Yapayalnızım

61 9 17
                                    

Zarfı açmamaya karar verdim . Bunu anneme verecektim , ne yazıyorsa annem okumalıydı. Annemin toplantıdan dönmesini bekledim . Onlar dönene kadar ben uyuduğum için sabah erkenden annemin odasına fırladım. Zarfı annemin kolayca bulabileceği bir yere bıraktım. Üstünde bir şey yazmadığı için annem onu mutlaka okuyacaktı. Öyle de oldu , annem kahvaltı için hazırlanırken zarfı görmüş ve okumuştu. Çok sakin bir insandır annem ama bunu duyunca nasıl kıyameti koparmadı cidden bilmiyorum. Eşyalarını toplayıp evden çıkmış. Odamda olduğum için ruhum bile duymadı benim tabi . Babam desen görse dahi umurunda olmaz bir halde , ki zaten uyuyordu herhalde . Babamın annemi çağırması üzerine hizmetçi " Selvi hanım eşyalarını toplayıp gittiler efendim " dediği an zarfı açtığını anladım. Annemle babam tartıştıktan sonra annem sürekli Gökçe ablaya giderdi. Bu annem ve Gökçe abla arasında bir sır da olsa ben biliyordum. Koşar adımlarla oraya gittim , Gökçe ablanın kapısını bir daha çalınca sonunda gir içeri diyebildi . Annem içerideydi fakat o kadar kötü bir haldeydi kötü bir haldeydi ki ... Ağladığını benden gizlemeye çalışsa da ben görüyordum ağladığını.
- Anne haber vermeden çıkmışsın, çok korktum. Üstelik Gökçe abla burda olduğunu da söylemedi.
Gökçe ablaya sert bir bakış attıktan sonra, anneme neden ağladığını sordum . Yutkundu. Sustu.
Haklı olarak , biz babama böyle bir şeyi yakıştıramadık. Her şeyden önce ondan bunu beklemezdik, hâlâ da beklemiyoruz . Üstelik bir fahişe...

- Bak yavrum , Asel'im. Babanla 4 yıldır anlaşamıyoruz birtanem biliyorsun. Sen ve Meriç'im için biraz dayanmaya çalıştım. Sen artık büyüdün. Sen çok olgun bir kızsın ve beni anlayacağını düşünüyorum. Biliyorum babanı daha çok seviyorsun...

Gözlerinden akan yaşlara kurban olurum kadın! Seni de asla affetmeyeceğim baba ...

Bunları dedikten sonra gözlerinden yaşlar boşalmaya başladı. Ben buz kesildim. 4 yıldır bu sonuçtan korktuğum için anneme söylememiştim ve bugün...

-Anne , sakin ol . Babamla oturup konuşamalısın , birbirinizi dinleyin. Hem o kazadan sonra babam tekrar eski haline döndü . Lütfen Meriç için, benim için...

Babam yüzlerce kez annemi de beni de aradı, o gün telefonları hiç açmadık. İkimiz Gökçe ablada kaldık. Ah Meriç, güzel kardeşim kim bilir ne kadar korkmuştur...
Sabah olunca babamı aradım ve annemin onu Lavanta Kafede beklediğini söyledim. Aynı şeyi anneme de yaptım ama gitmemek için baya direndi . Ne konuştular bilmiyorum ama eve beraber döndüler. İkisi de tek kelime dahi etmeden odasına geçti.

" Keşke bir dünya kursam ve içinde sadece ben ve annem olsak , en güzel hayatı sersem yoluna ve gerekirse bi ömür sersem ... Hak etti çünkü , en güzel hayatı yaşamayı hak etti . "
...

Sabah erkenden annemin odasına gittim , babam iş için erken çıkmıştı annem de içeride değildi. Duş alıp kahvaltıya inecektim fakat banyoya girdiğimde gördüğüm manzara beni o an için buz kesmişti. Annem... Benim nur yüzlüm yerde kanlar içinde uzanıyordu.
Anne diye çığlık atmamla bütün site etrafıma toplandı . Sonrasını hatırlamıyorum, bayılmışım. Uyandığımda bir hastane odasındaydım. Annemin yanımda olmadığını görünce ...
- A- annem nerde ? Burda mı? İyi mi o ? Biri bir şey söylesin İYİ Mİ O ?
- Günaydın küçük hanım, sakin olun lütfen. Anneniz başka bir odada müşahede altında. Gayet iyi .

Hemşire ile aramda geçen diyalogtan sonra nihayet annemin iyi olduğunu öğrendim. Ama kendimi asla affetmeyeceğim, asla . Eğer o zarfı yok etseydim ...

Bunların tüm sebebi benim ... Ve babam ...
Annemi o halde görmek yaşayabileceğim en kötü şeydi, kendime gelemedim ...

Annemin yanına götürmediler beni , sinirden dakika başı baygınlık krizi geçirdiğim için doktor odadan çıkmayacağımı söyledi. Ama benim annem o haldeyken ben tabii ki burda durmayacaktım. Hemşire odadan çıktığı gibi koridora fırladım, koskoca hastanede annemin nerde olduğunu nasıl bilecektim ki ? Hastaneye geleli çok olmamıştı, muhtemelen doktorlar da bana yalan söylüyordu annem yoğun bakımda olmalıydı , onu gördüğümde çok kan kaybetmişti. Yoğun bakıma doğru koşmaya başladım, koridor sonunda babamı görünce yanılmadığımı anladım. Ama o an dünyam bir kez daha başıma yıkıldı, annem hâlâ yaşam mücadelesi veriyordu , benim için , Meriç için...

