-20. Bu Sefer Olmaz-

2.2K 105 46
                                    

"Draco ve Aurora dün gece birliktelermiş." Göz devirdim. Bütün gün boyunca bunu duymuştum. Slytherin ortak salonunda herkes bunu konuşuyordu. Riddle'ın da her şeyden haberi olduğuna Merlin üzerine yemin edebilirdim. Beni umursamadığını bu olay sayesinde iyice kavramıştım. Aptal gibi aramızda bir şeylerin olabileceğine inanmıştım.

Ortak salondaki boş sandalyelerden birine oturup ders kitabımı açtım. Snape, her zaman olduğu gibi yine bir sürü ödev vermişti. Öğle arası ödevlerimi bitirmiştim aslında, şimdi son kontrollerimi yapmalıydım. Sirius Black'in kızı olduğum için bana karşı diğer öğrencilerden daha sertti ve ödevlerimdeki en ufak yanlışlardan çok yüksek puanlar kırıyordu.

"Sen ne yapıyorsun ya!" Bağırış sesi ile kafamı çevirdiğimde karşımda sinirden kıpkırmızı olmuş bir Astoria gördüm. Neden bahsettiğini tabii ki anlamıştım.

"Ne yapıyormuşum?" Güldüm. Onu biraz sinir etmekten zarar gelmezdi.

"Draco benim sevgilim! Bunu bile bile onunla birlikte mi oldun?" Ciddi miydi bu kız?

"Bunu diyen kişi sen misin? Sevgilimle aylarca birlikte oldun. Ben bunun sonucunda gelip sana tek bir laf etmememe rağmen ne hakla gelip bana hesap soruyorsun!" Rahatlığımı bozarak sesimi yükseltmiştim. Burada haksız olan o haklı olan ise kesinlikle bendim!

"Aynı şey değil aptal! Beni Draco'yu gerçekten seviyorum. Onunla birlikte olabilmek için neleri göze aldım haberin var mı senin! Sense sadece aptalca bir intikam peşindesin." Ağlamaya başladı. Onun bu haline üzüldüm demek isterdim ama bu bir yalan olurdu ve ben yalanlardan oldukça sıkılmıştım. Derin bir nefes aldı. "Sana yalvarırım Aurora, lütfen elimde kalan tek şeyi de benden alma." Sesini kısıp gerçekten üzgün şekilde söylemişti. Malfoy'la  gerçekten umrumda değildi. Dün geceden sonra ona karşı hiçbir şey hissetmediğimden iyice emin olmuştum.

Tam ona cevap verecekken Draco'nun sesini duydum ve hemen kafamı çevirdim. "Ne oluyor burada! Astoria saçmalamayı kes! Hiçbir zaman Aurora'nın yerine geçemeyeceğini biliyordun. Sana en başında seninle sadece eğlence amaçlı birlikte olacağımı söylemiştim!" Tamam, Astoria'dan nefret ediyordum ama bunlar çok ağırdı. Kızı herkesin içinde sanki kendisi suçsuzmuş, Astoria bunları tek başına yapmış gibi davranmasına izin veremezdim. "Sevgilin haklıydı Malfoy, dün gece seninle sadece intikam için birlikte oldum. Ayrıca muhtemelen seni seven tek kişiyi bu kadar aşağılamanı önermem, bu yaptıklarından sonra baban için ağlayacak başka bir omuz bulmakta zorlanabilirsin." Söylediklerime ne Draco, ne Astoria cevap veremedi. Draco sadece yutkunmakla yetindi. Bizim susmamızla birlikte etrafımızda toplanan kalabalıktan fısıltı ise sesleri gelmeye başladı. Ben ise ne dediğimin farkına yeni varmıştım. Ya şu anda ondan özür dileyerek kendimi herkesin içinde küçük konuma düşürürdüm ya da eşyalarımı alıp buradan gidebilirdim. İkinci seçeneğin daha mantıklı gelmesiyle birlikte kitaplarımı alıp ortak salondan çıktım. Yine kendimi seçmiştim. Her zaman kendimi seçerim.


"Bana duyduklarımın doğru olmadığını söylemelisin yoksa aklımı kaçıracağım!" Gryffindor ortak salonuna girmemle Ginny'nin beni kolumdan çekip sorularına boğması bir olmuştu. Bu okulda neden her şey bu kadar hızlı yayılmak zorunda diye düşünmeden edemedim. Onlara her şeyi kendim anlatmak isterdim. Saçma sapan kişilerden öğrenmelerini değil.

"Hangisinden bahsettiğine bağlı. Biliyorsun, bu okulda bana dair çok fazla söylenti var."

"Hadi ama Rora, hangisinden bahsettiği çok açık değil mi? Salağa yatmayı kesmelisin." Hermione elindeki kahve fincanını sehpaya bırakıp yanımıza oturdu. Gözlerinin altı mosmor olmuştu. Muhtemelen yine bütün gece ders çalışmayı kaliteli bir uykuya tercih etmişti.

"Tamam ya. Hepsi doğru. Tek yapmak istediğim ufacık bir intikamdı. Hem en azından yaptığım şeyin sonucunda artık Malfoy'a karşı içimde en ufak duygu kalmadığını fark ettim." Uzun süredir bu şekilde kız kıza oturup konuşmuyorduk. Özlemiştim.

Hermione derin bir nefes alarak koltukta bana doğru yaklaştı. Gözlerini kıstı ve bu yaptığı hareketlerden bir şey söylemek istediğini ama söylemeye çekindiğini anladım. "Hadi ama istediğini söyleyebilirsin çekinmene gerek yok." Gülümseyip sırtını sıvazladım. "Bak bu okulda Malfoy'dan benden daha fazla nefret eden tek bir kişi bile olmadığını biliyorsun ama- Ginny, Hermione'nin sözüne atladı, "Hey! Ben de buradayım. Ondan en az senin kadar nefret ediyorum!" Granger göz devirip devam etti. "Her neyse, demek istediğim herkesin içinde babası ile ilgili konuşman çok ağır değil mi? Özellikle de böyle bir dönemde."

"Yoo, değil." Ginny'nin bana attığı destekleyici bakışla gülümsedim. Ginny Hermione'ye göre olaylara daha az duygusal yaklaşan bir tipti. Ondan bu tepkiyi duymak olağandı. "Biliyorum biraz fazla ağır konuştum. O an sözlerimi daha dikkatli seçmeliydim." Kafamı salladım ve arkama yaslandım.

"Gayet güzel konuşmuşsun, o herkesi ailesi ile vururken üzgün değildi. Biz buna karma diyoruz. Onun karması ise çok bile geç kalmıştı." Ginny'nin haksız olduğunu da söyleyemezdim. Yıllarca Malfoy'lar tarafından aşağılanmış Weasley ailesinin çocuğuydu.

"Kötülüğe kötülükle cevap vermemelisin Ginny. Doğru olan bu değil."

"Her zaman doğru olanı yapmaya çalışırsan kaybedersin Hermione, hem o sana bula- özür dilerim. Anladın işte." İkisinin arasında kalmıştım. Bu tartışmanın ise sabaha kadar devam edebileceğini anlamak zor değildi. İkisi de kendi görüşlerini savunacaklardı. Sıkıntı ise ikisin de çok haklı olmasıydı.

"Neyse kızlar size iyi geceler. Snape beni azarlamadan odama gitmem lazım. Hem bugün çok yoruldum, uyuyup dinleneceğim. Bunu sana da tavsiye ederim Granger. Gözaltı torbaların Dumbledore'unkilere benziyor." İkisiyle de vedalaşıp salondan ayrıldım. Gideceğim yer kesinlikle odam değildi. Riddle'ın Astronomi Kulesinde olacağını umarak üst kata çıkıyordum.


Mattheo'yu günlerdir görmemiştim. Yemeklere inmiyordu, derslere desen zaten girmiyordu, onunla karşılaşabildiğim tek yer olan ortak salonda bile yoktu. Onu görebilmek için son çare olarak Astronomi Kulesine gelmiştim ve burada bile değildi. Hâlâ okulda olduğundan şüpheliydim. "Kimi arıyorsun?" Duyduğum sesle irkilerek arkamı döndüm. Buradaydı, arkamdaydı. Onu aradığımı ise biliyordu. "Gerçekten benden bu kadar mı korkuyorsun? Şu haline bak, titriyorsun." Kaşlarımı çatıp titrememi kesmeye çalıştım. "Korkmuyorum, sadece burası olması gerekenden çok daha soğuk. Malum Ocak ayındayız. Kış mevsiminin ortası." İçimdeki ses beni durdurup bana 'sen ne anlatıyorsun ya' dedi. Saçmaladım. Yine.

Mattheo dümdüz bakışlarla bana yaklaştı. Artık nefesini hissedebiliyordum. "Benden korkmalısın cadı." Güldüm. "Ne yaparsın, öldürür müsün?" Güldü. "Öldürürüm." Birlikte olmadığımız her saniye beni öldürüyor zaten Riddle, neden göremiyorsun?

Arkamı dönüp ondan uzaklaştım. Sesimi hafifçe yükselterek "Birileri sinirlenmiş bakıyorum." dedim. "Neden sinirleneyim cadı, beni sinirlendirecek bir şey mi yaptın ki?" Tamam, salağa yatma numarası sana yapılınca eğlenceli olmuyordu. "Hadi ama Riddle, neler döndüğünü bilmiyor olamazsın." Aynı zamanda ise kulenin korkuluklarına ilerliyordum. "Sadece yaptığın şeyi senden dinlemek istiyorumdur belki de ha?" Kafamı 'hayır' anlamında salladığımda korkulukların önündeydim. "Ne yapmaya çalışıyorsun Black? Gözümü mü korkutacaksın?" Gözlerimi onun gözlerine diktim. "Kendi canımla kumar oynamam Riddle." Oldukça sakindim. Korkuluklara belime yaslayıp kafamı geriye attım. Bir anda gözlerimden yaşlar akmaya başladı. "Aurora ne yapmaya çalışıyorsun? Kendini öldürüp beni cezalandırmayı falan mı planlıyorsun? Planın buysa benim bir Riddle olduğumu unutmamanı tavsiye ederim." İlk defa adımı söylemesinin üzerine gülümsedim. Göz yaşlarımı elimle sildim. Son bir kez derin nefes alarak kendimi aşağı bıraktım.

"Bu sefer olmaz."


Merhabaaa! Arayı uzatmayacaktım ama küçük sıkıntılar olduğu için bölümü ancak şimdi atabiliyorum, ayrıca bu hafta bir bölüm daha atmayı planlıyorum. Ayrıca hava koşullarından etkilenen herkese geçmiş olsun. 🤍

Crucio|Mattheo Riddle&Draco MalfoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin