Sınav vakti gelip çatmıştı. Deliler gibi sınavlara çalıştığımızdan Jeonggukla yine görüşemiyorduk.
Evden çıkmadan, saatlerce sadece ders çalışıyordum, Jeongguk beraber çalışmayı teklif etmişti ama o buraya gelirse özlemimden dolayı üzerine atlayacağımı bildiğimden gelmesini şiddetle reddetmiştim.
Son sınavlarımızdı, bunları da verdikten sonra mezun olacaktık.
Doktordum artık, hayat kurtarmak için yaşayacaktım. Hastalarımın gülen yüzlerini görecektim.
Ama karşımda daha zorlu bir sınav daha vardı.
Uzmanlık sınavı.
Ben bunları düşünüp çalışmaya devam ederken arkamdan belime dolanan kollarla yerimde hafifçe sıçramış, iki - hatta üç - haftadır özleminden kavrulduğum bedenle göz göze geldim.
"Sürpriz.."
Buğulu sesiyle dudaklarımı büzüp kucağına atlamıştım.
Demiştim işte ben! Bırakamazdım ki şimdi!
Yüzünü boynuma gömüp derince nefesler alıyordu. Bir eli sırtımda diğeri belimde sıkıca tutuyordu beni.
"Özledim, Tanrım, çok özledim."
Yanaklarına, şakaklarına, boynuna öpücüklerimi bırakıyordum. Çok uzun zaman olmuştu.
"Öpeceğim her bir zerreni, niye bu kadar uzak oldun bana?"
"Jeon'um, benim güzel aşkım. Sınav haftasına giriyoruz, ben kendimi biliyorum, yanımda olsan kucağına atlardım, bak, yaptım da. Ama siktir et, gel yanıma hem çalışalım hem de seveyim seni."
Omzunda olduğunun yeni farkına vardığım çantasını yere bırakıp beni sandalyeme geri oturtmuştu. Dayanamıyordum, Tanrım, dayanamıyordum. Dikelmesine müsaade etmeden ayağa kalktım ve kapımı kilitleyip beni bekleyen bedeni yatağıma ittim. Afalladığı için boylu boyunca uzanmıştı ve şaşkınlıkla bakıyordu bana. Hemen kucağına yerleşip dudaklarına yapıştım ve dilim diline değer değmez dudaklarımın arasından boğuk bir inleme firar etti.
Ellerini belime koyup beni kendine daha çok çekmişti ve dudaklarıma daha sert asılmıştı.
Tertemiz deliriyordum.
Dudaklarından ayrılıp kabanının yakalarından tutup çektim ve bedenini oturur hale getirdi. Kabanı ve hırkasını çıkarıp tekrar ittim. Üzerine uzanırken parmaklarım düğmelerini çözüyordu ve gözlerinde gördüğüm heyecanla sırıttım.
Böyle durduğuma bakmayın, kendimi sıkmaktan patlayacaktım şimdi!
Benim tenimin aksine bembeyaz olan teni iştah kabartıyordu.
"Taehyung, annenler aşağıda sevgilim."
"Sana kendimi vermeyeceğim Jeongguk, sadece biraz sevişmek istiyorum. Neredeyse iki aydır sevgiliyiz ama sanki yıllardır birlikteymişiz gibi hissediyorum. Bırak rahatlatayım seni, ellerimin arasındayken nasıl görünürsün merak ediyorum."
Kulağına fısıldadıklarımla derince yutkunmuştu ama başını iki yan sallayıp reddetmişti beni.
" Duyarlar sevgilim, evimizde yaparız olur mu? "
" Hayır, sessiz kalmaya çalışarak yapacağız. Sessizce tüketeceğiz birbirimizi, seninle gizlice sevişmek istiyorum Jeongguk, lütfen. Bana dokunmanı istiyorum."
Boğazından dökülen hırıltılarla beni kendine çekip altına almak istemişti ama izin vermemiştim.
" Bugün ipler benim elimde Jeon'um. "
![](https://img.wattpad.com/cover/234366651-288-k860478.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby×Taekook ✓
FanfictionTaehyung İnterseksüel bir erkekti. [Bu konu altında yazılmış ilk türkçe Taekook kurgusudur!] [Kurgunun Ageplay ile ilgisi yoktur!] ~Text-Instagram-Düzyazı~ By Amethyst ⚧