BÖLÜM 15

24 1 0
                                    

Gergindim.

Eğer vücudumdaki gerginlik bir madde olsaydı arabada oturacak yer kalmayabilirdi.

O hastaneye gitmek ve tedaviye başlamak sabah uyandığımdan beri bedenimde titremeye sebep olacak kadar gerginlik oluşturuyordu. Bu titremeleri durduramıyordum. Halbuki çok güzel uyumuştum. Tadı damağımda kalan rüyalar görmüştüm. Huzuru hissetmiştim.

Uyandığımda uyurken hissettiğim tüm pozitif duygular psikoterapiye gideceğimden dolayı tamamen silinse de tekrar uykuya daldığımda huzurun beni saracağını düşünüyordum. Uyumak istememin temel sebebi buydu.

Kahramanımı yeniden hissetmek istiyordum. Onun kokusunu solumak ve beni saran kollarının verdiği güven duygusuyla sarmalanmak istiyordum. Hayatımda daha önce böyle hissettiğim olmamıştı.

Rüyalar aleminde neler olup bittiğini bilmiyordum. İnsanlar uyurken hissedemezlerdi diye biliyordum sadece. Ama ben gece her şeyi hissetmiştim. Sabah yatakta tek uyandığımda gece olanların tamamen rüya olduğunu düşünmüştüm.

Keşke gerçekten kahramanımla uyanabilseydim. Onun gerçek dünyada var olamayacağını bilmek beni üzüyordu. 

Şimdiyse ben ve babam arabadaydık. Babam o gıcık doktora benim psikoterapiye başlayacağımın haberini vermişti. Barbaros'un ilk defa benimle konuştuğu gün ballandırarak anlattığı psikiyatr beni bekliyordu. Gerçekten Barbaros'un anlattığı kadar güzel olup olmadığını merak ediyordum.

Sık sık ellerimi yumruk yaptığım, bacaklarımın titremesini durdurmak için terler akıttığım yolculuğumuz hastanenin otoparkına geldiğimizde son bulmuştu.

Harika! Artık daha da fazla gergindim.

Babam arabayı uygun bir yere park ettiğinde ikimiz de arabadan inmek için bir girişimde bulunmamıştık. "Cemrem daha iyi olacaksın güzel kızım. Buna inan ve çabala olur mu babacım." Sadece sen ve annem için çabalayacağım babam. Başımı yavaşça sallayıp arabadan indim.

Babamla beraber otoparkın asansörüne doğru yürürken ikimiz de sessizdik. Dünden sonra ben daha fazla konuşacak yüz bulamıyordum. Melike söylediklerimi hak etmişti elbette ama babam ve annemin yanında neredeyse sinir krizine girecek olmam daha fazla konuşmama engel oluyordu. Asansöre binip gideceğimiz katı tuşladıktan sonra asansör hareket etmişti.

Derin nefesler eşliğinde en sonunda o gıcık doktorun odasına varabilmiştik. Doktorun asistanının bizi yönlendirmesiyle kısa bir bekleyişten sonra nihayet doktor gelmişti. "Hoş geldin küçük hanım. Sen de hoş geldin Mehmet ağabey."

Girer girmez gıcıklığına başladığına göre yine formundaydı. Aslında bu adamın bana neden gıcık geldiğini de çözememiştim. Laubali biri değildi. O gün beni yargılar gibi konuşması yüzünden yanlış yargılara kapılmış olabilirdim.

Gösterdiği sandalyelere oturduktan sonra çay ya da kahve içmek isteyip istemediğimizi sormuştu. Ben yalnızca su isterken babamla doktor kendilerine sade kahve söylemişlerdi. "Evet Melek Cemre tedaviyi kabul etmene gerçekten çok sevindim. Seninle psikoterapi seansı yapacak olan meslektaşım birazdan gelir. Beraber onun odasında yalnızca ikiniz sohbet edecekmişsiniz gibi düşünürsen senin için daha kolay olur. Zaten psikoterapini sohbet etmekten farkı yok emin olabilirsin."

Hayatımda daha önce de psikoterapi almıştım. Psikolojik olarak hastaydım çünkü. Şimdilik bu hastalık ilerlemediği için önceki psikiyatrlar bu hastalığın bana zarar vermediğini benim hastalığım konusunda kendimi dizginleyebileceğimi söylemişlerdi.

"Daha öncesinde psikoterapi almıştım. İşleyiş hakkında bilgim var" dedim sessizce. Dün fazla bağırmış olmalıydım ki konuşurken boğazım ağrıyordu. "Bunu dosyanda görememiştim çok üzgünüm Melek Cemre benim hatam. Neden psikoterapi aldığını sormamda bir sakınca var mı?" diye sordu. Hayır anlamında başımı salladım. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 03, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MERKEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin