-11. Hogsmeade-

2.7K 139 27
                                    

Harry ile Hogsmeade'in içine girerken susuzluktan ölmek üzereydim. Yanıma su almayı unutmuştum ve Harry bana kendininkinden sadece bana gıcıklık olsun diye bir yudum bile vermemişti. Bunun üzerine tüm yol boyunca kavga etmiştik.

"Senden nefret ettiğimi söyledim mi?"

"Yaklaşık beş yüz kez."

"Ugh, o zaman tekrardan söylüyorum."

Harry'yi kenara ittim ve önüne geçtim. Kapıyı açtığımda gözlerimle etrafı süzüyordum. Hogwarts'dan tanıdığım birkaç kişi içerideydi. İlerlediğimizde bizimkileri gördüğümde masalarına koştum.

"Baba, su lütfen!" Remus'un yanında duran su bardağını kaptığımda lıkır lıkır içtim.

"N'oluyor ya?" Sirius'un uykusunu almadan geldiğini anladığımda göz devirdim ve suyu aldığım yere geri koydum.

Tüm Çapulcular ayağı kalktığında önce koşup Remus'a sarıldım. "Suyun için özür dilerim ama biraz daha bekleyemezdim." Remus güldü. Ondan ayrıldıktan sonra Sirius'un yanına gidip sarıldım. "Sıcacık yatağımdan kalkıp buraya senin için geldim. Kıymetimi bil o yüzden." Sirius oldukça mutsuz konuştuğunda yanağından öptüm ve kafamı salladım. Ardından Lily ve James'e de sarıldığımda yerlerimize geçtik.

Altı kişilik masada Remus, Sirius ve ben yan yana oturuyorduk. James, Lily ve Harry karşımızdaydılar.

"Ee dersler nasıl gidiyor?" Sirius sorusunu sorduktan sonra arkasına yaslandı.

"Gitmiyor." Harry cevap verdikten sonra yanımıza siparişimizi alacak garson geldi. İkimizde kaymak birası sipariş ettikten sonra konuşmaya devam ettim. "Harry ve Ron ile dersleri dinlemeden veya çalışmadan sınavlardan yüksek alabileceklerine inanıyorlar." Cevabımı verdikten sonra göz devirdim.

"En azından bir ölüm yiyenle yatmıyoruz." Harry'nin konuşmasıyla herkes şaşkınlıkla ona döndü. Şerefsiz.

"Yuh ne alaka?" Kendimi kurtarmaya çalışıyordum.

"Yalan mı?"

"Ya-

"Neden bahsediyorsunuz siz?" Remus şok içinde sözümü kesmişti.

"Ben cevaplayayım. Harry, Draco'nun ölüm yiyen olduğunu düşünüyor. Ne kadar hepimiz böyle bir şeyin olmadığını söylesek bile inanmıyor."

"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?"

"Sevgilimin kolunu onlarca kez gördüğüm için olabilir belki ha ne dersin? Ayrıca Voldemort daha 17 yaşında bile olmayan bir çocuğu ne yapsın?" Aileme yalan söylemek hoşuma gitmiyordu. Bu sene sürekli uzun kollu giyiniyordu ve onu sadece bir kere çıplak görmüştüm onda da her yer karanlıktı ve ben onun koluna dikkat etmemiştim.

"Birincisi o çocuğun Mattheo'nun kuzeni olduğunu unutma. İkincisi Regulus Black'te ölüm yiyen olduğunda o yaşlarda değil miydi?" Harry ortaya Regulus'un adını attığında herkesin gözü Sirius'a dönmüştü. Kardeşinin ismini duyduğunda üzüldüğünü biliyorduk.

"Tamam kapatın şu konuyu." James bizimle konuştuğunda ikimizde sustuk.

Yaklaşık iki dakika boyunca masayı kaplayan sessizlik kaymak biralarımızın gelmesiyle son buldu. "Ee bizi buraya çağırmanızın asıl sebebini öğrenebilir miyiz şimdi?" İkimizde içeceklerimizden birer yudum aldığımızda Harry tekrardan konuştu.

"Sizinle açık konuşacağım. Voldemort'un oğlu sizinde bildiğiniz gibi Hogwarts'da, yanlış anlamanızı istemem. Dumbledore'a güvenimiz sonsuz ama o geldikten sonra bir öğrenci öldürüldü bile." Lily, bir bana bir Harry'e bakarak konuşuyordu.

"Peki bizden ne istiyorsunuz?" Bu sefer ben atladım.

"Sizden bir şey istemiyoruz. Kendinize dikkat etseniz yeter. Çok fazla yalnız kalmamaya çalışın. Ayrıca o çocuktan uzak dursanız yeter." Remus'un cevabına kafamı salladım.

"Siz ne yapmayı düşünüyorsunuz? Voldemort'un geri döneceği kesinleşti. Planımız falan var mı?"

Remus gözlerini benden çekip Harry'e cevap verdi. "O konular sizi ilgilendirmez. Bunlarla ilgilenmek için daha küçüksünüz. Fakat emin olun ki savaşın galibi biz olacağız."

"Peki eğer savaş olursa ve biz kazanırsak Mattheo'ya ne olacak? Yani umursadığımdan değil sadece merak ediyorum." Kaymak biramdan bir yudum aldıktan sonra sorumu sordum.

"Eğer hâlâ ölmemiş olursa ömür boyu Azkaban cezası alır muhtemelen." James sorumu beklediğim cevaplarla yanıtlamıştı. Kafamı salladım ve geriye doğru yaslandım.

"Bizim artık gitmemiz lazım çocuklar. Zümrüdüanka Yoldaşlığının toplantısı var. Kendinize dikkat edin." Lily ayağa kalkıp montunu giyerken bizimle konuşuyordu. Harry ve bende onu başımızla onayladık.

Sırayla hepsiyle vedalaştıktan sonra yanımızdan ayrıldılar ve bizde Harry ile yerimize oturduk. Dibinde azıcık kalmış içeceğimi de kafama dikerek bitirdim.

Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir. Tekrardan 1k için teşekkür ederim. 🤍

Crucio|Mattheo Riddle&Draco MalfoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin