alır bir şekilde birbirimizi alt ederdik. Şimdi ise hiçbir şey öncekileri andırmıyordu. İkimizde sınırlarımızı biliyor, kırılmak istemiyorduk. Bu olaydan anladığım net bir şey varsa; o da bize dair güzel olan her şeyin üzerine toprak atıldığıydı.

Bu yetmezmiş gibi teşkilatta da işlerin pek iyiye gittiğini söyleyemezdim. Zaman geçtikçe kimsenin kimseye tahammülü kalmıyor, herkes baş olmak istiyordu. Mezuniyet yaklaştıkça aynı bölümde olanlar hırs yapıyor diğerinin açığını kolluyordu. Memleket davası diye çıktığım bu yolda önümü görmek zorlaşmaya başlamıştı.

İki hafta önce aslanlar gibi savunduğum insanların bu ani değişimi kötüydü. Sanki bir yalana kanmışım gibi hissettiriyordu.

Hüzün dalgası beni içine çekerken içinde olduğum duruma üzülmeden edemedim.

Soğuk hava yüzüme keskin bir şekilde vurunca adımlarım yavaşlamaya başladı. Düşüncelerimi sakinleştirmem gerektiğini biliyordum. Mantığıma ihtiyacım vardı.

İstanbul'da öyle bir ayaz vardı ki götüm bile buz tutmuş kotum baldırlarıma yapışmıştı. Bir an önce eve dönüp ısınmak istediğim için ızlıca bakkala girip Ali abiden bir paket sigara istemiştim.

O pateki ararken ben vakit kazanmak için reyonların arasında dolanıp Sinem'in istediklerini toparlıyordum. Herhangi bir çikolata alıp çıkmak varken marka ayıklamak dünyanın en saçma olayıydı. Çikolata arasında nasıl bir fark olabilirdi ki?

Dünyanın en garip ve en aptalca olayı markasına göre çikolata aramaktı kesinlikle. Al bir tane ye işte, kadar farklı olabilir ki? Sinirden ve soğuktan yüzüm yanmaya başlarken hışımla atkımı çıkardım.

Görüş açımın genişlemesiyle gördüğüm silüet beni kendine doğru çekmişti. Her zamanki gibi arkadaşlarıyla gülüşerek konuşan çocuğa özlemle bakmadan edemedim. O böyle güzel gülerken yok saymak kolay değildi. Onu asla görmezden gelemeyeceğim gerçeği içimi yakıyordu.

Acele adımlarla yanından geçmek, o kısacık anda kokusunu almak istiyordum. Ani bir hamleyle Devrim'in yanından geçmeyi hedeflerken Uğur'un sesiyle onlara doğru dönmek zorunda kaldım.

"Buğra! Kardeşim nasılsın ne zamandır görüşemiyoruz."

"İyiyim birader. Görüşmeme olayı yeni değil, biz yıllardır görüşmüyoruz zaten."

Uğur dediğim lafa sırıtmaya başlayınca kafayı yüzüne gömdüğüm harika görüntüler gözümün önünde dolaşmaya başlamıştı. Arada Devrim olmasa bunu keyifle yapar burnunun üstüne güzel bir kafa geçirirdim. Tam bir pezevenk duruşu vardı herifin, bir türlü ısınamıyordum.

"Abi yıllardır görüşmüyor olduğumuz gerçeği bir daha hiç görüşmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Bu gece bizimkilerle kafaları çekmeye gideceğiz hazırlan sen de akşam alırız biz seni evden."

"Uğur ben sizinle çay bile içmiyorum anasını satayım kafayı çekmek ne? Ayrıca ne o manita tripleri, hayırdır?"

Uğur dediğim şeyle kahkaha atarken gevşek ağzını açmıştı yine. Bu çocuğu sempatik bulduğum bir evren var mıydı acaba?

"Sen de haklısın be reis ben olsam ben de bize güvenmez, şüpheci yaklaşırdım. Özellikle bana hiç güvenmezdim, sende bu güzellik varken. Neyse ki alkol alınca çenen düşmüyor da idare edebiliyoruz."

"Ulan Uğur sana kırılacağım hiç aklıma gelmezdi. Ayık kafayla giderin yok mu diyorsun bana?"

Devrim kaşlarını anlık çatsa da hemen kendini düzeltmiş umursamaz haline dönmüştü. Onun homofobik olduğu gerçeğini bir türlü göz ardı edemiyordum.

"Yok be oğlum hiç kırılma senin her türlü giderin var."

Mağrur bir ifadeyle kafamı sallayıp eyvallah çekmiştim.

"Saat 8 gibi hazır ol geçerken alırım seni de."

Tam itiraz etmeye hazırlanırken Devrim daha fazla kendini tutamamış araya girmişti.

"Uğur hadi abicim reisin işi vardır oyalamayalım. Eminim bu akşama müsait değildir."

"Aslında bu gece bir işim yok, siz bana mekanın konumunu atın ben gelirim. Hem Devrim de özlemiştir beni üzmeyeyim onu daha fazla."

Sözlerim üzerine sinirle benden tarafa bakan Devrim olmuştu. Fakat üzerine durmadan salına salına kasaya gidip aldıklarımın ücretini ödedikten sonra bakkaldan çıkmış eve doğru adımlamaya başlamıştım.

Yorumlarınızı ve desteğinizi eksik etmeyin lütfen 🥺🥺

İyi geceler ❤️❤️

Reisler de Sever |bxb|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin