🌈Tanıtım| "Ayrılalım."

1.5K 109 445
                                    

Bölüm şarkısı: Ava Max - So Am I

Başlangıç tarihini şuraya alayım 🤗😝

Açıklamayı bölüm sonunda yaptım. O yüzden sizi bölümle baş başa bırakıyorum 😚💜

Hayat değişimlerden ibaretti. Her şey değişirdi. Değişmeyen tek şeyin değişimin ta kendisi olduğu söylenirdi. Hayatlar, amaçlar, istekler ve duygular.. Bunların hepsi hayatımız boyunca en az bir kere değişen şeylerdi. Her şeyin değiştiği bu dünyada karşımdaki kişi de değişmişti. Tek bir kelime ile, 'güzel' olarak nitelendirdiğim günümü mahvedecek kadar değiştiğinin kanısına bir kez daha varmıştım.

"Ayrılalım."

Kulağıma ilişen kelime ile şaşkınlıkla gözlerimi araladım. İlk başta yanlış duyduğumu düşündüm. Sonrasında bana kamera şakası falan yapmıştır diye tahmin ettim ama ne yüzünde bir mimik oynuyordu, ne de etraftan herhangi bir kameraman fırlamıştı.

Bugünü mükemmel geçirmiştik. Sevdiğimiz yerlere gidip sevdiğimiz aktiviteler yapmıştık. Şimdi de günün sonunda dinlenmek ve bir şeyler içmek adına oturduğumuz kafede bana ayrılmak istediğini söylüyordu. Bu ne kadar normaldi?

"Neden?"

Onun tek kelimesine karşılık ben de tek kelime edebilmiştim. Hala şaşkındım. Ağzımdan bu kelimenin çıkabildiğine bile şükretmem gerekiyordu.

Ellerimden kan çekilmiş, kalbime sanki tonlarca yük binmişti. Tüm bedenim uyuşmuş gibiydi ve sanki kalbim atmıyor gibi hissediyordum. Aniden oluşan bu olumsuz duygular başta kalbimi olmak üzere bütün ruhumu parçalamıştı.

"Annem beni başka bir kızla evlendirmek istiyor. Senin hal ve hareketlerini beğenmiyormuş."

Hah! Gerçekten de tüm sorun bu muydu? İlişkimiz bu kadar basit bir sebepten dolayı bitecek miydi? Biz birlikte 4 yıl geçirmiştik. Bu kadar kolay olmamalıydı.

İçimde yaşanan savaşı yüzüme yansıtmamak adına gülümsedim. "Değişmeye çalışırım, Jung Woo. Neden bu kadar basit bir sebepten dolayı ilişkimizi bitiriyorsun?"

Sesli bir 'of' çekti ve başını eğerek ellerini saçlarından geçirdi. "Beni anlamıyorsun Yoona. Her şey hazırlandı bile." ne yani? Her şeyi hazırladıktan sonra gelip benden ayrılmak istemesi ne kadar normaldi?

Ben şaşkın bakışlarla ona bakarken cebinden bir zarf çıkardı ve masaya koyup bana doğru itekledi. "Biraz absürt kaçacak ama, eğer gelmek istersen seni de düğünüme beklerim."

Sanırım daha fazla sabredemeyecektim. "Sen ne kadar da ana kuzusu bir insansın ya! İnsan annesine karşı sevgilisini savunur, ben onu seviyorum falan der. Hiç mi sevmedin beni?!" artık etraftaki insanlar umrumda değillerdi. Bana doğru yaklaşıp sessiz olmam gerektiğine dair birkaç şey zırvalayan bedenini ellerimle ittim. "Söylesene! İlişkimize hiç mi değer vermedin!?"

"Yoona bak-" elimin birini havaya kaldırarak onu durdurdum. "Siktir git, Jung Woo."

"Ama-"

"Sana siktir git dedim!" elimdeki boş kahve bardağını ona doğru sallamam onu korkutmuş olacak ki, arkasına bile bakmadan koşarak kafeden uzaklaştı.

Birkaç saniye sonra kendime gelerek yerime oturdum ve etrafımda bana bakan insanlara gülümsedikten sonra elimi havaya kaldırarak garsonu çağırdım. Çalışan kız anında dibimde bitmişti. Eh, yaşananlardan sonra benden korkmuş olma ihtimali muhtemeldi.

"Bana elinizde bol çikolatalı olan ne varsa getirir misiniz?" şu an buna aşırı ihtiyacım vardı.

Kız zoraki bir gülümsemeyle konuştu. "Tabii. Az önce giden beyefendi ile yediklerinizi siz mi ödeyeceksiniz?" hadi canım! Bu kadar da yapmış olamazdı.

𝐻𝑎𝑝𝑝𝑦 𝐸𝑛𝑑𝑙𝑒𝑠𝑠 🌈 𝐽𝑒𝑜𝑛 𝐽𝑢𝑛𝑔𝑘𝑜𝑜𝑘 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin