Neden diye sordunuz mu hiç kendinize? Herhangi bir şey için değil, her şey için? Nerden geldim ve neden bir insanım? Gibi gibi ... Sormadınız değil mi ? Ben de sormamıştım hiç. 4 yıl önceye kadar hiç... Koskoca Kırklar Holding sahibinin kızıydım. İstediğim her şeyi elde ediyordum , baba al demem yeterli oluyordu. Ölmek mi ? Aklıma dahi gelmiyordu . Peki ya şimdi? Her şey nasıl da tersine döndü, şimdi elimde bir tek bu kitap var. Ha bir de annemden 4 yıldır sakladığım bu gerçek...
Nasıl da yok oluyor her şey, beklenmedik anda . Nasıl da kaybediyorsun her şeyini...
Can Yücel'in Bağlanmayacaksın şiiri geliyor aklıma. " Elini ayağını bile sahiplenme " diyordu . En sevdiğim şiirdi bu benim . En son 13 yaşındayken annem okumuştu bana . Babam öyle edebiyattı, sözdü , şiirdi pek anlamazdı. Ama annem tam bir kitap kurduydu. O da benim gibi yazar olmak istiyormuş zamanında ama şiir yeteneği daha baskın olduğu için şiir yazmaya başlamış. 15. yaş doğum günümde şiir kitabını bana hediye etmişti. Çok güzel kadındır annem. Sarı saçları sırtından boşalır, kar beyazı yüzünü süsleyen yeşil gözleri ve mutlu olunca al al olan yanakları , adı gibi selvi boyu ...
Babamla üniversite yıllarında tanışmışlar. Annem o zamanlar maddi sıkıntılar yüzünden bir kafede çalışıyormuş. Hâlâ anlatırken gözleri dolar; zenginlerin geldiği bir kafeydi, o kadar hor görürlerdi ki çalışanları, çoğu zaman orayı terk etmeyi etmeyi düşünür ama okumak için o eziyeti çekmeye devam ederdim der. Babamsa her okul çıkışı kafede baba parası ile sağa sola hava atmaya gelirmiş annem öyle diyor . Babam da tabii ki bunu inkar edip " annenin güzelliği aklımı başımdan almıştı , onun için gidiyordum kafeye kızım. Bakma sen ona " der.
Bir gün annem yanlış sipariş getirince müşteri annemi azarlamış, bunu gören babam annemin kollarından tutup çıkarmış onu kafeden. Öyle başlamış bu hikaye .
Evliliklerinin ilk yılında ben doğmuşum. Annem adımı vermiş, Asel. Sonra dedem vefat edince işlerin başına babam geçmiş. Bu yüzden başka çocukları olmamış , babam çok işkolik bir insan olunca tabi .d
Sonunda annem babamı bir aylık tatile ikna eder. Deyim yerindeyse babamla son tatilimiz. O tatilde annem kardeşim Meriç'e hamile kalır. Bu arada Meriç dedemin ismi . Babam , dedemi çok severmiş. O yüzden onun adını vermişler. Tüm mutlu anılarımız bu kadardı. Sonra kabuslarım başladı. Babam bir iş için İstanbul'a gitti . Ara ara eve dönse de yaklaşık 5 ay orda kaldı. Ne olduysa o zaman olmuş, babam Leyla ile tanışmış. Ve Leyla babamdan hamile kalmıştı. Babamın bundan haberi olmamış ve eve dönmüştü. Fakat babamın annemi aldattığını öğrenmeden önce bir gün şirkete gitmiştim. Orda çok sevdiğim bi abi vardı, yazarlık dersleri alıyordum ondan . Kitap yazıyordu o da. Babam o hafta İstanbul'a iş için gittiğini söylemişti fakat Onur abinin dediğine göre şirketimiz İstanbul'daki firma ile artık iş yapmıyordu. İlk kez o zaman şüphelenmeye başlamıştım. İstanbul'a Leyla için gittiğini bilmiyordum ama bize doğruyu söylemediğine göre tekin bir iş yapmıyordu. Muhtemelen zaten o zaman da Leyla hamile kaldığını söylemiş ve babamdan onunla evlenmesini istemişti. Bunlar benim tahminlerim , gerçekler böyle olmayabilir..."Kopan bir ipe sımsıkı bi düğüm atarsanız, ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür; ama ipe her dokunuşunuzda canınızı acıtan nokta da orasıdır." Hayat, bu düğümlere verdiğimiz anlamların bütünüdür biraz. Koparttığımız her bağ, can yaksa da güçlendirir...
2018 Leyla'
Gökhan'a her şeyi anlatmam lazım. 4 aylık bebeğini taşıdığım adam gerçekleri bilmiyordu . Nasıl söylerdim, ne yapardım hiçbir fikrim yoktu . Geçimimi sağlamak için fahişelik yapıyordum diyecek halim yoktu. Üstelik bebeğimle tekrar ortada kalırsam...Ama bunu yapmak zorundaydım.
Gökhan'ı arayıp evime gelmesini söyledim. İlk uçakla İstanbul'a geldi . Kapıyı çaldığında heyecandan kalbim yerinden çıkacak gibi olmuştu...- Leyla , iyi misin? Ne oldu , neden apar topar çağırdın?
- Gökhan, hoş geldin. Kusura bakma seni korkuttum. Sana anlatmam gereken şeyler var.
- Dinliyorum Leyla .
- Gökhan ben öncelikle her şey için özür dilerim , yani ben seni çok sevdim ve sen çok iyi bir insansın . Bu iyiliğine aşık oldum ben ...
Ellerimi saçlarında gezdirirken birden geri çekildi.
- Ne demeye çalışıyorsun, uzatmadan anlat.
Gökhan öyle duygusal şeyleri pek sevmeyen bir adamdı, hiç ruhuna falan da dokunmazdı.
- Gökhan önceki gelişinde evi basan adamlar kiracı değildi . Onlar benim için gelmişti.
- Nasıl yani senin için?
- Seninle tanışmadan önce çalıştığım yerden yani .
- Ha , şu bir türlü söylemediğin işin. Evet neymiş o sır gibi koruduğun işin?
- Ben... Ben bir hayat kadınıydım Gökhan.
- Sen ciddi değilsin değil mi ? Benden sıkıldın ve kendinden soğutmak için yapıyorsun değil mi? Ciddi değilim de bana Leyla! Şaka yapıyorum de !
Gökhan o gün çok sinirlendi, ben başımı öne eğince kapıyı çarpıp çıktı. Bir daha da asla aramadı beni . Ben 5 ay sonra Aleyna'yı dünyaya getirdim . Gökhan'ı arayıp bir çocuğumuz oldu demeyi çok isterdim ama kendi kızı olduğuna bile inanmayacak hatta beni duygu sömürüsü yapmak ile suçlayacaktı. Gökhan'ın bana açtığı banka hesabında 100 BİN TL vardı. Onunla kızımı büyütebilirdim. Harika bir hayatımız olabilirdi ama Gökhan'ı sonsuza dek kaybedecektim. ..10.05.2021 Asel
Babam İstanbul'a niye gittiğini bize söylememişti ve anneme gelen bir telefonla babamın kaza geçirdiğini öğrenmiştik. Yüksek dozda alkollü çıkmıştı yola ve babamın hiç huyu olmayan bir şeydi bu . Kazadan sonra babamın kişisel eşyalarını bana verdiler . Babamın telefonuna gelen 32 cevapsız arama ve yüzlerce mesajın tamamı Leyla Görgülü diye bir kadına aitti. " Gökhan beni affet , her seyi düzeltebilirim " diye mesajlar atmıştı ve ben o zaman babamın gizli ilişkisini öğrenmiştim. Bende travma etkisi yaratmıştı o mesajlar. Babam muhtemelen o kadından ayrılmıştı ama sonuç olarak annemi aldatmış ve bu yüzden kaza geçirmişti. Yaklaşık bir ay boyunca babam hiç şirkete gitmedi , dolayısıyla İstanbul'a da . Herhangi şüpheli bir şey de olmamıştı. Bu süreçte ben babama karşı duvar örmeye başladığım için hayli agresif bir insan olmuştum. Psikoterapiler, psikologlar, terapistler yüzlerce hastane ... Hiç kimseye bir kelime dahi etmedim. Ailemde beni üzecek ve travma etkisi yaratabilecek tek şey babamın kazası olarak göründüğü için herkes ona bağlamıştı. Gitgide her şeyden soyutlanmaya başladım, okula bazen gitmiyor, notlarım düşmüş, çevremde tek tük arkadaşım kalmıştı. Babama hayran olduğum için bunu kendime yediremiyordum...
Geçen babama hafta babam ve annem şirket yemeği için dışarıdayken eve bir kargo geldi. Üzerinde gönderen ismi yoktu ama Gökhan Kırklar adına gelmişti.
Babamın çalışma odasına koydum . Şirket için gelen mallardan biri şirket yerine eve gelmişti belli ki. Sonra eğer iş için gelen bir şey olsaydı muhtemelen daha iyi muhafaza edilmesi için üzerinde bir şeyler olurdu diye düşündüm, belki de babam bizim için bir şeyler almıştır diye düşünüp kutuyu açmaya karar verdim. Kutu baya çirkin ve itici bir şeydi. Koli bandı ile ağzı kapatılmış olan kutuyu açmak zor olmadı. Açtığımda içinden minik bir bebek ayakkabısı birkaç hediyelik eşya ,kullanılmış ve geri iade edilmiş gibi duran birkaç mücevher ve bir de zarf vardı.
Açmalı mıyım? Açmaya hazır mıyım? Göreceklerim beni nasıl etkileyecek?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir İntihar Melodisi
Non-Fiction17 yaşındaki Asel'in 4 yıldır kulaklarında çalan intihar melodisi...