Baby×Taekook ✓

Special Episode 1💜

24.11.2019

Hepimiz iş yoğunluğundan sıkılmış, tatil için Alaska'yı seçmiştik.

"Taehyung! Kardan adam yapacağız! Hadi, giyinin de gelin!"

Jimin tüm çığırtkanlığıyla otelin lobisinde bağırdığında, üzerimize dönen gözler yüzünden sevgilime sokulup sızlandım. Jeongguk halime kıkırdayıp dudaklarını saçlarıma bastırdı.

"Ne oldu bebeğim?"

"Jim çok çığırtkan, bakışları üzerimize çekiyor aptal."

Yine ufak bir kıkırtı sunduğunda boynundan sıyrılıp dudaklarımı kulağının altındaki hassas deriye bastırdım.

"Hadi gidip giyinelim. Sonra sana güzel bir sürprizim var."

Güzel Jeon'um sürprizlere bayılırdı. Söylediklerimden hemen sonra gözleri parlamış, yerinden kalkıp beni de peşinden sürüklemeye başladı. Küçük bir kahkaha atıp odamıza koşturduk. Jeongguk üzerine kırmızı-aiyah Fila montunu giyinip ellerine kar eldivenlerini geçirmişti. Yüzümdeki saf tebessümle heyecanlı hareketletini izliyordum, ben de heyecandan ölmek üzereydim.

Jeongguk benim miladımdı. Benim başlangıcım, bitişimdi. Yirmi altı yıllık hayatımda verdiğim kararların bana kazandırdığı en güzel insandı. İlişkimiz çok çabuk şekil almış olsa da çok iyiydik, birbirimize acayip uyumluyduk. İnsanlar Jeongguk'un bana olan yaklaşımında hep bir art niyet aramış, beni çokça uyarmışlardı ama ben aşkıma güveniyordum. Öncesinde konuşukluğumuz olmasa dahi kendimce tanıyordum onu, insanşarın duygularıyla oynayacak karakterde biri değildi o. Hiç olmamıştı da. Bir süre sonra aşkımız insanların diline dolanmaya başlamış, herkes ilişkimize imrenerek bakmaya başlamıştı. Yaklaşık iki senedir birlikteydik ve Baekhyun olayından beri kavga bile etmemiştik! İşimiz oldukça zamanımızı alıyordu, iş yerindeki minik paydoslarda özlem gidermeye çalışıyorduk. Nöbete kalmadığımız zamanlarda da hemen evimize gidip birlikte zaman geçiriyor, sarılıp uyuyorduk.

Evimiz...

Jeonggukla yaklaşık altı aydır birlikte yaşıyorduk. Gözlerini benimle kapayıp açmayı istemiş, annemlere resmen yalvarmıştı ama bilmiyordu ki annem beni evden göndermeye dünden razıydı. Jeongguk'un daha fazla bir şey demesine izin vermeden hemen evden atmıştı beni. Elimde bavulum, öylece Jeon'umun yüzüne bakıyordum. Aşkım da en az benim kadar şaşkındı, bu kadar kolay olmasını beklemiyordu. Eve geldiğimizde kahkahalarla gülmüştük düştüğüm duruma, annem değişik bir insandı. Babam nasıl tahammül ediyordu ona, bazen bir türlü anlamıyordum.

Dışarı çıkınca soğuk hava birden vücutlarımıza nüfuz etmiş, sıcaktan çıkmış hassas bedenim titremişti. Küçük çığlıklar, Hoseok hyungun şirin kahkahaları, Namjoon ve Seokjin hyungun bağırışlarıyla karşılaştık hemen. Yoongi hyung Jimin'i kucağına aldığı gibi kar tabakasının içine atmıştı. Jimin biraz çırpınmış, karların içinden çıktığında beyaz teni kızarmıştı. Kaşları, kirpikleri ve saçları kar içinde kalmıştı. Gözlerini açmadab dusaklarını büzüp tükürmüştü, o aırada çığlık attığından ağzına da kar dolmuştu aptalın.

"Yoongi!"

Yoongi hyung gür bir kahkaha atıp Jimin'in kalkmasına yardımcı olmuş, yüzündeki karları temizleyip dusaklarına yumuşak bir öpücük bırakmıştı. Jimin'in tüm öfkesi kuş olup uçmuştu sanki, aptal gibi sırıtıyordu sadece. Biz de onlara adımlamaya başladığımızda Jeongguk birden beni kucaklayıp koşmaya başlamıştı. Minik bir çığlık atıp boynuna sarıldım. Mont cebimin fermuarını çekip kutunun düşmesini engelledim, o kutu her şeyden değerliydi. Jeongguk beni biraz önce Jimin'in içinde kaybolduğu kar tabakasının içine attığında hemen ayaklandım ve sırtına atladım. Ellerini bacaklarım sqemıştoama aynı zamanda beni üzerinden atmaya çalışıyordu. Çelişkisine kulağını ısırarak karşılık verdiğimde ciyaklayıp karda bata çıka koşmaya başladı. Bir anda dengesini kaybettiğinde yüz üstü kara yapışmıştı, gür bir kahkaha atıp üzerinden kalktım bebeğimi de kendime çektim. Yüzündeki karları temizlemek için eldivenlerini çıkardığında kucağına yerleşip elimdeki kutuyla bana bakmasını bekledim. Gözlerini açar açmaz bana güzelce gülümsemişti ama elimde tuttuğum kutuya bakışları iliştiğinde nefes almayı bıraktı. Gözleri bir bende bir de avuçlarımdaki parlak gümüş yüzükte geziniyordu.