Kafam bulanmaya başladığı an gece benim için son bulmuş, çocuklara eyvallah çekip ayaklanmıştım. Tabi bir miktar parayı masaya da bırakmıştım. Çocuklar ne kadar ısrar etse de hepimiz öğrenciydik bu yüzden kimin kimi davet ettiğinin pek önemi yoktu.
Uzun zamandır uzak kaldığım ortamı bu kadar özlediğimi hiç fark etmemiştim. Ya da fark etmek istememiştim.
Geriye dönüp baktığımda anlıyordum ki ben sadece sevdiğim adamı değil çocukluğumu da ardımda bırakmıştım. Belki de bu yüzden her şey bana çok daha zor gelmişti.
Devrim'in güzel yüzü ve içten gülüşü aklıma gelince ben de gülümsemeden edemedim. Bu sürecin onun içinde ne kadar sancılı olduğu bu akşamki duruşundan belliydi. Uzun zaman sonra şahit olduğum bu geceki gülüşleri eskilerden tanıdığım bir gülüştü.
O kadar eğlenceli ve olduğumuz gibiydik ki asıl ihtiyacımız olan şeyin beraberlik olduğunu anlamamak için aptal olmak gerekti.
Tüm bu düşüncelerin içinde arkamda telaşlı adım sesleri duymak şu an için beklediğim en son şey bile değildi. Bir an içim huzursuz olsa da sakin bir şekilde arkama doğru döndüm.
Kafayı bulmadığımı göz önünde bulundurursak bana doğru seri bir şekilde gelen gerçekten Devrim'di. Adımlarımı yavaşlatıp onun bana yetişmesini bekledim.
Düzenli spor yapmaktan olsa gerek bana yetişmişti ve hızına rağmen nefes nefese kalmamıştı.
"Ne işin var oğlum burada, oturmayacak mıydın sen?" dedim kaşlarımı çatarak.
Devrim bana doğru bir bakış atıp sırıtmaya başladı. Nedense bu gülüş artık eskisi kadar masum gelmiyordu gözüme.
" Otururken aklıma götün düştü birden. Ben de kalkıp arkadan keseyim dedim. Fark etmeseydin bir de şaplak atardım belki."
"Yavrum bu ara sana bir şey olmuş. Çenenin yayı öyle bir gevşemiş ki sikseler düzelmez gibi duruyor. Hadi ben neyse de sizin tarafta konuşurken dikkat et."
"Buğra bu gece çok kırıcısın gerçekten. İnsanlar 22 yaşında seksi keşfedip bununla ilgili şakalar yapabilir. Biraz anlayış gösterip öğretici olmak varken sen itmeyi tercih ediyorsun."
Yüzüne kondurduğu yalancı hüznü ve masum ifadesi bana pek iyi gelmemişti. 22 yaşında birinin yüz ifadesine kaldırmak nasıl mümkün olabilirdi anlamıyordum.
"Doğru diyorsun öğretici olmak gerekiyor. Hatırlat da eve gidince kızlar soruyora danışayım senin için."
"Taktik almadan yapamam diyorsun yani."
"Yavrum sana yapamam diyorum."
Kurduğum cümle derin bir nefes almasına ve kaşlarını çatarak önüne dönmesine sebep oldu. Bir şeye sinirlendiği belliydi ama neye olduğu pek de anlaşılacak gibi değildi."Yaparsın, yaparsın. Yorma kendini böyle cümleleri oluşturmak için."
"Nato kafa nato mermer diyorsun yani."
Yolun devamında hiç konuşmadan onun sinirli nefes alışveriş sesleriyle evin önüne kadar yürüdük.
Ben anahtarı çıkarıp kapıyı açana kadar bekleyen çocuğu öpememek ilk defa bu kadar zor gelmişti.
Yolun ortasında beni bekleyen çocuğa baş selamı verip içeriye girdim. Oyalanmadan odama gidip üzerimdekileri çıkardım.
Yatağa yattığımda yaşanılanları değerlendirmeden edemedim. Yıllar içinde ilk defa eskisi gibi içten konuşmuş, birbirimizi yanlış anlamayacağımızı bilerek içimizi açmıştık. Birkaç gün önceki konuşmalarımızı göz önünde bulundurunca eskiye, evime dönmüş gibi hisettirmişti geçirdiğimiz vakit.
İkimize ait her şeyi çok özlemiştim ve tek özleyen de ben değildim, birbirimizi özlemiştik. Bu düşünce içimde yeşerdi. Öyle ki gece boyu eski konuşmalarımızı birbirimize olan tutumumuzu düşündüm.
O zamanlar ufacık bir imada bile sinirlenen her konuşmanın sonunu bir şekilde kardeş olduğumuza getirişini hatırladım. Devrim değişmiş gibiydi.
Uykuya dalana kadar yaşadığımız tartışmaları, uzak kalmalarımızı, beni sürekli uyardığı anları düşündüm. Düşündükçe Devrim'in bana kızdığı şeyleri kendi yapıp, imalarla konuyu bizim etrafımızda çevirmesi garipti. Onu çok iyi tanıdığım için değişimi fark edebiliyordum. Belki de böyle görmek istediğim için fazla anlam yüklüyordum, bilmiyordum.
Bildiğim tek şey Devrim'de bir değişiklik olduğuydu. Aramızda gerginliğe sebep olan her taş yerine oturmuş, bizim için yeni bir defter açmıştı. Bu süreçte değişen tek kişi o değildi elbette. Ben de hiç olmadığım kadar açıktım. İkimiz de çok daha ılımlı ve iletişim konusunda istekliydik.
Bu yeni iletişim şekli uzun zaman sonra tutunabilecek tek dalım olmuştu. Geçmişin aksine gelecek bizim için yeniliğe açıktı. Günlerin getireceği her şeye daha umutlu daha heyecanlıydım artık.
O kırılgan halimi rafa kaldırıp güzel günleri görmek istiyordum.
Uğur pezevenkinden nefret etsem bile içime doğan bu umut ve inancı sağlayan bu gece için onu bir kere öpebilirdim.
Yakın zamanda çalışmaya başlayacağım için bölümler haftada bir gelmeye başlayabilir arkadaşlar.
Sizi çok seviyorum umarım keyifle okuduğunuz bir bölüm olmuştur 🥺🥺❤️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reisler de Sever |bxb|
Fiksi UmumSevgi kül olduğun yerden tutuşmak demekti, aşık olmasa bunu hiç bilemeyecekti.