Herkes dut yemiş bülbül gibi tek kelime dahi etmiyordu. Sadece boş boş oturup birbirlerinin gözlerine bakıyorlardı. Onları en çok endişelendiren şey ise yoongi'nin aşırı tepkisiz oluşuydu. Jimin ağzından kaçırdığı gerçekleri duyduktan sonra hiç bir şey söylememiş öylece boşluğa dalmıştı. Hepsi derse girmenin iyi olmayacağını düşündükleri için deniz kenarına gidip kayalıklara oturmuşlardı. Duyduklarını yoongiye fazla ağır geldiğini düşündükleri için hepsi susmayı seçmişti.
Yoongi ise düşünüyordu. Harika geçen bir aylık süreyi.Ne çok şey yaşamıştı bu kısacık sürede. Neredeyse her gün gülmekten gözleri yaşarmıştı. Utandığıda olmuştu kendisinden beklemediği kadar cesaretlendiğide.Aşık olmuştu mesela. Ama asla kime aşık olduğunu bulamamıştı. Çünkü onun kalbi hem jungkookun gözlerine bakarken hemde taehyungun kahvelerinin içine değdiğinde ritim değiştiriyordu. Amcasının eşi ona kalbinin ritmini kim değiştirirse ona aitsindir demişti. Ama iki kişi içinde olduğunda ne yapacağını söylememişti.
Salak değildi elbette. O da anlamıştı ikisininde ona olan davranışlarından ondan hoşlandıklarını. Ama bunu hep kendi benliğinde reddetmişti. Şimdi ise acı gerçekler yüzüne çarpıyordu. Asıl kalbini acıtan şey ise onun yüzünden kavga etmeleriydi. Bu ikili onun hayatta gördüğü en muhteşem bağa sahipti. Bir ay içerisinde bunu çok iyi anlamıştı. Ve bir ay içerisinde de bu bağı kendisi mahvetmişti. Hep yaptığı gibi bunu da mahvetmişti. Gittiği her yere,herşeye zarar veriyordu.
Daha fazla dayanamayıp incilerini akıtmaya başladığında yüzünü elleri arasına alıp içinde tuttuklarını göz yaşlarıyla dışarı boşalttı. Yoonginin ağladığını gören jimin hemen yanına oturup sıkıca sarıldı. Çenesini tutamadığı için suçluluk duyuyordu zaten birde yoongi ağlamaya başladığında daha çok suçluluk duydu. Jinde omuzlarını sarsarak ağlayan yoongi'nin sırtını sıvazlayarak ona destek oldu.
YG:" h-herşey mah-mahvettim."
Jin:" şşşşhhh saçmalama sen hiçbir şeyi mahvetmedin. Mahveden birir varsa o da çenesini tutamayan jimin"
Jin sinirle jimine baktığında jimin üzgünce kafasını yere eğdi.
YG:" Benim yüzümden kavga ettiler. Aralarını açtım. Belki asla eskisi gibi olmayacaklar."
Nj:" yoongi emin ol onları daha önce hiç bu kadar mutlu görmemiştim. Sen onlara iyi geldin. Kendini suçlama"
Yoongi duyduklarıyla biraz daha iyi hissedip kızarmış gözlerini sildi. Ona şefkatle bakan gözlere gezdirdi bakışlarını. Kesinlikle doğru kişilerle dostluk kurmuştu.
YG:" peki şimdi ne olacak? Taehyung evden dışarı çıkmıyor. Bitik halde. Jungkook desen nerde olduğunu bile bilmiyorum. Ne yapacağım"
Gerçekten bilmiyordu. Gitmeli miydi
Bu kadar kapıpmışken onlara bu denli ihtiyaç duyarken öylece gitmeli miydi. Peki kalsa ne yapacaktı? İkisinden birini mi seçecekti? İkisi içinde bu denli sevgi duyuyorken bunu yapabilirmiydi bilmiyordu.Jh:" yapacağın şey basit. Eğer ikisinden birini seviyorsan onu seçeceksin. Aksi takdirde sende acı çekersin. Sevmiyorsan onlara bunu anlatacak ve eskisi gibi olacaksınız"
YG:" bu kadar basit mi"
Nj:" evet,şimdi söyle bakalım jungkook veya taehyungdan hoşlanıyor musun?
Yoongi bu soruya kendisi bile cevap veremiyorken onlara ne söyleyeceğini bilmiyordu. Onlara ikisinide seviyor, ikisinide istiyorum dese yüksek ihtimalle ona ya ne dediğini bilmez yada saçmaladığını söyleyeceklerdi. Jin yoongi'nin kararsız yüz ifadesini gördüğünde elin tutup okşadı.ona güven veren bir gülümsemeyle konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVİOR [Taegikook]
FanfictionBir yanlış hiç bu kadar doğru hissettirmemişti Samekook Sametae Ukegi🍑