🌈12| "Az Önce Ne Yaşandı Ki Diyorum."

505 52 94
                                    

Bölüm şarkısı: BTS - Don't Leave Me

Keyifli okumalar üzümlü keklerim 🍇🥮

Sevdiğimiz insanlar neden hep bizden uzak olurlardı? Ya da neden yanı başımızdaki insanlar bizim kalbimizi onarılmayacak derecede kırdıktan sonra ardına bile bakmadan çekip giderlerdi?

Bu soruların cevabını kendimi bildim bileli cevaplayamamıştım. Ben cevabı ararken hayat bunu en güzel şekilde bana öğretmişti zaten.

Sevdiğim kim varsa beni bırakıp gitmişti. Hepsi de bende ağır yara olarak kalmışlardı. Şimdi ise korkuyordum. Yoona'ya ondan hoşlanmaya başladığımı söylersem onun da benden çekip gitmesinden deli gibi korkuyordum hem de. Ve şu an onun peşinden koşmasam az daha korktuğum başıma gelecekti.

O kayalığın tam ucuna geldiğinde onu kolundan tuttum ve kafasını göğsüme yaslayarak burnumu güzel kokulu saçlarının arasına gömdüm. O ise zaten bunu bekliyormuş gibi daha şiddetli ağlamaya başlamıştı. Onun ağlama sesleri benim kulaklarıma ulaştıkça kendimi öldürme isteğim daha çok artıyordu.

Eğer sözlerimin onda böylesine derin bir yara açacağını bilseydim hayatta o lafları etmezdim. "Yoona ben çok özür dilerim." kendimi geri çekecekken belimdeki ellerini daha fazla sıkılaştırdı. "Bu halimi görmeni istemiyorum."

Kafamı iki yana sallayarak onu geri çektim ve ellerimle yüzünü avuçlarımın arasına aldım. Ağlamaktan yanakları ve dudakları şişmiş haldeydi ve şu an aşırı öpülesi duruyordu.

Senin acilen kendine gelmen lazım. Kız ne durumda, sen ne düşünüyorsun.

Aklımdaki düşünceleri bir kenara atarak az önce bir damla daha yaş akıttığı gözlerine yaklaştım ve dudaklarımı oraya bastırdım. Ben, onun beni itmesini beklerken o hiçbir şey yapmadı. Doğrusunu söylemek gerekirse bu tavrı bana daha çok cesaret vermişti. Bu sefer dudaklarım diğer göz kapağını buldu. "Ağlama, yalvarırım ağlama. Ben onları isteyerek söylemedim. Çok üzgünüm."

Söylediklerime karşı hiçbir tepki vermemesi arada kalmama sebebiyet verse de ben bulunduğum konumdan memnundum. Bir süre öylece ağlamaktan kızarmış suratını izledim. Daha sonra gözlerim dudaklarına kaydı ve bir süre orada oyalandım. O sırada Yoona, odaklandığım dudaklarını kıpırdatarak konuşmaya başladı. "Annem ve babam bizi küçükken bırakıp gitmişler. Yani ben anne ve baba ne demek, bilmiyorum. Benim ebeveynlerim Jimin'in ailesi oldu diyebilirim." sesli bir iç çekip derince yutkundu ve devam etti. "Bana göre bir insan bir çocuğu doğurmakla anne ya da baba olmuyor. O yüzden ben o insanlara bu sıfatı yükleyemem.." kapalı olan gözlerinden bir damla daha yaş aktı. "Kaldıramazlar çünkü."

Devam etmesini alnımı alnına yaslayarak engelledim. Elimin baş parmağı da hala yüzünü okşuyordu. Şu an onu deli gibi öpmek istiyordum ve sanırım artık ben bazı şeyleri akışına bırakmalıydım.

Gözlerim hala dudaklarındayken fısıldadım. "Biraz sonra yapacağım şey yüzünden belki bana kızabilirsin ama ben artık yapmak istediğim şeyleri daha fazla ertelemek istemiyorum." yavaşça gözlerini araladı ve dudaklarına odaklanmış beni görmesiyle birlikte dudakları hafifçe aralandı. Ben de vakit kaybetmeden dudaklarımı dudaklarına bastırmıştım zaten.

Dudaklarının verdiği his bambaşkaydı. Şeftalili lipbalmının tadını alabiliyordum. Ben onu öperken o öylece duruyordu. Şaşırması normaldi çünkü ben bile bunu kendimden beklemiyordum.

Daha sonra beklemediğim bir şey oldu.

Ellerini enseme çıkarıp oradaki saçlarımla oynamaya başlarken dudaklarını aralayarak bana karşılık verdi.

𝐻𝑎𝑝𝑝𝑦 𝐸𝑛𝑑𝑙𝑒𝑠𝑠 🌈 𝐽𝑒𝑜𝑛 𝐽𝑢𝑛𝑔𝑘𝑜𝑜𝑘 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin