🌈15| "Yarını Geç, Bu Gece İşimiz Zor."

442 41 82
                                    

Bölüm şarkısı: Jessie J - Price Tag

Keyifli okumalar bi'tanelerim 🥰💜

Bazı zamanlar gerçekten de kendimi tanıyamıyordum.

Önceden en önemli olayları bile umursamaz, hayat bu deyip geçerdim ya da en ufak bir şeyde yaşadıklarımı unuturdum. Bu özelliğim ben kendimi bildim bileli vardı.

Ta ki bu zamana kadar.

Ben Jung Woo ile sevgiliyken bile onunla yaşadığımız kavgaları umursamamıştım. Hatta annesinin bende sevmediği tavrımın bu umursamazlığımın olduğuna kalıbımı basabilirdim ama ben artık eski ben değildim. Bunu geç de olsa fark etmiştim.

Jungkook benim bütün dengelerimle oynamakla kalmamış, hayatımı kendisine bağlamıştı resmen. Onu ve hislerini düşünmediğim bir an bile yoktu.

Hani demiştim ya, filmlerdeki o salak başrollerin kafası sürekli sevdiği kişide olduğu için işlerini bile yapamıyorlar diye, sanırım ben de o başrollerden birine dönüşüyordum.

Ama onlardan tek bir farkım vardı, ben bir filmde ya da dizide oynamıyordum.

En önemlisi, ben salak değildim ki eğer öyle olsam bile asla kendime salak diyecek kadar düşmezdim.

Çünkü sen Min Yoongi'nin kardeşisin tatlım. Senin salak olman mümkün değil. Hatta çevrende tonla salak olmasına rağmen senin bu denli akıllı olman bile şaşırtıcı!

Ha bir de, beni o salak karakterlerden ayıran şey iç sesimin ta kendisiydi. Bazen keşke insan olsa da oturup konuşsak diyordum içimden.

Aman aman yok kalsın! Ben senin içinde iyiyim. Bu aşk meşk işleri hiç bana göre değil.

Keşke ben de aşk işlerinden uzak kalabilseydim ama sanırım bu şu an mümkün değil gibi gözüküyordu.

"Dökül bakalım amazon kızı."

İş çıkışı saati gelir gelmez beni almış ve arabaya bindirerek bir sahile getirmişti. Artık işe kendi arabamla gitmiyordum. Malum bu kaçak damat her seferinde bir yolunu bulup geri dönüşte beni kendi arabasına bindirmeyi başarıyordu.

Elimdeki bira şişesinden bir yudum alarak omuz silktim. "Ne anlatmamı bekliyorsun acaba?" denizi izleyen bakışlarının beni bulduğunu hissetsem de ona dönmedim. O ise konuşmasına devam etti. "Bu dalgın hallerinin sebebini."

Acaba gerçekten anlamakta sıkıntı mı çekiyordu? Ben onun benim kafamı karıştırdığını yüzüne de söylemiştim ama hala gelmiş, bana bu tavırlarımın sebebini soruyordu. "Bunu sana bahsettiğimi düşünüyorum."

Bakışlarım ona döndüğünde sorar gözleriyle karşılaştım. Ardından ilk başta ne olduğunu anlayamadığı için çatılan kaşları, beyninde yaşadığı aydınlanmayla düzleşti. "Ha, şu mesele."

Neden bu kadar rahat davranıyordu ki? Benim eninde sonunda onu seveceğime bu kadar inanıyor muydu?

Aklımdaki tüm soruları ona sormak varken sessiz kalıp tek bir soru sormayı seçtim. "Bir şey söylemeyecek misin?"

Bakışlarını bir saniye bile benden çekmiyordu. "Seni, beni sevmen için zorlayamam Yoona. Hem, bir bakıma böyle daha iyi oluyor beni için."

Kaşlarımı kısa bir anlığına kaldırıp indirdim. "Hadi ya. Ne bakımda iyi oluyormuş senin için?"

Aramızda olan mesafeyi kapatarak dudaklarını hafifçe yanağıma bastırdı. Ardından burnunu yanağıma sürterek içine derin bir nefes çekti. "Sana karşı olan duygularım her geçen gün artıyor." öpme şekli bile 'ben sarhoşum' diye bağırıyordu resmen.

𝐻𝑎𝑝𝑝𝑦 𝐸𝑛𝑑𝑙𝑒𝑠𝑠 🌈 𝐽𝑒𝑜𝑛 𝐽𝑢𝑛𝑔𝑘𝑜𝑜𝑘 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin