Selaaamlaarrr!
Nasılsınız çiçeklerim, böceklerim, ballı çöreklerim?
Yeni bölüme hoşgeldiniz.
Medya: Doruk Karakılıç
Sınır: 20 oy 100 yorum
Hadi bölüme geçelimm!
❤
H: Günaydın (07.58)
H: Evden çıkmadan önce ilacını içmeyi unutma.
H: İlacını içtikten sonra mutfakta bırakma, çantana koy hemen.
H: Sonra öğlen yemek arasında eve dönüp almak zorunda kalıyorsun, yemek yemeye vaktin kalmıyor.
H: Aç kalma.
Liya: Sana da günaydın H.
H: Sabah atarlı olduğuna göre her şey normal.
Liya: O ne demek ya?
Liya: Ben sabahları atarlı mı oluyorum?
Liya: Bak farkındaysan bunu nasıl bildiğini sormuyorum bile.
H: dsfghjhgfdsdfghjgfdfg
H: Evet sabahları atarlı oluyorsun.
H: Hatta Alper amcaya göre Ela teyze de senin gibi uykuya çok düşkün olduğundan sabahları böyle atarlı oluyor.
Liya: Yani hem bana anonim olarak yazıyorsun hem de annemi babamı ve beni çok iyi tanıyorsun.
H: Yani?
Liya: Yanisi babam olduğunu düşünmedim değil.
H: dfghjkhgfdsfghyjkhgfdsfgh
H: Merak etme baban değilim.
H: Hadi bir an önce hazırlanıp çık sende evden.
H: Arkadaşların seni bekliyor.
(Görüldü.)
H'nin son mesajını okuduktan sonra sabah içmem gereken son ilacı içip mutfak masasına koyduğum okul çantamı sırtıma taktım. 2 yıl önce başlayan dismorfik bozukluk ya da dismorfofobi denilen, kişinin dış görünümü ile aşırı derecede uğraşmasına sebep olan psikolojik bir rahatsızlığım vardı. 2 sene önce yaşadığım kimseye anlatmadığım bir takım olaydan dolayı reddedilme korkusu, değersiz hissetme, dış görünüşümü başkalarıyla karşılaştırma sorunlarımın başlamasıyla ardından gelen sıkı diyet, abartılı makyaj, vücudumu kıyafetler yüzümü saçlarımla kamufle etme çabası ve aynanın önünde saatlerimi harcamaya başlamamın sonucu annem ve babam tarafından hızla psikiyatriste götürülmüştüm. Ve sonuç olarak bu tanı koyulmuştu. Yaklaşık yarım senemiz ilaç içmeye alışma ve kafamdaki estetik ameliyat arzusunu yok etmeye çalışmakla geçmişti ve bu çabaların sonucunda bu noktaya kadar gelmiştim. Şimdi ilaçlarımı düzenli kullandığım sürece sıkıntı çekmiyordum ancak hala aklımın bir köşesinde reddedilme ve dışlanma korkusu vardı.
Evin girişindeki küçük pufa oturup spor ayakkabılarımı giyerken anahtarlarımı almadığımı farkedip işe gitmek için hazırlanan anneme seslendim.
"Efendim kızım?" deyip yanıma geldi sol kulağına küpesini takmaya çalışan annem.
"Anne anahtarlarımı odamda unutmuşum, ayakkabılarımı çıkarmayayım şimdi. Sen getirir misin?" annem başını sallayıp 5-10 dakika önce dalgalı fön çektiği saçlarını geriye atarak anahtarlarımı getirmek için üst kata çıktı. O sırada çalan kapıyla tek ayağını giydiğim ayakkabının diğer tekini de hızlıca giydim, ayağa kalktım ve kapıyı açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNAYA BAK - Eriyorsun 2 | Texting
Teen Fiction0557***: Liya dur! 0557***: Yapma! 0557***: Fırlatma aynaya telefonunu. 0557***: Bak sen çok güzelsin. 0557***: Gerçekten çok güzelsin. 0557***: Sarı ışıltılı saçlarınla çok güzelsin. 0557***: Dupduru cildinle çok güzelsin. 0557***: Her zaman heyeca...