7

1.5K 138 10
                                        

merhabaaa

iyi okumalarr

fikirlerinizi belirtirseniz çookkk mutlu olurum

---------

"Teşekkür ederim Jaehyun. Arabam bir anda bozuldu, sana da yük oldum."

Komşum Jaehyun arabasını okulun önünde durdurdu. Ona dönüp gülümsedim, birkaç ay önce oturduğum apartmana taşınmıştı. Gerçi genelde kimseyi tanımıyordum. Çok fazla kat çok fazla insan demekti ve ben insanları sevmezdim. Bu yüzden sadece karşımda oturan Jaehyun'u tanıyordum. 

"Hiç önemli değil. Akşam seni almamı ister misin?"

Başımı iki yana salladım. "Yoon hyung ile konuştum o alacak şu an müsait olmadığı için gelemedi."

Gülümsedi ve elimi tutup, üstüne hafif bir öpücük kondurdu. Bunu kibarlığına yorarak gülümsedim. "Bir ihtiyacın olursa beni her zaman arayabilirsin."

Başımı salladığım sırada okulun önünde bekleyen siyah arabayı gördüğümde aceleyle kapımı açtım. "Tekrardan teşekkürler Jaehyun, görüşmek üzere." Arabadan indikten sonra siyah arabaya ilerledim. Namjoon beni gördüğünde kapıyı açıp, indi. "Bugün geciktiniz Bay Park."

"Sizi alakadar ettiğini düşünmüyorum Bay Kim. Jaehwa'yı alayım ve siz gidin." Yüzümdeki alaycı gülümseme ile ona baktığımda pes edercesine elini kaldırıp, kapıyı açtı. Her zamanki yüz ifadesinin aksine fazlasıyla yorgun ve uykusuz görünüyordu Jaehwa. Emniyet kemerini açıp, kucağıma aldım. 

"Jaehwa hasta mısın bebeğim?" Hayır dercesine başını salladıktan sonra omzuma yaslayıp yürürken Namjoon bizim için bahçenin kapısını açtı. "Teşekkürler."

Namjoon başıyla selam verdikten sonra uzaklaştı. İçeri girip, Jaehwa'yı yere indirdim.

"Sen yerine geç, ben arkadaşlarını karşılayayım. Olur mu Jaehwa?"

Başını salladıktan sonra içeri adımladı. Kapı önüne çıktığımda yavaş yavaş gelmeye başlayan öğrencileri gördüm.

"Günaydın öğretmeniiiimm."

Hep bir ağızdan konuştuklarında güldüm. "Günaydın çocuklar."

Gelenler içeriye geçerken, diğerlerini bekliyordum. Uykucu Hoon her zamanki gibi geç kalıyordu.

Birkaç dakikalık bekleyişten sonra hepsi geldiğinde içeriye geçtim. Hepsi tek tek yerlerine geçmiş bekliyordu. Bu görüntü en sevdiğim andı. Benim sayemde okula böyle gülümseyerek gelen öğrenciler beni mutlu ediyordu.

"Hocam sanırım Jaehwa rüyalarını özlemiş. Baksanıza yine uyumuş."

Hoon konuştuğunda Jaehwa'ya yaklaştım. Sessizce omzuna dokunarak uyandırmaya çalışsam da uyanmadığını fark ettiğimde içime düşen şüphe beynimi kemirmeye başlamıştı bile.

Alnına elimi yasladığımda hissettiğim sıcaklık beni korkutmaya yetmişti. Havale geçiriyor olmasından korkarak direkt kucakladım.

Öğrenciler merakla bize bakarken onlara bir şey uydurmam gerektiğinin farkındaydım. "Siz oyun oynayın hep beraber, biz Jaehwa ile sürpriz yapacağız."

Çocukları birine emanet etmem gerektiğinin farkındaydım. Ateşler içinde olan Jaehwa'yı hastaneye götürmeliydim. Taehyung hastanedeydi, onun yanına götürecektim.

Telefonumu çıkarıp,  Yoon hyungu aradım. Açtığında konuşmasına müsaade etmeden konuştum. "Çok acil okula gelmen lazım hyung, yakınlarda mısın?"

"Tamam, bekle geliyorum."

Telefonu kapatıp, bahçede beklerken arada bir Jaehwa'nın ateşini kontrol ediyordum. Uyandırmaya çalışsam da gözlerini açmaması beni oldukça korkutuyordu.

Yoongi'nin arabası kapıda göründüğünde koşarak gittim. "Hastaneye gitmem gerekiyor, birkaç saat çocukların yanında kal. Film falan açarsın izlerler. Arabanın anahtarını da ver."

Hızlı hızlı konuştuğumda şoka girdiği belli olan Yoongi anahtarı elime tutuşturup, içeri ilerledi. Söylediğim şey onun için korkunçtu evet ama ondan başka kimsem yoktu.

Arabaya geçip, Jaehwa'yı yatırdıktan sonra hızlı bir şekilde hastaneye sürerken telefonumu çıkarıp, babasını aradım.

Birkaç kez çaldıktan sonra telefon açıldığında konuştum. "*** Hastanesine gidiyorum. Kızınız ateşlendi buna gelirsiniz umarım." Ardından telefonu direkt kapattım.

Kısa süreli bir yoldan sonra hastaneye ulaştığımda kucağıma alıp, hastaneye girdim. Acile giriş yaptığımda elinde kahvesini içen Taehyung beni gördüğünde kahvesini bırakıp, yanıma geldi.

"Jimin? Ne oldu?"

"B-Bilmiyorum, bir anda bayılmış sınıfta. Direkt buraya getirdim telaşla. Taehyung Jaehwa'yı kucağımdan alıp en yakın yatağa yatırdı. Ellerimin titremesini durduramazken gözlerimin dolmasını es geçmeye çalışarak  kayıt alanına gidip, kendi adıma kayıt yaptırdım.

Hayatımda ilk defa böyle bir şey yaşıyordum ve bu korkunçtu. Bir öğrencimi bu hâlde görmek benim için fazlasıyla kötüydü.

Geri yanlarına döndüğümde yatakta yatan minik bedeni gördükçe ağlama isteğim daha da artıyordu. "Çok ciddi bir şeyi yok merak etme. Ateşi yükselince bünyesi kaldıramamış. Birkaç saat içinde uyanır, sen iyi misin?"

"Bilmiyorum, Taehyung. Dünyam başıma yıkıldı sanki. Çok korktum öyle baygın görünce." Taehyung gülümsedi. "Bekle sana su alıp, geleyim. Sen de otur."

Başımı sallayıp, yandaki sandalyeye oturdum. Hâlâ aklım almıyordu. Acilin içinde etrafa bakan kişileri gördüğümde perdeyi yavaşça aralayıp, kızını görmesini sağladım. Yanındaki uzun boylu adam fark ettiğinde koşar adımlarla geçip,  perdeyi çektiler. Yüzünde maske olan maskesini ve şapkasını çıkardığında gördüğüm yüz ile aklımın durduğunu hissettim.

Olmasından korktuğum şey olmuştu.

Jaehwa'nın babası Jungkook'tu.

Taehyung'un deyimiyle benim lisede aşık olup, yıllarca unutamadığım kişiydi.

Telaşla birkaç adım geriye gittim ve gözümden akan bir damla yaşı sildim. Yanındaki adam elini omzuma koydu. "İyi misiniz?"

Başımı salladım. Jungkook kızının yanına oturup, yüzünü severken içeriye Taehyung girdi. "Kızımın nesi var?"

"Basit bir nezle korkulacak bir şeyi yok, ateşlenince bünyesi kaldıramamış. Birkaç saat içinde uyanır."

Bana yaptığı açıklamaları babasına da yaptığında sesim içime kaçmış gibi konuşamıyordum. Yıllar sonra Jungkook'u görmek çok garipti. Evlenmiş olması da çok garip hissettiriyordu.

Taehyung suyu verdiğinde elim öyle çok titriyordu ki kapağını kendisi açıp, içirdi.

Jungkook kızının başından kalktığında bana döndü.

"İyi misiniz Bay Park? Renginiz atmış. İsterseniz siz gidin."

Başımı iki yana salladım.

"İyiyim ben, Jaehwa'yı bırakmak istemiyorum."

-----

akşam bir bölüm daha atacağımmm

görüşürüzzz<3


chance with you | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin