• Begonia •

43 11 15
                                    

Sevgili Begonya,

Sonunda bugün de görebildim onu! O kadar mutlu oldum ki... Bu defa dayanamadım ve koşarak ona sarıldım sıkıca. Beni görünce ayağa kalkmıştı ve ben o hızla gelip ona sarılınca az daha denize düşüyorduk.

Sabah uyandığımda başımda korkunç bir ağrı vardı. Az içmiş olmama rağmen hemde. Sanırım bünyem dayanıklı değil, her neyse.

İskeleye hep aynı saatlerde geliyoruz. Saat öğleden sonra altı gibi. Kışa yaklaştığımız için hava her defasında biraz daha kararmış oluyor ama umursamıyorum.

Ona sımsıkı sarılayım derken az kalsın boğuyordum. Ayrıldığımızda gözlerim dolmuştu hatta. O da gelip beni alnımdan öptü. Yine çok heyecanlanmıştım ama bu defa aklımı kurcalayan başka şeyler vardı. Üstelik bu sefer anlatması için birazcık zorlayacaktım.

"Neler oluyor? Lütfen, bana anlat artık." sesim yalvarırcasına çıkmıştı. Çünkü ona daha fazla hasret kalmak istemiyordum. Sürekli ya bir daha dönmezse diye düşünmekten de yorulmuştum.

Yorgun bir nefes verdi ve birlikte iskeleye oturduk. Anlatmaya başladığında dikkatle onu dinliyordum.

"Ailemle sorunlarım olduğunu biliyorsun. Son günlerde mutsuz olduklarını da." biraz durdu ve düşündü. Sanırım nereden başlayacağını bilemiyordu.

"Son günlerde abimi pek göremiyorum. Ben abime çok bağlı birisiyimdir ve bu beni endişelendiriyordu. Ailem de bir şey demiyor zaten. Benim bir de ablam var." durdu, dudaklarının titrediğini görebiliyordum. Sanırım ağlamamak için kendini zorluyordu yine.

Gözünden bir damla yaş düştüğünde elimle sildim. O ağlayınca kötü hissediyorum.

"Yarın anlatabilir miyim?" bir çocuk gibi benden izin istemesi beni de dugulandırmıştı. Elbette ki olanları bir an önce bilmek istiyordum. Üstelik yarın anlatacağına göre yarın da gelecekti. Bu yüzden kafamı salladım. Sonra ona sıkıca sarıldım.

Biraz rahatlaması için kafasını alıp bacaklarıma koydum ve yatmasını sağladım. O yatınca da kafasını okşamaya başladım. Saçları cidden yumuşacıktı.

Çoktan gözlerini kapatmıştı bile. Uyumuyor olsa da huzurlu olduğu belliydi. Bir yandan denizin sesi ve bir yandan da hafif esen rüzgar. Kafasını okşamamın bir etkisi olur mu bilmiyorum ama.

Güneş batana kadar öyle kaldık. Sonra kalktı. Uyku sersemi gibiydi. Sanırım gerçekten uyumuştu. Gitmek için ayağa kalktı. "Şu ana kadar uyuduğum en huzurlu uykuydu, teşekkür ederim." bana el salladıktan sonra gitti. Ama ben hala arkasından yüzümde aptal bir gülümsemeyle bakıyordum.

Merak ediyorum da sevgili begonyam,

Benim aşık hallerim çekilmez mi olur acaba?

26 Ekim, hava bugün huzurluydu -

• flowers • Kim JisooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin