-10 Yıl Önce-
Devrim ve Buğra'nın sonunda ortaokul defterini kapatmış, büyük bir keyifle yaz tatilinin tadına varıyorlardı. Yıllardır beraber yürüdükleri yol neyse ki lisede de kesişmişti. İkisi de bu durumun verdiği mutluluğun sarhoşluğundaydı.
Heyecanla alışverişlerini yapmışlar, birbirlerinin eşi eşyalar odalardaki yerlerini almıştı. Çocukluktan beri ne alırlarsa alsınlar karşı tarafın eşyasını daha güzel bulup problem çıkarttıkları için aileleri sonunda böyle bir çözüm bulabilmişti.
Birlikte alışveriş yapıp aynı desene sahip ürünleri alsalar dahi Buğra daima Devrim'e ait olanı daha çok seviyor, takas etmek istiyordu. Devrim'in ise işine geliyordu bu olay. Kendisi utangaç bir çocuk olduğu için böyle istekleri dile getirmek onun adına çok zordu.
Ayakkabıdan, kullandıkları nevresime kadar birbirinin eşi eşyalara sahip olmaları güzeldi. Buğra Devrim'e ait bir şeyi alıp yerine kendine ait olanı koyduğunda bunu kimsenin anlamıyor oluşu ise çok daha güzeldi.
Onlar için birlikte okumak önemliydi ama bu mahallede ya da bu çevrede bu mümkün değildi. Aynı yüzleri görerek yine aynı tavra maruz kalarak ilerlemeleri mümkün değildi. Ebeveynleri bu durumu fark ettikleri için birlikte uzak ilçelerde okuma ihtimalleri ile motive edip biraz hırslanmalarını sağlamışlardı. Düşük bir puan alırlarsa birinin diğerinden farklı bir okula gitmemesi için taşınması gerekecekti.
İkisi de birlikte okuyabilmek, birlikte kalabilmek için çok çalışmış, zaman zaman çocukluklarını rafa kaldırmaktan çekinmemişti. Sınav puanları düşük gelirse ayrılmak zorunda kalacaklarının bilincinde olmak zordu. Neyse ki her şey umdukları gibi sonuçlanmıştı.
Devrim ve Buğra'nın isimleri ne kadar zıtsa ruhları o kadar eşti ve tamamlayıcıydı. Diğer arkadaşlarına oranla birbirlerine karşı ayrı bir düşkünlükeri vardı.
Aileleri farkında oldukları bu durumu onlara karşı zaman zaman kullansa da ailelerinin aksine bunu kötüye kullananlar da oluyordu. Devrim'e kızan Buğra'ya zarar vermekten çekinmiyordu. Öyle ki bazen bu durum fiziksel şiddetin dışına çıkıp psikolojik şiddete evriliyordu.
8. sınıfın son aylarında karşı sınıftan bir çocuk hoşlandığı kızın Devrim'i sevdiğini öğrenince okula Devrim'in gay olduğu dedikodusunu yaymıştı.
Buna inanan birkaç kişi Buğra'nın önünü kesip Devrim'den uzak durmazsa ona benzeyeceğini ve Allah tarafından lanetleneceklerini söylemişti.
Küçük çocuk sinirlenip onlara saldırınca da kavga çıkmış, zarar görmüştü. Bunun gibi onlarca olay tabi ki bugünlerine yön vermişti. İster istemez birbirlerine karşı daha hassas olmuşlardı. Güçlerinin yetmesi ya da daha güçlü olmaları önemli değildi, kimin tırnağı kırılsa öteki perişan oluyordu.
Neyse ki dedikodu mahalleye yayılınca aileler olaya dahil olup diğer ebeveynlere sert bir ayar çekmişti de konu tamamen kapanabilmişti. Açıkçası onların yönelimle ilgili bir sorunları yoktu. Tahammül edemedikleri şey; basit bir iddianın onlara bu denli büyük bir zarar vermesiydi. Durum konuşulan gibi olsa tepkiler daha farklı olabilirdi.
Sorun sınavlarından önce çözülmüş, özürler dilenmişti.
İlerleyen zamanlarda birbirlerine aşık oldukları geyiği dönse de onları hiç etkilememişti, ta ki 12. sınıfın ilk haftasına kadar...
Beğeni ve yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim.
Flashback yapmak ilk defa bu kadar zorladı içime pek sinmese de geçiş bölümü olsun diye atıyorum.
Keyifli okumalar!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reisler de Sever |bxb|
Ficción GeneralSevgi kül olduğun yerden tutuşmak demekti, aşık olmasa bunu hiç bilemeyecekti.