𝐻𝑎𝑝𝑝𝑦 𝐸𝑛𝑑𝑙𝑒𝑠𝑠 🌈 𝐽𝑒𝑜𝑛 𝐽𝑢𝑛𝑔𝑘𝑜𝑜𝑘

🌈22| "Odam Ne Tarafta Benim?"

Bölüm şarkısı: Ava Max - Who's Laughing Now?

Keyifli okumalar çileklerim 🍓

"Yok, bu çok kısa."

"Ama az öncekinden daha uzun Yoona!"

"Kızım gelinlik dediğin uzun olur, deli etme beni!" Ben elimdeki limonatadan bir yudum daha alırken So Ra da bilmem kaçıncı gelinliğini denemek üzere tekrardan kabine girmişti.

Arkalarından atlı kovalar gibi evlenmeye kalkarlarsa kendileriyle birlikte herkesi bok çukuruna sürüklerlerdi tabii ki.

Elimdeki bardakla ayaklandım ve gelinlik reyonunda gezinmeye başladım. Bu konuda da iş başa düşmüştü yoksa bu So Ra denen gerizekalı tek başına bi bok beceremezdi.

Basının önünde Jungkook'u öptüğüm günden sonra aramızdaki bağ daha da kuvvetlenmişti. Ayrıca hakkımızdaki bütün şüpheleri de susturarak sorunsuz bir hayat yaşamaya başlamıştık. Şimdi de hazır rahattayken So Ra'nın ve abim Yoongi'nin kıyafet işini halletmek adına bir dükkana girmiştik. Ben So Ra ile gelinlik bölümüne giderken Jungkook ise Yoongi'yi yanına alarak onu smokinlerin bulunduğu kısma sürüklemişti. Sürüklemişti diyordum çünkü sevgili abime kalacak olursak kendi düğününe pijamalarıyla çıkacaktı.

Fakat sizce Min Yoona'nın bir tanıdığı böyle bir rezalete kafa atar mı? Ah, saçmalamayın lütfen.

Beni düşüncelerimden sıyıran şey, gözlerimin önünde mükemmel işlemelere sahip olan gelinlikti. Bu tarz gelinlikleri So Ra giymezdi ama bunu kesinlikle ona göstermeliydim.

Gelinliği elime alarak kabinin kapısını tıklattım. "So Ra!"

"Ne var?"

"Şu muazzam şeyi denemen lazım." gözlerimi gelinlikten alamıyordum resmen. O derece güzeldi.

Bir anda kabinin kapısı açıldı ve sıçrayarak geri çekildim. Gözlerim yeni gelinliğiyle ayna karşısına geçen So Ra'ya kaydı ve istemsizce elimin biri ağzıma gitti. "Ananı satayım oha! Ne güzel oldun sen öyle."

Eh, senin şaheserin.

Üzerindeki gelinliği ilk başta elime aldığımda çok beğenmiştim ama üzerinde bu kadar güzel olacağını düşünmemiştim açıkçası.

So Ra'yı elinden tutarak etrafında bir tur döndürdüm. "Gerçekten abimin turnayı gözünden vurduğuna bir kere daha şahit oldum şu an." So Ra gülerek önce bana, sonra elimdeki gelinliğe baktı. "Onu da deneyeceğim herhalde?" Kafamı sallayarak onu onayladım. "Evet, aslında niyetim öyleydi ama üzerindeki sana çok güzel olduğu için bu mükemmelliyeti bırakmak zorundayım." diyerek gelinliği yerine koymak üzere reyonlara yöneldim.

"Elindeki gelinliği sen denesene."

Adımlarımı istemsizce durdurduğumda gözlerim elimdeki gelinlikle kesişti ve arkamı döndüm. "İyi de henüz ben evlenmiyorum ki. Bu büyülü olayı o zamana saklamak daha mantıklı değil mi sence de?" aklıma Jung Woo ile kurduğumuz evlilik hayalleri geldiğinde gözlerimin dolduğunu hissettim.

Hayır, üzüntümün sebebi asla o şerefsiz değildi. Onun bende açtığı yaralar yüzünden önüme bakmaktan, sevdiğim adamla birlikte yeni bir hayata başlamaktan korkuyordum.

So Ra derin bir iç çekerek yanıma geldi ve ellerimi tuttu. "Jung Woo şerefsizi yüzünden Jungkook ile mutlu olamamaktan korkuyorsun, değil mi? Aynı şeyleri yaşamaktan korkuyorsun."

Kafamı geriye atarak gözlerimi kırpıştırdım ve gelen yaşları engelledim. "Evet, ama Jungkook'un bana böyle bir şey yapmayacağından asla şüphem yok. Hatta biliyor musun, sanırım ben onca 4 yılı Jung Woo ile boşuna heba etmişim So Ra.." yüzümdeki huzursuzluk yerini bir gülümsemeye bıraktı. "..İyi ki diyorum, iyi ki Jungkook hayatıma girdi. O olmasa belki de şu anda bu durumda olmazdım bile. O benim her şeyim oldu birdenbire. Nasıl başardı bunu bilmiyorum ama, iyi ki de başardı."