-Annem iyi mi baba ?
- Bilmiyorum kızım bilmiyorum, doktorlar hiçbir şey söylemiyor.
- Senin yüzünden biliyorsun değil mi ? Eğer anneme bir şey olursa seni asla affetmeyeceğimi de ?
- Benim değil senin suçun, annene anlatmasaydın bilmeyecekti üstelik zaten artık ortada hiçbir şey de yok.
- Ne ? Benim suçum mu ? Annemi bir fahişe ile aldatmanın neresi benim suçum?
- Bağırma! Otur şuraya zaten sinirliyim. Bunları evde konuşacağız seninle Asel hanım, ha bu arada annene bir şey olursa sebebi sensin .
- Yeter artık yeter , nefret ediyorum senden . Annemin yoğun bakım ünitesinde olduğunu bile bile hâlâ yüzüme bakıp sebebi sensin diyorsun. Sen nasıl bir insansın ya , biz seni böyle tanımadık. Keşke şu an annemin yerinde sen olsaydın.

En son bu sözleri hatırlıyorum ondan sonra tekrar aynı odada başımda bir doktor ve hemşirenin beklediğini...
Off yine bayıldığım için tekrar o odadayım, keyfime göre sinirlenemiyorum bile .

- Ya doktor bey sizin benimle derdiniz ne ? Annemin yanına gitmek istiyorum dedim , annen iyi dediniz . Şimdi de kendim gittiğim halde beni buraya geri getirdiniz , ya bi rahat bırakır mısınız beni ? Annem o haldeyken ben neden sürekli koluma serum yiyorum?

Doktorla hemşire kendi arasında tebessüm ettikten sonra bana bir iğne vurdular ve uyutulmuşum...

Kim bilir kaç saat sonra uyandım, hemşireye annemi sordum ve annemin bu sefer cidden iyi olduğunu söyledi fakat ben tabii ki inanmadım. Görmek istiyorum onu , elini tutmak istiyorum ve sonsuza dek kollarında uyumak istiyorum...
Ben annemsiz ne yaparım aklım almıyor, onun olmadığı bir dünya olabilir mi ki ? Ben intihar etmeyi düşünürken şu an annemin başında çaresiz bekliyorum, aynı şeyleri o da mı yaşayacaktı? Başımda çaresizce uyanmamı bekleyecekti fakat ben gözlerimi kapadığım sonsuz uykudan bir daha hiç uyanmayacaktım...

Odada annemi beklerken doktor içeri girdi hemşire ile bir şeyler konuştuktan sonra annemin yanına gidebileceğimi söyledi. Açıkçası biraz tuhaftı, sanki benden bir şey saklamaya çalışıyorlar, her neyse annemin yanına gitmem lazımdı.
- Yoğun bakıma değil herhalde değil mi ? Annem müşahede odasında değil mi ?
Hemşireden ses çıkmadı . O an başımdan aşağı kaynar sular döküldü, başım dönmeye başladı, hastanenin tüm duvarları üzerime geliyordu ...
Tam o sırada yoğun bakımdan annemin üzeri örtülü bir şekilde çıktığını gördüm. Babam arkasından gözyaşları içindeydi...

Dünya bir dakikalığına durdu, sanki her yer derin bir sessizliğe gömüldü, annemin yoğun bakım kapısından gülümseyerek çıktığını gördüm...
Kendimi toparlamaya çalıştım , hareket edemiyordum, sanırım zaten o an iki kişi beni tutuyordu. Ama bunlar benim anneme sarılmama engel olamazdı !

"Anneeee...eee" son kez en içten şekilde " anne..." hastanenin duvarlarında yankı yapan çığlıklarım ve o hiçbir şey yapmayan babamı hafızamdan asla silmeyeceğim.

İnsan kaybedince anlıyor birini ne kadar sevdiğini, annemin cenazesine bile gidemedim , hastane odasında serumlarla ayakta kalıyordum.
O gün o kadar çok yandı ki canım, hani bu böyle tarifi olmayan bir acıydı. Aşk acısı değil, bıçak yarası değil ; araba çarpmış da tüm kemiklerim kırılmış gibi ve daha ağır...
Annem defnedildikten sonra beni mezarlığa götürdüler, ben hayatım boyunca hiç bu kadar çaresiz ve kimsesiz kalmamıştım.
Binlerce mezarın içinden birindeydi annem , benim kokusuna doyamadığım annem toprak olacaktı...Hepsi benim yüzümdendi, bunun bedelini kendime ödeteceğim...

Anneemm, kurban olduğum...
Özür dilerim anne özür dilerim ama merak etme bu böyle yarım kalmayacak tamam mı? Ben seni orda yalnız bırakmam, yanına geleceğim anne . Korkma orda tamam mı, ben biliyorum şu an beni duyuyorsun. Anne ... Nolur konuş benimle. Asel ben ölmedim de , ellerimi tut tekrar anne . Hatta , hatta istersen kız, bağır. Ama beni böyle bırakma anne .
Bir tek senin olduğun dünyamda artık ben tek varım... Çok korkuyorum anne , senin olmadığın bir hayat ile nasıl başa çıkabilirim ki ben ? Bana bağırıp ben uyuduktan sonra başımda bekleyen , özür dilerim kızım sana bağırmak istemedim diyen annem olmadan ben ne yaparım söylesene ? Anne , beni babamla yalnız mı bırakıyorsun sen ? Bir savaşın ortasında ordusuz mu bırakıyorsun annee? Hayır, bunu bana yapamazsın değil mi ? Gitmedin biliyorum , biliyorum hâlâ beni izliyorsun bir yerden . Geri gel nolur geri gel anne lütfen, söz veriyorum sen gelirsen burdan gideriz anne , başka bir hayat kurarız yeter ki gel nolur anne gel ...

Bir İntihar Melodisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin