• Peony •

39 9 17
                                    

Sevgili Şakayık,

Şuan hastayım ve burnum akıyor. Üstelik boğazım da acıyor. Bunun sebebi Mingyu tabii ki. Hemen anlatıyorum.

Oraya gittiğimde yoktu ama sonradan geldi. Bende iskelede oturmuştum ve her zaman ki gibi ayaklarımı sarkıtmıştım. Arkamdan sinsice yaklaşıp beni korkuttuğunda ani bir refleksle ayağa kalkmaya çalıştım. Ama ayağım kaydı ve suya düştüm!

Hemen sudan çıkmak için iskeleye tutundum ve o da suya atlamak zorunda kalmadı. Elimi tuttu ve beni sudan çıkardı. Ama havalar soğuk olduğu için su da soğuktu ve ben çok üşüyordum. Bana beklememi söyledi ve koşarak bir yere gitti. Geldiğinde elinde battaniye vardı. Battaniyeyi bana sardı ve yürümeye başladık. Çok üşüdüğüm için sorgulamadım ve onunla yürüdüm.

Geldiğimiz yer bir arabaydı. Sanırım onun arabasıydı. İçine geçtiğimde yüzüme vuran sıcak havayla rahatladım. Battaniyeyi daha sıkı sardım ve ellerimi kalorifer kısmına uzattım. Ön koltuğa oturmuştum ve o da sürücü koltuğuna geçti. Bana üzgünce bakıyordu. Bu hali çok tatlı olduğu için ona kızmadığımı söyledim. Böyle olacağını o da bilemezdi ki.

Biraz daha ısındıktan sonra aklıma gelen soruyla ona döndüm. Dün Laura'nın davranışları beni şüphelendirmişti çünkü.

"Laura isminde birini tanıyor musun?" diye direkt olarak sordum. Laura kısmını duyar duymaz bana döndü ve kaşları çatıldı. Tanıyor muydu ki? Laura bana onu tanımadığını söylemişti. O zaman o da tanımıyordu.

"Evet Laura isminde birini tanıyorum ama neden sordun? Yoksa sende mi tanıyorsun o uğursuzu?" belki başka bir Laura'dır? Bu da bir ihtimal olduğundan dile getirdim. "Bende Laura isminde birini tanıyorum ama neden uğursuz dedin? Hem belki tanıdığımız Lauralar farklıdır?"

"Birincisi; tanrı aşkına Kore'de kaç tane Laura olabilir ki? İkincisi; o kız tam bir... Neyse." Neden onun hakkında böyle konuşuyordu diye düşündüm. Ne yapmış olabilirsin Laura?

Ona meraklı gözlerle bakıyordum. "Tanıdığın Laura'nın soy ismi ne?" diye sordu.

"Choi. Choi Laura."

Böyle dedikten sonra öyle bir kahretsin deyişi vardı ki görmeliydin. Neler oluyordu hiçbir şey anlamamıştım.

Burnum aktığı için burnumu çektim ve direksiyona yaslamış olduğu kafasını bana çıkardı. "Senin masum olduğuna inanıyorum, sümüklü şey. Hadi seni eve götürelim." bana taktığı lakaba kıkırdadım ve ona evimi tarif ettim. Şimdilik Laura konusu kapanmıştı ama bu işin burada bitmeyeceği de belliydi. 

Ona evimi tarif ederken heyecandan bacaklarım titriyordu ama ona üşüdüğüm için olduğunu söylemiştim. Burnum da aktığı için hemen inanmıştı. Evimin önüne geldiğinde heyecanlanmştım çünkü ilk defa o iskele dışında farklı bir yerde birlikteydik. Vedalaştık ve ben eve girene kadar kapıda bekledi.

Söyler misin sevgili şakayığım,

Tam olarak nasıl çözeceğiz bu işi?

- 18 Kasım, hava çok soğuk donacağım -

• flowers • Kim JisooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin